Kürkçüoğlu: Doğu ve Güneydoğu'da asıl soykırıma Müslüman Türkler uğradı
Atatürk Üniversitesi Türk-Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, Ermenilerin propagandası ile soykırım iddiasını tarihi bir zemine dayandırmanın mümkün olmadığını söyledi. Sözde Ermeni Soykırımı...
- Ege Postası
- 24.04.2013 - 16:07
Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına karşı Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi'nda basın toplantısı düzenleyen Kürkçüoğlu, "Öncelikle Ermenilerin iddia ettikleri ve her 24 Nisan’da dünya kamuoyunu aldattıkları gibi, 24 Nisan 1915’de 'Sevk ve İskan Kanunu' çıkarılmamıştır. 1-15 Nisan 1915’de 10 bine yakın Van’ın yerli Müslüman ahalisinin Taşnak Ermeni Çeteleri tarafından katledilmesi üzerine Osmanlı hükümeti çıkardığı bir kanunla Taşnak, Hınçak, Ramgavar gibi Ermeni cemiyetlerini kapatarak yöneticilerini tutuklamıştır. Alınan bu tedbirler de etkili olmayınca Ermeni çetelerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Müslümanlara yönelik katliamları sürdürmesi üzerine, Osmanlı hükümeti 27 Mayıs 1915’de 'Sevk ve İskan Kanunu'nu çıkarmak zorunda kalmıştır.'' dedi.
Kürkçüoğlu, Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinin Türk- Ermeni ilişkileri üzerine yaptıkları bilimsel ve akademik çalışmalarla 1914-1919 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da asıl katliama uğrayanların bölgenin gerçek sahipleri olan Müslüman Türkler olduğunu belgelerle açıkladığını ifade etti. Kürkçüoğlu, şöyle konuştu: ''Bilimsel veriler ve toplu mezar kazı çalışmaları neticesinde ortaya çıkarılan bulgulara dayanarak Ermeni sorunun tarihi bir sorun olduğunu ispatlamışlardır. Ermenistan'ın Kafkasya’da bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesi, Türkiye ve komşularıyla iyi münasebet kurmasına bağlıdır. Türkiye, Ermenistan'a tarihi boyunca hep el uzatmıştır. Türkiye, iyi komşuluk münasebetlerinin kurulması için Kafkasya’nın güvenlik ve istikrarı açısından büyük önem arz eden bir ülkedir. Ermenistan, Rusya ve batılı devletlerin bölgedeki taşeronluk görevini terk ederse ve işgal ettiği Azerbaycan topraklarını tahliye ederse, şüphesiz Kafkasya’daki çatışmalar sona erer, bölgeye istikrar huzur ve barış gelir. Tarihi bir gerçektir ki kin ve nefrete dayalı politikalar kesinlikle iflasa mahkûmdur.''
Yorum Yazın