Dolar 32,4375
%-0.15
Euro 34,7411
%-0.66
Altın 2.441,870
%0.23
Bist-100 9.916,00
%2.05

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Delican'ın 'Paralel yapıyla mücadele' karnesi

AK Parti Terör Örgütü FETÖ ile mücadele ederken bu mücadeleye en büyük desteği vermesi gereken il teşkilatının karnesi oldukça zayıf…

Hatta bu konuda sınıfta kaldı diyebiliriz.

Bu konuda notumuzu verirken, bazı verileri de ortaya koymak lazım… 

Bu süreçte AK Parti ve hükümetinin  “terör örgütü FETÖ’ye” büyük bir darbe vurduğu kesin… Kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadığını görüyoruz. Zaten bu ülkenin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışan hainlere en güzel cevabı vermek lazım. Bu konuda hükümetin attığı her adıma tam destek verdiğimi hem kişisel olarak hem de gazetem adına, yaptığımız yayınlarla ortaya koyduk.   

Örgüt, devlet kurumlarının operasyonlarıyla çökertilip yüzlerce FETÖ üyesi gözaltına alınırken, İzmir ayağında ise AK Parti il Başkanlığı’nın skandallara imza atığını görüyorum…

AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nın bir süre faaliyet gösterdiği binanın sahibi, FETÖ’ya destek verdiği iddiaları aylar öncesinden ortaya atılan Ahmet Küçükbay ile ilişkilerini devam ettiren il Başkanı Bülent Delican, bununla da yetinmeyerek Küçükbay’ın kapatılan televizyon kanalına çıkmaya devam etmişti.

Bir tarafta devlet, FETÖ terör örgütü ile bütün gücü ile mücadele ederken, iktidar partisinin İl Başkanı’nın, FETÖ ile ilişkilendirilmiş ve devlet tarafından fişlenmiş bir kurumla ilişkisini devam ettirmesi, yani onun binasında oturmaya devam etmesi, o yapının televizyonunda programlara konuk olması, çok manidar bir durumdu… 

Ve bu kurumların sahipleri tutuklanınca İl Başkanı Bülent Delican da jet hızıyla kurumlarla ilişkisini kesti.

 İl Başkanı Bülent Delican’a yakın olan gazetecilerin, o televizyonda program yapması, daha da ileri gidelim ona yakın olan gazetenin, OHAL kapsamında FETÖ’den kapatılması çok büyük tesadüf olsa gerek…

Şimdi bir tesadüften daha bahsetmek istiyorum.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile illerin meydanlarında başlayan Demokrasi Nöbetleri’nde vatandaşlar darbeye karşı tepkilerini dile getirmiş ve başarılı bir süreç yaşanmıştı.

İzmir’de AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nın tertiplediği  mitinglerde vatandaşlar akın akın gelerek darbeye karşı tepkilerini ortaya koydular. Ve defalarca, gazeteci olarak değil, vatandaş olarak, çoluk çocukla gidip  katıldığım ve destek verdiğim mitingde, AK Parti İl Başkanlığı, o alana FETÖ’den alınmış bir kişiyi bize dinletmiş. Bu ülkede vatanseverler adına o kişiyi o platforma çıkaranlara hakkımı helal etmiyorum. 

Gazeteciler hakkında terör örgütü benzetmesi yapan Sayın il Başkanı Bülent Delican ne yazık ki, burada da bir skandala imza atmıştır.

Sahneye çıkardığı Manisa Basın İlan Kurumu Kenan Tokgöz ,daha sonra  “Fetulahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması soruşturması kapsamında tutuklanarak” cezaevine konuldu.

Sanırım bu da bir tesadüf olsa gerek.

Oysa insanlar hakkında araştırma yapmayı seven AK Parti il Başkanı Bülent Delican’ın, devlet tarafından FETÖ ile ilişkilendirilen insanlar ile kuruduğu ilişkilerin ardından bunların yaşanması ne kadar tesadüftür, bunu okuyucularıma bırakıyorum. 

Bütün bunları yazarken aklıma o dönemler yaşadığımız bir olay geldi. Ve bu olayı yazmam için, söyleyen kişiden izin almam gerekiyordu. Ve mertliğine, verdiği mücadeleye sonuna kadar inandığım, iyi bir AK Partili olduğunu geçen süre içinde gördüğüm meclis üyesini aradım. 

AK Parti’nin en etkili mücadele ettiği ilçelerin başında gelen Karabağlar’da paralel yapıyla deyim yerindeyse “kelle koltukta” mücadele eden AK Partili meclis üyesi Emrullah Kavuz’un daha önce anlattığı ve çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum. Bu sabah kendisini arayarak, bu konuyu yazmak istediğimi kendisine ilettim ve bana yazabileceğimi ifade etti. Konuyu, bana anlattığı gibi köşeme taşıyorum.

“7 HAZİRAN’DA PARALEL YAPIYI ÇÖKERTEBİLİRDİK”

Meclis üyesi Kavuz yaşadığı olayı şöyle anlatıyor:

”7 Haziran seçimlerinden hemen önce paralel yapının bağımsız milletvekili adayı İlhan İşbilen’in karargâhı olarak kullanılan İsmail Hakkı yurdunda yaşanan bir olayla ilgili il Başkanımızı aradım. AK Parti için çok önemliydi. Bu yurtta paralel yapıda, üst düzey mütevelli heyetinde bir ismin babası orada vefat etmişti. Ve bu kişi babasını halıya sararak oradan çıkardı.

Ve çevrede kamera kayıtları vardı. Bu olaya hemen müdahale edilmesi gerekiyordu. Ben de o dönemler polislerin içinde paralel yapıdan çok fazla isim olduğu için polisi aramadım. Bu nedenle il başkanımızı arayarak paralel yapının karargahı durumunda olan yurttan bir cesedin halıya sarılarak çıkartıldığını ve o dönem paralele karşı mücadele eden il emniyet müdürümüze konuyu iletmesini ve buraya çok acil operasyon yapılmasını, kamera kayıtlarının alınmasını istemiştim. Bu olayı ortaya çıkarırsak paralel yapıya Türkiye genelinde büyük bir darbe vuracağını ilettim.

 İl Başkanı bana ‘Sen bu konudan kimseye bahsetme, ben İl Emniyet Müdürü’ne aktarıp gereğini yapacağım’ dedi. Ancak o konuşmadan sonra ne gelen oldu ne giden.”

Kavuz, o dönem il Başkanı ile arasında yaşanan bir olayı bütün çıplaklığı işte bu sözlerle anlattı.

Peki, Kavuz’un anlattığı o olayın geçtiği yurt ne oldu dersiniz. “DEVLET TARAFINDAN KAPATILDI”

Yukarıda yazdıklarım ve meclis üyesi Kavuz’un anlattıklarına bakılırsa AK Parti il Başkanlığı’nda paralel yapıyla mücadelede ters giden bir şeyler var.

Sizin yaptığınız yanışları yazan gazetecilere bu benzetmeleri yaparken, “Paralel yapı” içinde olan bu kişilerle ilgili neden aynı hassasiyeti göstermediniz'

Şimdi gazeteciler ile ilgili “Terör örgütü” benzetmesi yapan AK Parti il Başkanı Bülent Delican’a sormak istiyorum.”

AK Parti il binasının olduğu binanın sahipleri ile ilgili ortaya atılan iddialar bilinmesine rağmen neden İl Başkanlığı’nı orada tutmaya devam ettiniz.  Ve sahibi tutuklanınca bir gecede İl Başkanlığı’nı taşıdınız. AK Parti il Başkanlığı’nı siyasi rakiplerinin ağzına neden sakız ettiniz, bunun için neden teşkilatlardan özür dilemediniz'

17-25 Aralık’tan sonra AK Parti hükümetinin tavır aldığı, daha sonra ise FETÖ’den kapatılan bu kanala o dönem siz neden çıkmaya devam ettini? Ve size yakın olan gazete bu kapsamda kapatılınca neden koşa koşa Ankara’ya kadar gittiniz'

Paralel yapı ile hükümet bu kadar mücadele ederken, konuşmasını çok anlamsız bulduğum, İzmir’le hiçbir alakası olmayan, ve daha sonra FETÖ’dan tutuklanan Manisa Basın İlan Kurumu müdürünü neden Demokrasi Mitingi’nde konuşturdunu? Devlet bu kurumlar ile ilgili yanlış mı yapt? Bu yanlışı düzeltmek için mi Ankara’ya gittiniz'

Hükümet paralel yapıyla ilgili her türlü ihbarı dikkate alırken, siz hakkında paralel yapıyla ilgili iddialar bulunan kişileri size defalarca aktaran kendi partinizin meclis üyesinin sözlerini neden dikkate almadını? Ve bir de üstüne bu konuyu dile getiren meclis üyesini partiden ihraç etmeye çalıştınız.

Sorular… Sorular… Sorular…

Şimdi il Başkanı Bülent Delican’dan bu soruların yanıtını bekliyorum. Ne cevap vereceğini ben de çok merak ediyorum. Bir de sizin yardımcılarınız Abdurrahman Tosun ile Ömer Gültekin’in yaptıklarına hala sessiz mi kalacaksını? AK Parti’nin üzerine sıçrayan “bu lekeyi” kaldırmanız gerekmez mi' 

MANİSA BASIN İLAN MÜDÜRÜNÜN KONUŞMASI