Bakan Günay kitap sansürüne ateş püskürdü
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay TRT Türk’de yayınlanan ‘Görüş Farkı’ programında Fareler ve İnsanlar kitabı ile, Yunus Emre’nin şiirleri ve Şeker Portakalı kitabına yönelik sansür idialarına çok sert tepki gösterdi. Bakan Günay’a göre sansür çabası ‘densizlik’…
- Ege Postası
- 03.01.2013 - 14:42
EGE POSTASI- Radikal gazetesi Ankara Haber Müdürü Ömer Şahin’in TRT Türk’de yayınlanan “Görüş Farkı” programına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan sert açıklamalar geldi. Fareler ve İnsanlar kitabı ile, Yunus Emre’nin şiirleri ve Şeker Portakalı kitabına yönelik sansür idialarına çok sert tepki gösteren Bakan Günay’a göre sansür çabası ‘densizlik’…
SANSÜRE KIZDI: DENSİZLİK
Günay, Yunus Emre’nin şiiri ile Fareler ve İnsanlar ve Şeker Portakalı kitaplarına dönük “sansür”e sert tepki gösterdi: “Güzel bir söz var. Cahille bal yenmez, alimle taş taşı diye. Yunus Emre Anadolu’nun özünden gelen bir ariftir, erendir, bir felsefecidir. Bizim öz yüreğimizdir. Ben Yunus’a itikaden kendimi çok bağlı hissederim. Yunus konusu gelince beni zapt etmek biraz zordur. Kimse Yunus Emre’ye herhangi bir kısıtlama getiremez. O ne söyleyeceğini bilmiştir ve güzel söylemiştir. Onu kısıtlamaya kalkmak densizliktir. Haddini bilmezliktir. Onu da millet bir kenara koyar zaten. Fareler ve İnsanlar’ı bugün ben de duydum. Bunlarla uğraşmak bana çok doğru gelmedi.”
DİNÇER’DEN AÇIKLAMA BEKLİYORUM
T24 sitesinin haberine göre Ertuğrul Günay, Şeker Portakalı ile Fare ve İnsanlar kitaplarının sakıncalı bulunmasının ardından Bakan Ömer Dinçer'den bir açıklama beklediğini dile getirdi. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Fareler ve İnsanlar ile Şeker Portakalı kitaplarının sakıncalı bulunmasıyla ilgili olarak "Umarım Milli Eğitim Bakanı beni rahatlatan bir açıklama yapar" diye konuştu.
Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), 100 Temel Eser listesi içinde yer alan "Şeker Portakalı" kitabını derste ödev olarak okutan bir öğretmene kitabın müstehcen olduğu gerekçesiyle soruşturma açması ve "Fareler ve İnsanlar" kitabı için de İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tarafından "sakıncalı" bulunmasını eleştirdi.
Bakan Günay, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'den bir açıklama beklediğini söyledi. Günay, "Umarım Milli Eğitim Bakanı beni rahatlatan bir açıklama yapar" diye konuştu.
''BU SANSÜR İZMİR'E YAKIŞMADI'' HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ
CHP SOL PARTİ DEĞİL
Ertuğrul Günay, bir dönem Genel Sekreterliğini yaptığı CHP’ni halen “sol” bir parti olarak görmediğini de söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu ’nun “Yeni CHP” söylemini inandırıcı bulmayan Günay, “ Yeni CHP’yi göremiyorum tam olarak. Tutucu, elitist geleneğin izlerini, reflekslerini çeşitli olaylarda görüyoruz. Kafa karışıklığını toplum görüyor.Hesaplaşma henüz yapılamadı. 70’lerde bu çatışma yapıldı. Halkçı gelenek kısa bir süre parantezdir ve iki seçim kazandırmıştır.CHP’ye sol parti nitelemesi yapmak çok haklı olmaz.”
'PARTİLİ CUMHURBAŞKANI KAMPLAŞMA YARATIR'
Ertuğrul Günay, başkanlık sistemi konusunda, “ AK Parti’nin bir dayatması yok. Başkanlık Sistemi teklifi verildi ama Hükümetin ya da MKYK’nın müzakere ettiği metin yok.Başkanlık sistemi önerdiğimiz modellerden birisidir. Başkanlık sistemi olmayabilir de. Nitekim AK Parti’nin resmi belgeleri Parlamenter Sistem öngörmektedir” dedi. Günay, Parlamenter sistemin devam etmesi halinde halk oyuyla seçilen Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında “yetki krizi” çıkacağı görüşüne de temkinli yaklaştı: “Parlamenter sistem çatışmasız devam edebilir. Yasamayı etkili kılacak halk oyu mekanizmasını güçlendirmemiz gerekiyor. Dünyada halk oyuyla seçilen ama parlamenter sistemin kuralları içinde davranan, başarılı işleyen modeller vardır. Örneğin Avusturya böyledir. Avusturya’da cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.”
Cumhurbaşkanı’nın parti başkanı değil, ‘cumhur’un başı olduğunu ve onursal bir görev üstlendiğini söyleyen Günay, şöyle devam etti: “O ismin elbette bazı yetkileri vardır. Ama o yetkileri çok dikkatli kullanırsa, sistem üzerinde denetleyici, yönlendirici olur. Hayır ben parti kimliğimle davranmak istiyorum derse o zaman, hem toplumun bir gözünde siyasi kişilik haline gelir. Bir kamplaşmanın vesilesi olabilir. Hem de aşağıda ikinci bir icranın başı varsa onunla çatışma da olur.”
Günay, Atatürk ve İnönü’nün partili cumhurbaşkanlığının demokrasi için “geri gidiş” anlamına geleceğini de söyledi.
Günay, Başbakan Erdoğan’ın savunduğu “partili cumhurbaşkanı” modeline de soğuk baktı, Atatürk ve İnönü’nün model gösterilmesine karşı çıktı. Günay, şunları söyledi:
“Başarılı örnekler değil. Bugün ki çağda biz neyini örnek alıyoruz tek parti döneminin ki, onu örnek alalı? Onlar o dönemin, geçiş döneminin uygulamalarıdır. Çünkü 600 yıllık bir saltanattan, cumhuriyete geçiyorsunuz. O zaman o geçiş döneminin bazı sancılı yönetimleri var. Ve hem icranın başı hem de cumhurbaşkanı, ki bir dönem sonra terk edilmiştir o sıfatlar. Sembolik olarak Atatürk yukarıda kalmıştır. İcrayı aşağıda başbakanlara bırakmıştır. İnönü’ye ve Celal Bayar’a devretmiştir. Kaldı ki bizim onları örnek almamız şu anda demokrasi yürüyüşümüzde geriye doğru örnek almamız anlamına gelir. Bugün işleyen Avrupa modelleri nedi? Ona bakmamız lazım.”
Yorum Yazın