Dolar 32,5056
%0.39
Euro 34,7608
%0.5
Altın 2.413,250
%1.39
Bist-100 10.046,00
%-0.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

'Menekşeler ve güller açar üstümüzde'

İş adamı, tüccar, politikacı ve magazin sosyetesinin entel takımı ünlü kişilerinin uğrak yeri göl kıyısındaki tavernanın, yemyeşil bahçesindeki masalarda karmen kırmızısı şarap kadehleri yudumlanıyordu yavaş yavaş; gizli ihanetlerin, sahte dostlukların, günahkâr bakışlı birlikteliklerin yalansı, riyakâr gülüşleriyle. 
Sepetindeki kırmızı karanfillerle masaların arasında kelebek sessizliği ile dolaşan genç kadın, simsiyah kirpiklerinin arkasında korkudan kuytu çekilmiş gizemli gözlerini, arsız duyguların sinsi bakışlarından saklamaya çalışırken gecenin sessizliğinde uyuyan bir pınardan yavaşça su içen bir ceylan gibi ürkekti. 

Bebeğiyle yapayalnızdı, korumasızdı. Mutluluğunu çok gören sonbaharları, sonbahar ayrılıklarını sevmiyordu. Kışın habercisi güz günlerinin esintileriyle yere düşen yapraklar gibi için için gözyaşı döküyordu kaderine tanrıya isyan etmeden.   

Tavernanın inceden inceden duyulan caz müziğinin sesi gecenin sessizliğini ninni söyler gibi büyülerken kulağı bebeğinin sesindeydi; uyanınca koşup kucağına alıp sarılacaktı sımsıkı; bin yıldır sürüp gelen bir hasretin özlemi gibi.
Gece mavisiydi gökyüzü sonsuzluğa doğru kanatlanmış düşler gibi. Ay, küçük beyaz bulutların arasından yaşamın, özgürlüğün, mutluluğunun türküsünü mırıldanırken, Samanyolu’ndaki yıldız denizinden tanrı, kucak kucak yıldızlar saçıyordu yatağında mışıl mışıl uyuyan yeni doğmuş bebeklerin rüyalarına.  
Gece boyunca ardı arkası kesilmeyen kurbağa seslerinin geldiği göl kıyısındaki sazlıkların hışırtıları arasından serin bir meltem esti. Üşüttü çıplak omuzları, sülün gibi beyaz kolları ve yarım kalmış karmen kırmızısı şarap kadehlerini.
Bebek uyandı; ağlayışı gecenin dinginliğinde yavru bir serçe kuşunun ortalığı velveleye veren masum çığlıkları gibi sevenciliydi. Gökyüzündeki ay bulutların arasından yeryüzüne bakındı. Bebeğin sesine kulak verdi. Gülümsedi mutluluğundan.

Koşup bebeğini kucağına aldı genç kadın. Süt kokulu bedenine sımsıkı sarıldı gözyaşı dökerek hiç kopmamak ister gibi. Göğsünün düğmelerini aceleyle açıp emdirmeye başlayınca sustu bebeği. Bakışları tanrının gözleriydi sanki. Gecenin içinden bir ses genç kadının saçlarını okşadı, gözyaşlarını öptü, “Benim için ağlama; zulüm ve kan biter bir gün, menekşeler ve güller açar üstümüzde.”