İzmir ve Muğla'nın RES haritasını açıkladılar
İzmir'de rüzgar enerji santrallerinin (RES) doğaya, canlılara zarar verdiği gerekçesiyle 17 dernek, platform, birlik ve kent konseyleri tarafından kurulan 'Rüzgar Yaşamdan Yana Essin İnisiyatifi' İzmir ve Muğla'nın RES haritasını çıkarttı. Karaburun'un yüzde 71'ni, Urla'nın yüzde 33'nü
- Ege Postası
- 14.06.2016 - 14:55
İşletilen, inşaat halinde olan, lisans almış veya başvuru yapmış tüm santrallerin, İzmir'in yüzölçümünün yüzde 15'ni, Karaburun'da yüzde 71'ni, Urla'da yüzde 33'nü kapsadığını belirten İnisiyatif üyeleri, RES'lere karşı tüm yasal ve demokratik haklarını kullanacaklarını açıkladı.
Mart 2016'da kurulan Rüzgar Yaşamdan Yana Essin İnisiyatifi, Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, RES'lerle ilgili mevcut durum ve gelecekte yapacakları mücadeleyi açıkladı. İzmir'de farklı ilçelerde örgütlenen platform, birlik, kooperatif ve kent konseylerinin biraraya gelmesiyle oluşan İnisiyatif'in sekreteryasını yürüten Burçak Karama Uysal açıklama yaptı. Uysal, İnisiyatif'in RES'lerin yaygınlaşmasının yol açtığı çok yönlü ağır ve geri dönüşsüz tahribata karşı, tüm canlıların yaşama hakkı ve yaşam alanlarını savunanların bilimsel-hukuksal ve toplumsal mücadelelerini ulusal düzeyde ortaklaştırmak, kamuoyunu bu konuda bilgilendirmek ve uluslararası işbirliğini sağlamak amacıyla kurulduğunu söyledi.
Ege Bölgesi'nin yüzde 39'luk bir oranla, Türkiye'de işletmeye alınan ve inşa halinde olan RES'lerde ilk sırada yer aldığını belirten Uysal, "İzmir yüzde 19'la en fazla RES yatırımının yapıldığı kent. Zengin biyolojik çeşitliliğe sahip, ekolojik önemi olan bölgeler, tarım alanları, meralar, doğal-tarihi-kültürel varlıklar ve turizm bölgeleri, RES projelerine tahsis ediliyor. Ege'nin doğal, tarihi, sosyal, kültürel ve ekonomik değerleri hızla ve geri döndürülemeyecek biçimde yok oluyor. RES'lerin enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın bir yolu olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Ancak kullanılmayan kapasitenin kurulu güce oranının yüzde 21, kayıp-kaçak oranının yüzde 17, potansiyel enerji tasarruf oranının ise yüzde 30 olduğunu gizliyorlar. Tarımda ve hayvancılıkta dışa bağımlılığın artmasına ve turizm gelirlerinin azalmasına neden oluyorlar" dedi.
RES yatırımlarının 'Yenilenebilir-temiz enerji' ambalajıyla masum gösterilmeye çalışıldığını, ormanlık ve makilik yeşil alanların, içinde endemik-nadir-koruma altında olan flora ve fauna türlerinin habitatlarının, RES projelerine tahsis ettiğini belirten Uysal, "Karaburun Yarımadası'nın yüzde 71'i, 6 RES firmasına tahsis edilmiş durumdadır. Urla'da sadece 6 türbin için şimdilik 1800 ağaç katletildi. RES yatırımlarının, gerçek kamu yararı ilkesiyle irdelenmesi acil bir zorunluluktur. Bu yatırımlarda yüksek rüzgar verimini tek değerlendirme kriteri olarak görenler, yüzlerce, binlerce RES'in insanlar ve başta kuşlar, yarasalar olmak üzere tüm canlılar üzerindeki yerleşim alanlarını içine alan gürültü, düşük frekanslı ses, gölge, titreşim ve elektromanyetik alan etkilerini dikkatlerden kaçırıyorlar" dedi. Uysal, ÇED sürecinin, şekilsel bir işlem ve prosedür olmaktan çıkarılması gerektiğini, mevzuatın uygulanması ve ÇED süreçlerine halkın gerçek anlamda katılmasını, yerel dinamiklerin kendi yaşam alanları üzerinde söz sahibi olmasını sağlayacak düzenleme ve uygulamaların, ilgili meslek odalarının ve bilim insanlarının katılımıyla yeniden oluşturulması gerektiğini söyledi.
Rüzgar Yaşamdan Yana Essin İnisiyatifi'nin RES talanına karşı tüm canlıların yaşam hakkını ve yaşam alanlarını hep birlikte savunmak, her bileşenin kendi bölgesinde bu kapsamda verdiği mücadeleyi desteklemek, ulusal ve uluslararası düzeyde gerekli girişimlerde bulunmak için çalışmayı hedeflediğini belirten Uysal, kamuoyunu, özellikle yenilenebilir-temiz enerjinin ne olduğu ve ne olamayacağı, enerjide dışa bağımlılık ve enerji ihtiyacı konularında bilgilendirmek üzere, tarafsız, bilimsel araştırmalara dayalı toplantılar, kampanyalar yapmak amacıyla tüm yasal ve demokratik haklarını kullanacaklarını açıkladı.
İnisiyatif üyesi Mustafa Fatih Bakır ise İzmir ve Muğla için hazırladığı RES haritasını açıkladı. Bakır, yüzölçümü 12 bin kilometrekare olan İzmir'de işletilen, inşaat halinde olan, lisans almış ve başvurusu yapmış RES'lerin tamamının kapladığı alanın 1722 kilometrekare olduğunu ve rakamın İzmir'in toplam yüzölçümünün yüzde 15'i olduğunu söyledi.
Karaburun'un 415 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 71'i olan 294 kilometrekareyi mevcut ve başvuru yapmış 6 RES projesinin kapladığına dikkat çeker Bakır, "Bunlardan biri tek başına 252 kilometrekareyi kapsıyor. Urla'da ise 727 kilometrekare olan yüzölçümün yüzde 33'ü (239,3 kilometrekare) mevcut ve potansiyel RES alanı" dedi.
Bakır, 12 bin 600 kilometrekare yözülçümlü Muğla'da işletilen, lisans alan ve başvuru yapan RES'lerin yüzölçümün, ilin yüzde 7'sini (932 kilometrekare) kapladığını dile getirdi.
Rüzgar Yaşamdan Yana Essin İnsiatifi; Ayvalık Tabiat Platformu, Bodrum Yarımadası Çevre Koruma Platformu, Çeşme Ortak Yaşam Platformu, Çeşme Sürdürülebilir Yaşam Platformu, Dereköy Kadınları Dayanışma Birliği, Dereköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, EGEÇEP-Ege Çevre ve Kültür Platformu, Germiyan Slow Food Hareketi, GÜLDER-Güzelbahçe Kültür Çevre ve Güzelleştirme Derneği, İZÇEP-İzmir Çevre Platformu, Karaburun Kent Konseyi, Marmaris Ekolojik Yaşam Derneği, Permakültür Araştırma Enstitüsü, TURÇEP-Turgutlu Çevre Platformu, Urla Çevre Gönüllüleri, Urla Kent Konseyi, Yarımada Ortak Yaşam Derneği'nin biraraya gelmesiyle kuruldu. (Utku Bolulu/DHA)
Yorum Yazın