İzmir’den “çifte yanıt”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in iddialarına yanıt veren İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir’in içme suyunun “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik standartlarına göre uygun içilebilir su” kalitesinde olduğunu yineledi. İZSU, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’nden şebeke suyuna ilişkin ishal salgın vakalarıyla ilgili kendilerine herhangi bir bildirimde bulunmadığını da açıkladı.
- Ege Postası
- 12.09.2014 - 13:48
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in İzmir’de bağırsak enfeksiyonlarındaki artış iddiasıyla ilgili açıklama yapan İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, kentte içme suyu kaynaklı bir bağırsak enfeksiyonu vakası bulunmadığını, şebeke suyunun temiz ve güvenilir olduğunu açıkladı. İzmir’deki su kaynaklarının İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ekipleriyle birlikte düzenli olarak kontrol edildiğini belirten İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, “İzmir’in suyu her hafta 40 noktadan alınan numunelerle sürekli takip edilmektedir. Alınan numuneler İZSU’nun Sağlık Bakanlığı tarafından akredite olan laboratuvarında analiz edilmektedir. Analiz sonuçları İnsani Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliklere göre uygun standartlarda olup veriler internette düzenli yayınlanarak kent halkına duyurulmaktadır. Kaldı ki, konuyla ilgili yetkili merci olan İl Halk Sağlığı Müdürlüğü’nden de şebekedeki içme suyuyla ilgili herhangi bir ishal vakası idaremize bildirilmemiştir” dedi. İZSU Genel Müdürlüğü yetkilileri, şu bilgileri aktardı:
Suyumuz A1 kalitesinde
“Tahtalı-Balçova barajlarından temin edilen içme ve kullanma suyu, her iki yerde bulunan içme suyu arıtma tesislerinde arıtıldıktan sonra şebekeye verilmektedir. Baraj havzalarındaki kısıtlayıcı koruma kontrol çalışmaları ile göl hamsu kalitesi A1 sınıfında (Basit fiziksel arıtma ve dezenfeksiyon ile içilebilir su kalitesinde) olup içme suyu arıtma tesisi çıkış su kalitesi de İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik standartlarına göre uygun, içilebilir su kalitesindedir. Ayrıca kuyulardan temin edilen içme ve kullanma suyu da Çullu- Menemen-Halkapınar’da bulunan 3 adet arsenik içme suyu arıtma tesislerinde arıtıldıktan sonra şebekeye verilmektedir. İçme suyu arıtma tesislerinden şebekeye verilen su, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik standartlarına göre uygun içilebilir su kalitesindedir. İdaremiz tüm tesis giriş ve çıkışlarından, su dağıtım depolarından ve şebekeden günlük/haftalık numuneler alarak Akredite İZSU laboratuvarında analiz etmektedir. Bu kapsamda 11 ilçeyi besleyen 7 adet ana dağıtım depolarının beslediği bölgelerden İl Halk Sağlığı Müdürlüğü elemanları ile birlikte aylık 160 noktadan kimyasal ve mikrobiyolojik numuneler alınıp İZSU laboratuvarlarında analiz edilmektedir. Alınan numuneler, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik standartlarına göre uygun içilebilir su kalitesindedir. Analiz sonuçları da İZSU ve İl Sağlık Müdürlüğü web sayfasında güncel olarak yayınlanmaktadır.”
Cevap bilim dünyasından geldi
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in İzmir’de ishal vakalarının arttığı iddiasına yanıt bilim dünyasından geldi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, son yıllarda İzmir’de su kaynaklı ishalli hastalıklarda artış değil tam tersine bir azalış söz konusu olduğunu belirterek, İzmir’in suyunun temiz ve güvenilir olduğunu dile getirdi. Bu konuda siyasetçilerin değil bilim insanlarının konuşması gerektiğinin altını çizen Karababa, şunları kaydetti:
“Biz de kaba bir tabir vardır. Ağzı olan konuşuyor hikayesi. Lütfen bunu kimse doğrudan doğruya üzerine alınmasın. Herkesin kendi uzmanlık alanları ile ilgili bir şey söylemesi daha doğru olur. Kentte yaşayan ve su sağlığı ile ilgili çalışan biri olarak İzmir’in suyu ile ilgili bir şey sorulduğunda ‘gönül rahatlığıyla evimde çeşmeyi açıp şebekeden akan su ne ise bunu tüketiyorum. Benim bununla ilgili bir derdim yok’ diyorum. İzmir’de şebeke suyu güvenilir bir sudur. Bu suyu içen insanlara yönelik bulaşıcı hastalıkla ilgili salgın düzeyinde herhangi bir sıkıntı yoktur.”
İshal vakalarında artış değil azalma var
Sağlık Bakanlığı’nın bulaşıcı hastalık bildirim verilerini herkesin görebileceği şekilde yayınlanmadığını ve bunun bir eksiklik olduğunu ifade eden Karababa, ancak kendisine ulaşan veriler üzerinden değerlendirdiğinde İzmir’de suyla ilgili bir salgın hastalıktan söz etmenin söz konusu olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Karababa şöyle devam etti:
“İzmir’in çeşmelerinden akan su güvenilir. Şu anda her ne kadar birçok büyük kentimiz suyuyla ilgili sorun yaşasa da İzmir’in yakım erimli böyle bir su sorunu yok. Ankara’nın, İstanbul’un yaptığı gibi başka su havzalarından su taşıyıp bunu kente sunmakla ilgili bir gereksinim de söz konusu değil. Bunu neden söylüyorum, başka havzalardan su taşınması nedeniyle sağlıksız su sunulan kentler var. Mevcut arıtma sistemleri başka havzalardan getirilen suları düzenlemeye uygun düzenekte değil. Bunun için yeni bir arıtma sistemi kurulması gerekiyor. Ankara’da, İstanbul’da tartışmanın zemininde yatan bu ama bizim böyle bir tartışma konumuz yok. İzmir’in güvenilir temiz bir suyu var. Eldeki istatistiklere baktığımızda da yıllar içinde İzmir’de su kaynaklı ishalli hastalıklarda artış değil tam tersine bir azalış söz konusu.”
İzmir’in gündeminde böyle bir sorun yok
Bilim insanların İzmir’in içme suyuyla ilgili bir gündemleri olmadığını yineleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Ali Osman Karababa “Bizim İzmir’de böyle bir gündemimiz yok. Ama Ankara’daki arkadaşlarımızın maalesef böyle bir gündemi var. Buradan siyasal bir malzeme çıkarıp tartışma açmak bizim tarzımız değil, biz bilimsel verilerle yorumlar yapmaya çalışıyoruz. Elimizdeki verilere göre de İzmir’de böyle bir sorun yok.”
Yorum Yazın