Gazetecilik iktidar partisinin borazanlığını yapmak mı'
İzmirliler tarafından iktidar yanlısı olarak gösterilen Yeni Asır Gazetesi, İzmir'de CHP'li siyasetçiler ve belediye başkanlarından sanki hesap soruyormuş gibi bir yayın politikası izliyor. Hatta işi iyice ileriye götürerek, ''Size İzmir'de rahat yok. Beter olun'' der gibi yayın yapmaya devam ediyor.
İzmir'in en büyük bölge gazetesi ne diye kime sorarsanız sorun, sanıyorum size vereceği cevap Yeni Asır gazetesidir.
Yıllarca İzmir'de vatandaşların sorunlarını gündeme getiren önemli bir yayın organıydı. Buraya kadar her şey normal. Ancak son dönemlerde 119 yıllık çınar, kendisine yakışmayan haberlerle kamuoyunun vicdanını sızlattı.
Oysa gazetecilik iktidar partisinin borazanlığını yapmak değil, muhalefet etmektir.
Yaptığı haberlerle bir çok insanı zor durumda bırakan, görüşü alınması gereken kişileri aramak yerine, kendi edindiği bilgileri yayınlayarak insanların yaşamını zora sokarken, yayıncılık ilkelerini de çiğneyen gazetenin yönetim kadrosu, maalesef kendi muhabirlerinin Büyükşehir basın danışmanı Reşat Yörük’ün telefonda yaptığı sohbeti bir tehdit olarak görmüş ve işi daha ileriye götürerek savcıya çağrıda bulunarak suç duyurusunda bulunmuştur.
Koca Yeni Asır gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı da bunu köşesine taşıyor. Sanki gazeteyi basarak Yeni asır muhabirini tehdit etmişler sanırsınız.
Bunu köşesine taşımak ve savcıları göreve çağırmak yerine Reşat Yörük’ün yaptığı konuşmayı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile paylaşması gerekmez m? (Tabii konuşacak yüzü varsa)
Ya da Şebnem hanım yazdığı köşe yazısında Büyükşehir Belediyesi basın tanışmanını hedef göstermek yerine doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunsaydı...
Ama Şebnem hanımın amacı bağdan üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Bunu bile fırsat olarak kullanan bir gazetenin genel yayın yönetmenin bu kentle barışık olması gerekirken kavga etmesi nasıl anlaşılabilir çok merak ediyorum.
Durum böyle olunca bunu köşesine taşıyan bir insanın iki gazeteci arsında geçen sohbeti böyle büyüterek iktidara daha yakın olmak için köşesinde kullanması ne yayın ilkesine ne de basın ahlakına sığmayan bir davranıştır.
Kamuoyunda Yeni Asır'ın CHP'li siyasetçiler ve belediye başkanları ile ilgili yaptığı yanlı haberlerden sonra Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanını "kavgacı ve uzlaşma kültüründen uzak bir insan" olarak göstermeniz çok anlaşılır gibi değil...
Sevgili Şebnem hanım kent haberleri yaptığını söylüyor ve bunu gazetecilik adına yaptığını ifade ediyor...
Ne hikmetse bu kent haberleri ve siyasi haberler sürekli CHP'li siyasetçiler ve belediyeler aleyhindeki haberler...
İktidar partisinde kıyamet koparken bu konuda tek satır yazmayan ve iktidarın borazanlığını yapan 119 yıllık çınarın yöneticileri ne hikmetse kentin sorunları ile çok yakından ilgileniyor.
Aynı hassasiyeti nedense iktidar partisinde yaşanan gelişmeler için göstermiyor. Ve bu taraflı yayınlara İzmirli ve Egeli okuyucuların tepki göstererek gazeteyi cezalandırdığını görüyoruz. Bu yayınlardan sonra Günlük tirajı 100 binlerde olan gazetenin tirajının 25 binlere düştüğünü biliyoruz.
Bu yayınlar yüzünden televizyonu kapatmak zorunda kalan kuruluş, bu yayın politikası ile gazetenin geleceğini de riske sokuyor. Buradan bu gazetede çalışan arkadaşların dikkatli olmasını, tetikçilik yapmamasını diliyorum. Çünkü iktidar değiştiğinde gazetenin yayın politikası değişecek ama bu dönemlerde bu işlere alet olan basın mensupları, bu işlerin tetikçisi olarak anılacaktır.
Bu konuda size patronlarınızdan gelecek talepler ya da baskılara boyun eğmeyip daha önce bazı meslektaşlarınızın yaptığı gibi bunlara alet olmadan istifa ederek başka kurumlarda çalışın… Benden söylemesi…
NOT: Tolga kardeşim keşke iki gazeteci arasında yapılan görüşmeyi kimse ile paylaşmasaydı. Çünkü; onun yaşadığı sorun üzerinden başkaları ile hesaplaşma içinde olanların verdiği tahribatı sonraki yıllar toparlayamayacaksın. Bizim de birçok yaptığımız haberlerden dolayı basın danışmanları, muhabir arkadaşlarımızı arıyor, bunun gibi onlarca konuşma yapılıyor. Bu çok büyütülmesi gereken bir konu değil.
İzmir'in en büyük bölge gazetesi ne diye kime sorarsanız sorun, sanıyorum size vereceği cevap Yeni Asır gazetesidir.
Yıllarca İzmir'de vatandaşların sorunlarını gündeme getiren önemli bir yayın organıydı. Buraya kadar her şey normal. Ancak son dönemlerde 119 yıllık çınar, kendisine yakışmayan haberlerle kamuoyunun vicdanını sızlattı.
Oysa gazetecilik iktidar partisinin borazanlığını yapmak değil, muhalefet etmektir.
Yaptığı haberlerle bir çok insanı zor durumda bırakan, görüşü alınması gereken kişileri aramak yerine, kendi edindiği bilgileri yayınlayarak insanların yaşamını zora sokarken, yayıncılık ilkelerini de çiğneyen gazetenin yönetim kadrosu, maalesef kendi muhabirlerinin Büyükşehir basın danışmanı Reşat Yörük’ün telefonda yaptığı sohbeti bir tehdit olarak görmüş ve işi daha ileriye götürerek savcıya çağrıda bulunarak suç duyurusunda bulunmuştur.
Koca Yeni Asır gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı da bunu köşesine taşıyor. Sanki gazeteyi basarak Yeni asır muhabirini tehdit etmişler sanırsınız.
Bunu köşesine taşımak ve savcıları göreve çağırmak yerine Reşat Yörük’ün yaptığı konuşmayı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile paylaşması gerekmez m? (Tabii konuşacak yüzü varsa)
Ya da Şebnem hanım yazdığı köşe yazısında Büyükşehir Belediyesi basın tanışmanını hedef göstermek yerine doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunsaydı...
Ama Şebnem hanımın amacı bağdan üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Bunu bile fırsat olarak kullanan bir gazetenin genel yayın yönetmenin bu kentle barışık olması gerekirken kavga etmesi nasıl anlaşılabilir çok merak ediyorum.
Durum böyle olunca bunu köşesine taşıyan bir insanın iki gazeteci arsında geçen sohbeti böyle büyüterek iktidara daha yakın olmak için köşesinde kullanması ne yayın ilkesine ne de basın ahlakına sığmayan bir davranıştır.
Kamuoyunda Yeni Asır'ın CHP'li siyasetçiler ve belediye başkanları ile ilgili yaptığı yanlı haberlerden sonra Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanını "kavgacı ve uzlaşma kültüründen uzak bir insan" olarak göstermeniz çok anlaşılır gibi değil...
Sevgili Şebnem hanım kent haberleri yaptığını söylüyor ve bunu gazetecilik adına yaptığını ifade ediyor...
Ne hikmetse bu kent haberleri ve siyasi haberler sürekli CHP'li siyasetçiler ve belediyeler aleyhindeki haberler...
İktidar partisinde kıyamet koparken bu konuda tek satır yazmayan ve iktidarın borazanlığını yapan 119 yıllık çınarın yöneticileri ne hikmetse kentin sorunları ile çok yakından ilgileniyor.
Aynı hassasiyeti nedense iktidar partisinde yaşanan gelişmeler için göstermiyor. Ve bu taraflı yayınlara İzmirli ve Egeli okuyucuların tepki göstererek gazeteyi cezalandırdığını görüyoruz. Bu yayınlardan sonra Günlük tirajı 100 binlerde olan gazetenin tirajının 25 binlere düştüğünü biliyoruz.
Bu yayınlar yüzünden televizyonu kapatmak zorunda kalan kuruluş, bu yayın politikası ile gazetenin geleceğini de riske sokuyor. Buradan bu gazetede çalışan arkadaşların dikkatli olmasını, tetikçilik yapmamasını diliyorum. Çünkü iktidar değiştiğinde gazetenin yayın politikası değişecek ama bu dönemlerde bu işlere alet olan basın mensupları, bu işlerin tetikçisi olarak anılacaktır.
Bu konuda size patronlarınızdan gelecek talepler ya da baskılara boyun eğmeyip daha önce bazı meslektaşlarınızın yaptığı gibi bunlara alet olmadan istifa ederek başka kurumlarda çalışın… Benden söylemesi…
NOT: Tolga kardeşim keşke iki gazeteci arasında yapılan görüşmeyi kimse ile paylaşmasaydı. Çünkü; onun yaşadığı sorun üzerinden başkaları ile hesaplaşma içinde olanların verdiği tahribatı sonraki yıllar toparlayamayacaksın. Bizim de birçok yaptığımız haberlerden dolayı basın danışmanları, muhabir arkadaşlarımızı arıyor, bunun gibi onlarca konuşma yapılıyor. Bu çok büyütülmesi gereken bir konu değil.