Bahçeli: Erdoğan affı çıktı da bizim mi bilgimiz olmadı'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın geri çekilmesi ile ilgili, “PKK’lıları kapsamına alan bir Erdoğan affı çıkmıştır da bizim mi bilgimiz olmamıştır'” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında...
- Ege Postası
- 14.05.2013 - 12:49
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sınırlarının belirsizliğine dikkat çekerek, risklere havale edildiğini söyledi. Bahçeli, “Kimin girdiği, kimin çıktığı belli değildir. Vatanımıza bombalar sokulmakta, katiller elini kolunu sallayarak girmektedir. AKP hükümeti Türkiye’nin mahvına neden olacak her tedbirsizliğin, her düşüncesizliğin ve her savsaklamanın içine gömülmüştür. Suriye’den gelen kanlı niyetler Türkiye’de deyim yerindeyse katliam yapmaktadır.” diye konuştu.
"PKK'LI TERÖRİSTLER SINIRDA CİRİT ATIYOR"
PKK’lı teröristlerin AKP’nin bilgi ve müsamahası altında sınırda cirit attığını öne süren Bahçeli, “Hele ki, terör örgütünün 8 Mayıs’tan itibaren sözde geri çekilme kararı bütün tartışmaların ortasına yerleşmiş kalmıştır. Militanların sırt çantalı, eli silahlı fotoğrafları gazetelerde yayımlanmış ve barış geliyor sözleriyle yapay iyimserlik servisi yapılmıştır. Hatta bazı gazeteler ‘PKK dışarı umut içeri’ manşetleri atarak kamuoyu yönlendirmesi yapmak için inisiyatif almış, pozisyon kapma telaşına düşmüştür. Bu arada PKK’nın Meclis uzantısı BDP’li milletvekili ve eşbaşkanlar tehditlerde sınır tanımamışlar, militanların çekilmesi aşamasında herhangi bir saldırı olursa bunun sonucunun ağır olacağını ahlaksızca dile getirebilmişlerdir. Başbakan Erdoğan ise PKK’nın geri çekilme tarihini ilan edişini yadırgamış ve nasıl geldilerse öyle gitmelerini suya sabuna dokunmadan, kimseyi ürkütmeden beyan etmiştir.” dedi.
PKK’lı teröristlerin geri çekilmesinin terör bitmiş gibi sunulduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti: “Süreç ihanetinin verimli ilerlediği yorumlarına sahne olmuştur. Değişik tarihlerde ifade ettiğim gibi, suçluların sınırlarımızdan dokunulmazlık zırhıyla çıkıp gitmesi kabul edilemez, onaylanamaz ve geçiştirilemez bir rezilliktir. Sınırlarımızdan çıkıp gidenler göçmen değildir. Sığınmacı veya kaçak işçi de değildir. Bu canilerin kırmızı pasaportları ya da sınırlarımızdan geçiş üstünlükleri de bulunmamaktadır. AKP’nin MİT kanalıyla mihmandarlık yaptığı, gözetlediği, ara ve ana istasyonlar marifetiyle koruma sağladığı kişiler Mehmetçiklerimizin, polislerimizin, korucularımızın ve masum vatandaşlarımızın kanını döken teröristlerdir. Bunlar suçludur. Bunlar terörü meslek edinmiş, cinayetten geçinen azılı canavarlardır. Sınırlarımızdan teröristlerin geçişine göz yummak, ortam açmak ve fırsat vermek işlenen suçlara iştirak olup ihanete payandalıktan başka bir anlama da gelmeyecektir. Şehitlerimizin kanlıları, analarımızın gözyaşlarına neden olan eşkıyalar AKP tarafından neredeyse törenlerle uğurlanmaktadır.”
“ERDOĞAN AFFI ÇIKTI DA BİZİM Mİ HABERİMİZ OLMADI'”
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’dan, “1 Ağustos 2009 tarihinde başlatılan yıkım projesinden 10 Mayıs 2013 tarihine kadar geçen sürede, toprağa düşen 557 şehidimizin katilleri de sınırlarımızdan çıkıp gidecek midi? 12 Haziran 2011 tarihinden 10 Mayıs 2013 tarihine kadar geçen sürede, şehit edilen 371 kahramanımızın sorumluları bir şey olmamış gibi Irak’ın kuzeyindeki inlerine yürüyerek ulaşacak mıdı? Başbakan ve hükümeti bunlara nasıl müsaade edecekti? Bu kere, bu tavize nasıl rıza gösterecekti? Şehit ailelerine ne denilecek, şehit analarına hangi bahaneler üretilecekti? Başbakan Erdoğan anayasal suç işlediğinin farkında değil midi? PKK’lıları kapsamına alan bir Erdoğan affı çıkmıştır da bizim mi bilgimiz olmamıştı? Bundan böyle cezaevlerindeki kader mahkûmları var olan adaletsizliğe seslerini yükselterek kendilerinin de serbest kalmasını isterlerse buna kim ne diyebilecek, nasıl engel olabilecekti? Sınırlarımızı korumakla görevli Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli mensupları, arkadaşlarını şehit edenlere sırtlarını dönecek midi? Teröristlerin önünden çekilecek midi? Eğer bunlar oluyor ya da olacaksa, Türkiye’ye devlet demek, hukuktan bahsetmek mümkün olacak mıdır'” sorularını yöneltti.
“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 39’ncu maddesinin suçun işlenmesine yardım eden kişiye yönelik uygulanacak müeyyideleri konu ettiğini kaydeden Bahçeli, “Bu Kanunun 257’nci maddesi görevi kötüye kullanmayı düzenlemekte ve görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme gösterenlerle ilgili yaptırımları kapsamına almaktadır. 279’ncu maddesi ise kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösterenlerin sorumluluklarını ihtiva etmektedir. Bunun yanında söz konusu Kanunun 283’ncü maddesi suçluyu kayıranlarla, 284’ncü maddesi tutuklu, hükümlü ve suç delillerini bildirmeme suçlarını düzenlemektedir. Diğer taraftan Anayasa’nın 137’inci maddesi konusu suç teşkil eden emirlerin yerine getirilemeyeceğini, 6’ncı maddesi de, hiçbir kimse veya organın kaynağını Anayasa’dan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını esas almıştır.” dedi.
Çözüm süreci dahilinde atılan tüm adımların, tüm girişimlerin ve tüm tekliflerin gayri hukuki ve gayri meşru olduğunu ileri süren Bahçeli, “PKK’lıların meydan okurcasına geri çekilmesi, katillerin serbestçe sınırlarımızdan çıkıp gitmelerine seyirci kalınması en ciddi suçlardandır ve buna çanak tutan kim olursa olsun suçludur. Her zaman söylediğimiz gibi, PKK terör örgütü ön şartsız bir şekilde silahlarını güvenlik güçlerine teslim etmeli, arkasından da Türk adaleti önünde işledikleri suçların hesabını vermeli ve sonuçlarına da katlanmalıdır. Hukuk imtiyaz kabul etmez, zaman ve zemine göre karar vermez, vermemelidir. Bu nedenle yürekli, cevval, korkusuz, dirayetli, millet sevdalısı ve Cumhuriyet’i savunmakla görevli savcılara çağrıda bulunuyor ve onlardan bir ses bekliyorum. Anayasa suçu işlemiş Başbakan ve bazı hükümet üyeleri, konusu suç teşkil eden emri yerine getiren, suçluyu kayıran ve kollayan kamu görevlileriyle birlikte, 63 sözde akil insanlar heyeti hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bugün saat 14’te suç duyurusunda bulunmak üzere huzurlarınızda partimiz Genel Sekreteri ve Bursa milletvekilimiz Sayın İsmet Büyükataman’ı görevlendirmiş bulunuyorum.” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın