CHP'nin aday adaylarıyla imtihanı!
CHP’de kurultay tartışmaları bitti, şimdi gözler yerel seçimlere çevrildi.
Parti üst yönetiminden yapılan açıklamalara göre; Belediye başkan adayları ekim ayından itibaren kademeli olarak açıklanacakmış…
Üstelik üstüne basa basa da vurguluyorlar; Adayların ‘iyi hizmet verecek, örgütte desteği olacak ve halkta karşılığı bulunan isimler olması önemli’ymiş…
Halk tarafından kabul gören, başarılı bir yönetim sergileyen mevcut belediye başkanlarıyla da yola devam edeceklermiş.
Belediye başkan adaylarının hangi yöntemle belirleneceği merak edilirken,
Partinin bütün yöntemleri uygulayacağı da açıklandı.
Ön seçim, merkez yoklaması, temayül yoklaması hepsi var.
Tüm bölgelerde anketler yapılacağı, örgütün, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların görüşlerinin alınacağı ifade edilirken, herkesin aday adayı olma hakkı olduğu belirtiliyor.
Yerel seçimlere 7 ay, adayların kademeli olarak açıklanmasına 2 ay var.
Şimdi önümüzdeki süreçte İzmir’de durum nasıl olur onu irdeleyelim.
İzmir’de yine önceki seçimlerde olduğu gibi her ilçede aday adayı bolluğu yaşanacak.
Baksanıza şimdiden basında “şu şuraya aday, bu buraya olmazsa öbür yere aday” gibi uzun isim listeleri, tahminler ve belki de algı yaratmaya yönelik haberler yayınlanmaya başlandı.
Bu aday adayı isimler…
Yine hiç çekinmeden mevcut belediye başkanlarını fütursuzca eleştirecek.
Projelerine gözünü kapayacak.
Yaptıklarını hiçe sayacak.
Ve muhalefete deyim yerindeyse hiç iş bırakmayacak.
Neden çünkü koltuk değerli…
Dedim ya daha zaman var ama bir kere yerel seçim ateşi yandı.
Bakmayın siz parti üst kademesinin yukarıda açıkladığı kriterlere…
Yine isimler son günlere doğru açıklanır…
Bu süre zarfında aday adayları birbirini yer, sosyal medyada da taraftarları birbirine sallar..
Kimse kriter falan dinlemez.
Arkası sağlam olanlar ise koltuğa bir adım yaklaşır.
Haa! Örgütün gazını almak için belki bir iki yerde ön seçim de yaparlar.
Hani dedik ya aday adayları birbirlerini yerler diye…
Bakın çok değil, daha bayram öncesi CHP kurultay tartışmalarıyla yeterince örselenmişken İzmir’in ilçelerinde iki olay yaşandı.
Biri Menemen’de diğeri Aliağa’da
CHP’den Menemen Belediye Başkan aday adaylığını açıklayan bir isim.
Menemen Belediyesi'nde yaşanan ‘tartışmalı haciz işlemi’ni gündemine almış…
O isim katıldığı bir radyo programında, “Cumhuriyet Halk Partililerin tamamını üzen ve tedirgin eden bir olay. Olmamalıydı. Doğru olmadı. Bu bizim partimizi ciddi anlamda yıprattı. Menemen'i de yıprattı. Menemen Türkiye’nin gündemine “Koltuğu haczedilen belediye başkanı” olarak geçti. Biz Kubilay ile anılırdık, maalesef bir koltukla anılır olduk. Gelinen nokta trajik bir noktadır. 20 yıllık deneyimin sonunda bu olmamalıydı. Partimiz yoğun bir şekilde yıpratılıyor ve buna sebep olanlar da belli. Burada bir başarısızlık var, herkes gereğini yapmalıdır" diyerek 20 yıllık belediye başkanını insafsızca eleştiriyor.
Aliağa’daki olay ise tam bir aymazlık örneği…
Partinin 2014 yılında İzmir’de kaybettiği 8 ilçeden biri olan Aliağa’da, belediye başkan aday adaylığı için harekete geçen bir isim, üç dönemdir Aliağa ilçe başkanlığı görevini başarıyla yürüten ve adı belediye başkan adaylığı için sıkça geçen Özcan Durmaz’a yönelik inanılmaz iddialarda bulundu.
Bu aday adayı arkadaşın, Durmaz’ı, geçmiş yıllarda yargılanıp aklandığı ve daha sonra FETÖ kumpası olduğu anlaşılan çevre davası ve aslında dosyada ismi hiç geçmeyen Hablemitoğlu cinayeti davası ile gündeme taşıyıp bir yerel gazeteye açıklamalar yapması partide ve kamuoyunda şok etkisi yarattı.
Bunu insan düşmanına bile yapmaz..
Bir CHP’li partisinin ilçe başkanına bunu nasıl yapar anlamak mümkün değil.
Bu daha başlangıç!
Yerel seçim yaklaştıkça ve rekabet arttıkça daha neler görüp, duyacağız.
Kim bilir!