Bir zamanlar Şemikler Tren İstasyonu
Bazen ayrılıktır bazen sevgilidir, bazen hasretin bittiği yerdir tren istasyonları. Bazen hareket eden bir trenin düdük sesi bırakıp gitmeye direnmenin çığlığı gibidir. Tren bizi alıp götürürken uzaklara kucağımızda uyuyan ayrılığın saçlarını okşarız; gidip de dönememenin, dönüp de geride bıraktıklarımızı görememenin hüznünü hissederiz yüreğimizde.
Tren yolculukları geçmişle geleceğin sisleri arasında yüzünü hiç görmediğimiz gizemli bir sevgiliye koşmak gibidir. Geride bırakıp gittiğimiz sevdiklerimizden dostlarımızdan yakınlarımızdan ayrılmanın hasretliği, özlemi başlar o an yüreğimizde.
1950’li yıllardı. Herhalde ilkokulun ikinci-üçüncü sınıflarındaydım, çocukluğumun dayanılmaz düşleriyle, uçsuz bucaksız sebze ve meyve bahçeleri arasındaki küçük Şemikler Tren İstasyonu’nu çocuk masallarındaki incecik tül kanatlarıyla kelebeklere benzeyen peri kızlarının girip çıktığı esrarlı ve sevimli bir şato gibiydi benim için.
O zamanlar Şemikler’in sebze ve meyve bahçelerinde yetişen, kadife patlıcan, sakız bakla, enginar, Ayşekadın fasulyesi, bamya, lahana, karnabahar, dolmalık biber, domates, göbekli marul, maydanoz, dereotu, roka, can eriği, sarıerik, mandalina, İtalyan eriği kasalara yerleştirildikten sonra tren İstasyonunun karşısındaki rampaya yanaşan yük vagonlarıyla İzmir’deki sebze ve meyve haline gönderilirdi.
Ortasından çift hatlı demiryolunun geçtiği Şemikler meydanından Kara Bostanlısı’na kadar uzanan istasyon sokağının meydana bakan bir köşesinde Şemikler Tren İstasyonu, diğer köşesinde de bakkal Osman’ın dükkânı vardı. Onun da bitişiğinde sinema salonu gibi geniş Girit muhaciri Kovacı’nın kahvesi vardı.
Kahvenin önündeki dalları gökyüzüne doğru uzayıp giden yaşlı çınar ağacının altında yaz-kış suyu buz akan bir tulumba vardı. Sıcak havalarda istasyona yanaşmakta olan banliyö treni daha durmadan aşağıya atlayanlar tulumbanın başına koşuşurlar; su içtikten sonra tekrar koşuşarak hareket eden trene yetişirlerdi.
Çocukluğumuzun geçtiği Şemikler’de kimisi tuğladan kimisi kerpiçle yapılmış çatıları oluklu kiremitli, çivit badanalı evlerin pencerelerindeki saksılardaki sümbüller, manolyalar, mimozalar, güller, karanfiller yaseminlerle sokaklar mis gibi çiçek kokardı.
(Devam edecek)