Dolar 34,5769
%0.1
Euro 36,3031
%0.82
Altın 2.971,510
%-1.13
Bist-100 9.621,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Siyaset, medya ve bürokrasi üçgeninde gizli iş birlikleri

İzmir, sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda karmaşık siyasi ve bürokratik ilişkileriyle de sıklıkla gündeme gelir. Son zamanlarda ortaya çıkan bazı iddialar, şehir yönetimindeki bazı kişiler arasındaki ilişkilerin ne derece iç içe geçtiğini ve bu durumun şeffaflık ilkelerine ne kadar meydan okuduğunu gözler önüne seriyor.

Yakın zamanlarda ortaya çıkan iddialar, bir gazetecinin, siyasetçi ve bürokratlarla olan yakın ilişkileri üzerine kurulu bir ağda merkezi bir rol oynadığını öne sürüyor. Bu gazeteci, sadece haber yapmakla kalmıyor; aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU gibi kurumlarda atamalar ve terfilerde etkili oluyor. Bu etkinin, bazı asfalt firmalarıyla yapılan ihaleler gibi somut projelere ve finansal işlemlere de sıçradığı iddia ediliyor.

Son zamanlarda İzmir kulislerinde dolaşan bazı iddialar, gözlerimi kamaştıran şehir ışıkları arkasında kalan karanlık köşeleri aydınlatıyor gibi. İddialar, geçtiğimiz dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yüksek kadrolarına atamalarda CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan'ın etkili olduğunu ve bu atamaların şehrin önemli projelerine yön verdiğini öne sürüyor. Bu isimler şöyle; T. Ö. T. (Makine İkmal Daire Başkanı), B. C. (Özel Kalem Müdürü), S. S. (Genel Md. Yrd.), Ö. Ö. (Genel Md. Yrd.), B. Ö. (Merkez Güney Kanal Şube Md.), S.A. (Kanal Şb.Md.), G. E.A. (Ticaret İşleri D.Başkanı), E. T. (Menemen Teknik Şube Müdürü gibi kritik pozisyonlardaki kişilerin Murat Bakan'ın etkisiyle yerleştirildiği iddia ediliyor.

İzmir'in yönetim kademelerinde dönen maalesef bazen sisli ve bulanık. Son zamanlarda ortaya atılan iddialar, bu bulanıklığın kaynağını biraz olsun gözler önüne seriyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan'ın adının karıştığı bir dizi olay, siyasi arenada ve bürokraside nasıl bir etkileşim içinde olduğumuzu sorgulamamızı gerektiriyor.

AK Partili Hakan Yıldız’ın “ama bu adama dikkat!”derken boşuna dememiş…

Özellikle İzmir Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli asfalt firmaları arasında gerçekleştiği iddia edilen ihale görüşmeleri, gözleri yine bu kıyı şehrine çevirdi. İddialar, Murat Bakan'ın bu görüşmelerde sadece bir gözlemci olmadığını, aktif bir şekilde rol aldığını iddia ediliyor. Bu durum, adil ve şeffaf ihale süreçlerinin önemini bir kez daha gündeme getiriyor.

Ancak son zamanlarda kulağıma gelenler, bu projelerin arkasında dönen bazı olayları gözler önüne seriyor….

Ortaya atılan iddialar a asıl dikkat çekici olan başka bir konu daha var: Bir gazeteci, Murat Bakan adına bürokratlarla görüşmeler yapıyor. Bu görüşmeler gazeteci ofisinde gerçekleşiyor ve terfi bekleyen bürokratların kariyer yollarını şekillendiriyor. Söz konusu bürokratların sisteme "uyma" garantisi vermesi halinde terfileri gerçekleşiyor.

İddialara göre, bir gazeteci, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde sadece kalem sallamakla kalmıyor, aynı zamanda terfi ve atamalarda da belirleyici bir rol oynuyor. Evet, yanlış duymadınız, bir gazeteci!

Görünüşe göre, bu gazeteci sadece haber peşinde koşmuyor; aynı zamanda belediyedeki önemli kararların ve atamaların perde arkasında etkili bir figür olarak yer alıyor. Bu durum, İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu'nun yaşadığı bir olayla daha da netleşiyor. İddialara göre Köseoğlu, İller Bankası'ndan kredi çekmek için uğraşırken, kapılar bir türlü açılmıyor. İşte bu noktada devreye gazetecimiz giriyor; bir AK Parti milletvekilini arayarak, gerekli randevuyu alıyor ve sonuç?

İZSU istediği krediyi kullanıyor.

Bu durum, şehrimizdeki yönetim ve medya ilişkileri üzerine ciddi soruları da beraberinde getiriyor. Gazetecilik mesleğinin temel ilkesi, objektiflik ve bağımsızlıkken, İzmir'de durum biraz daha karmaşık görünüyor. Bu gazeteci, haber yapmakla kalmıyor, adeta bir bürokrat gibi hareket ediyor.

Peki, bu durum İzmir'in yönetim kalitesini nasıl etkiliyor?

Bir yandan şeffaflık ve hesap verilebilirlikten bahsederken, diğer yandan bu tür iddiaların gölgesinde kalan İzmir, gerçekten de şeffaf mı yönetiliyor?

 Son olarak şunu da ifade etmem gerekiyor: Bu iddialar arasında en çarpıcı olanı, bir gazetecinin siyasi ve bürokratik alanlarda nasıl bir merkezi rol oynadığına dair. Ancak belki de daha dikkat çekici olan, bu gazeteciye AK Parti kanadından gelen açık destek. İZSU ile ilgili olarak AK Parti kanadından eleştiri gelmemesi ve hatta bir AK Partili meclis üyesi olan Hüsnü Boztepe tarafından meclis toplantısında övülmesi, İzmir siyasetindeki ittifak ve ilişkilerini gözler önüne seriyor.