Karşıyaka'da laiklik sınavı: Nikah memuru sahada, CHP nerede?
Türkiye, laiklik konusunda sık sık sınavdan geçiyor. Ancak bu sınavların en çarpıcılarından biri şüphesiz ki Karşıyaka Zübeyde Hanım Nikah Sarayı'nda yaşandı. Nikah memuru, sıradan bir iş gününde, aslında kanunların ve anayasanın arkasında durarak, laikliği hatırlattı. Fakat olayın reaksiyonları, bu hatırlatmanın toplumun bazı kesimleri tarafından ne kadar da rahatsız edici bulunduğunu gözler önüne serdi.
Karşıyaka'da bir nikah memuru, mikrofonu eline alıp, “Burası resmi daire, dua okumanıza müsaade edemeyiz, evinizde yapabilirsiniz” demiş.
Vay anasını sayın seyirciler, ne büyük iş!
Kadın memur, laikliği hatırlatmış, demokrasinin gereğini yapmış. Peki, ne olmuş sonra? Malum, bu ülkede laikliği hatırlatmak bazen deprem etkisi yaratır hâliyle.
Nikah sırasında bir din Mikrofonu elinden alan bu memur, aslında ne yapıyordu biliyor musunuz?
Anayasamızın öngördüğü laiklik ilkesini uyguluyordu.
Evet, laiklik; devletin dini işlerden ayrı tutulduğu, dini inançların kişisel alanda kalması gerektiği anlamına gelir.
Peki, bu durum neden bu kadar gündem oldu?
Tabii ki siyaset sahnesinde hiçbir fırsat boş geçilmiyor.
AK Parti, bu olayı hemen siyasi malzemeye çevirdi… Nikah memurunun bu tutumu bazı çevreler tarafından “din düşmanlığı” olarak nitelendirildi. Ancak unutmayalım ki resmi bir dairede, resmi bir törende dinin, dini ritüellerin yeri nerede?
Burada CHP'ye de bir çift lafım var.
Evet, partinin temel değerlerinden biri laiklik…
Ancak bu tür olaylarda sesini daha güçlü çıkarması gerekmez mi?
Laiklik, sadece kitaplarda kalmamalı, her alanda savunulmalı. CHP'nin bu konuda daha net ve güçlü bir tutum sergilemesi beklenir. Yoksa halk, laikliği savunacak başka kahramanlar aramaya başlar.
Sosyal demokrasi, aydınlık günler, cumhuriyet değerleri...
Hepsi çok güzel…
CHP'nin tepkisizliği veya yetersiz tepkisi ise daha da düşündürücü... Bir yanda "Laiklik bizim kırmızı çizgimizdir" denirken, diğer yanda yaşanan bu ve benzeri olaylarda sessiz kalınması veya yetersiz destek sunulması, parti içerisindeki laiklik anlayışını ve siyasi hesapları sorgulamamıza neden oluyor. Laiklik, gerçekten de sadece seçim zamanlarında mı hatırlanıyor?
Yoksa oyların kaybedilme korkusu mu, partinin bu temel ilkeyi savunmasının önünde duruyor?
Ancak bunları savunmak, sadece seçim meydanlarında güzel laflar etmekle olmaz. İşte Karşıyaka'da bir nikah memuru, belki de CHP’nin uzun zamandır yapamadığını yaptı ve laikliği uyguladı. Peki, bu cesur kadına sahip çıkacak, onun yanında olacak CHP'li siyasiler nerede?
Laiklik ve Atatürkçülük sadece seçim meydanlarında mı geçerli?
Kadın memurun yanında durmak bu kadar mı zor?
Yoksa bu sessizlik, “Yoksa oy kaybederiz” kaygısının bir tezahürü mü? Laiklik bu kadar ucuz mu? Yoksa CHP'nin de mi laiklik anlayışı “evde yapılacak bir şey” haline geldi?
Allah aşkına, bu nasıl bir düzen?
Nikah memuru işini yaparken, bir yandan da laikliği koruyor. Buna rağmen hâlâ “dini özgürlükler kısıtlanıyor” mu diyorsunuz?
Laiklik, dini özgürlüklerin garantisidir beyler, bayanlar. Unutmayalım, resmi dairelerde din ve devlet işleri birbirine karıştırılmamalıdır.
Savcılık soruşturma açmış!
Niye?
Memur kadın laiklik ilkesini mi ihlal etmiş?
Yoksa devlet dairelerinde dinî ritüellerin yeri olmadığını mı unutmuşuz?
Savcılığın bu olaya soruşturma açması ise başka bir trajikomedi…
Bir yandan demokratik değerleri ve laikliği savunan bir memura soruşturma açılması, Türkiye'nin laiklik konusunda ne kadar hassas bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. Soruşturma, gerçekte laiklik ilkesini korumak adına yapılan bir eyleme neden tepki olarak görüldü?
Bu, hukukun üstünlüğü ilkesine ve demokratik değerlere olan inancımızı sorgulatıyor…
Bu olay, Türkiye'nin temel meselelerinden bir tanesi olan laiklik konusunda bizlere ciddi bir sınav veriyor. Bakalım bu sınavdan geçebilecek miyiz, yoksa yine mi ders alamayacağız?
Daha düne kadar “Laiklik elden gidiyor!” diye bağıranlar, bugün laiklik ilkesini hatırlatan bir memura sahip çıkmıyor.
Neden?
Oy kaygısıyla mı yoksa başka bir hesap kitap mı var ortada?
Evet, laiklik mi yoksa oy mu daha önemli?
Bu soru, bugün Türkiye'nin siyasi arenalarında yanıtını en çok aradığı sorulardan biri haline gelmiş durumda. Umarız, CHP ve diğer siyasi aktörler, bu sorunun cevabını, sadece kendi siyasi geleceklerini değil, ülkenin temel değerlerini düşünerek verirler.