Ulema, çocukları kaçırılan ailelerle görüştü!
Nesrin Ulema, "Siyasi görüşü ne olursa olsun, herkesin çocukları PKK tarafından kaçırılan bu ailelere destek olması lazım. Dini, dili, ırkı, ideolojisi ne olursa olsun hiç kimse, hiç bir genç ailesinden koparılarak terör örgütlerinin maşası haline getirilmemeli " dedi.
- Ege Postası
- 02.06.2014 - 15:26
Ulema, ilk ziyaretini İzmir Bayraklı ilçesinde ikamet eden Kalın ailesine yaptı. Askerden izne geldikten sonra evden çıkan ve bir daha da kendisinden haber alınamayan Salim Kalın’ın ağabeyleri ile görüşen Ulema, annesi vefat eden babası da Erzurum’da yaşayan Salim Kalın’ın ağabeylerinden kandırılış öyküsünü dinledi. Kardeşinin hayatından endişe ettiğini söyleyen Ağabey Engin Kalın’ın “Asker bir adamın beynini yıkayıp dağa götürdüler” şeklindeki sözleri oldukça manidardı. Kardeşinin askerlik yaptığı birliği aradığını söyleyen Engin Kalın, izin hakkı olduğu için kendisine izin verildiğini belirterek, Ulema’dan “Kardeşimiz bulunsun başka bir şey istemiyoruz” diyerek yardım istedi.
Ulema’nın ikinci durağı ise Çorumlu Biçer ailesi oldu. Biçer ailesi, 21 yaşındaki kızlarının kayıp haberini tam 114 gün önce alıyor. Üniversiteden eve valizi geliyor ama kendisi gelmiyor. Valizden çıkan mektupta “Beni aramayın, fazla da kurcalamayın” notu dikkat çekiyor. Tekirdağ’da okuyan Pınar’ın Annesi Ceyhan Biçer, “Ölü ya da diri kızımı istiyorum” diyerek gözyaşı döküyor. Baba Hacı Biçer ise, kızının kaçırılış öyküsünü şöyle aktarıyor: “Üniversitede okurken Zeynep isimli bir arkadaşı tarafından Diyarbakır’a götürülmüş. Eline pankart tutuşturmuşlar kızımın. Daha sonra üniversiteden 114 gün önce Pınar yerini arkadaşları tarafından valizi getirildi. Dağılmış bir şekildeydi valiz. Valizden bir de mektup çıktı. Kızımızı DHKP-C mi, PKK mı kaçırdı bilmiyoruz ama bugüne kadar hiçbir ize rastlayamadık. Bugüne kadar ses yok. Tekirdağ’a okuluna da gittim ama bir çözüm bulamadım. Biz insanız kimseye zararımız yok. İnsana insan gibi davranmak lazım. Benim ocağıma ateş düştü. Biz kızımızı bulabilmek için Ankara’ya gitmeyi, Sayın Başbakanımızla görüşmeyi düşünüyorduk ama siz geldiniz Allah sizden razı olsun.”
Ulema da, acılı Biçer ailesini dinledikten sonra, “Bir baba bir anne olarak gözyaşlarınız bizim içimizi acıtan bir şey. Bu nedenle de sizlerin yanındayız” dedi.
Ulema daha sonra da 42 gündür kayıp olan AdemTekik'in babası Durmuş Tekik ve annesi Zübeyde Tekik’i ziyaret etti ve bir süre görüşerek oğulları ve kayboluşu ile ilgili bilgi aldı.
Ziyaretlerinin ardından bir açıklama yapan Ulema, PKK'nın geçmişten günümüze aynı stratejiyi izlediğini, yaşları 15-16 olan çocukların kandırılarak ya da ailelerinden zorla alınarak dağa götürüldüğünü, sindirilen ailelerin de korkudan feryatlarını dile getiremediğini hatırlatarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti'nin bu ailelere destek vermesinin ardından feryadını dile getirenlerin sayısında önemli bir artış yaşandığını söyledi.
15-16 yaşındaki çocukların silah değil, kalem tutması gerektiğini kaydeden Ulema, terör örgütü PKK'nın Türkiye'ye karşı bir karalama kampanyası başlattığı ancak bunun başarıya ulaşamayacağını belirterek, şu açıklamaları yaptı:
"Herkes çok iyi biliyor ki, PKK'nın yıllardır kaçırdığı ve çatışmalarda ya da örgütün infazları sonucu ölen 15-16 yaşındaki çocukların cenazeleri bile ailelerine teslim edilmiyor. Örgüt içinde tacize uğrayanlar ve başka türlü sömürülen çocukların ailelerine yalan yanlış bilgiler veriliyor, parlamentoda siyaset yapan şimdiki adı HDP olan sözde siyasi yapı da bu olanları sadece seyretmekle yetiniyor.
Yaşanan bu korkunç trajedinin her ayrıntısını bilen bu siyasi yapı, bırakın çözüm üretmeyi, çocukları kaçırıldığı için feryat eden aileleri de tehdit ve sindirmelere, hatta şiddete maruz bırakıyorlar.
Başta Sayın Başbakanımız ve AK Parti kadın milletvekilleri olarak, en önemlisi bir anne olarak, yüreği yanan o annelerin bu feryadını önemsiyoruz ve başlattıkları eylemleri destekliyoruz. Yarınlarımız olan, geleceğimiz olan 15-16 yaşındaki çocukların eline hiç bir nedenle silah verilemez. Annelerinin kucağından, okullarından koparılan bu çocukların annelerine Türkiye'nin dört bir yanındaki anneler de destek vermeli. Yine hangi görüşe mensup olursa olsun, AK Parti dışındaki siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının da bu talepleri görmeleri ve destek vermeleri gerekmektedir.
Çocuklar bizim geleceğimizdir ve kimsenin geleceğimizi çalmasına müsaade etmeyeceğiz. İnanıyoruz ki annelerin bu feryadı, bu çığlığı sonuca ulaşacaktır. Kendi çocukları Amerikan kolejlerinde okuyan ancak gariban ailelerin çocuklarının dağda ölümüne göz yuman, bundan rant sağlayan, 15-16 yaşındaki çocukların ölümü üzerinden siyasi çıkar peşinde koşanların bu yaşananlar karşısında yüzlerinin kızarmaması da düşündürücüdür."
Yorum Yazın