Dolar 34,2398
%0.28
Euro 37,6309
%-0.37
Altın 2.922,340
%0.22
Bist-100 9.109,00
%2.37

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Yüksel'den iddialı 2014 yorumu: “Açık ara fark olur“

Yüksel'den iddialı 2014 yorumu: “Açık ara fark olur“

Yaklaşan yerel seçimler öncesinde İzmir’deki gelişmeleri, son durumu ve olası seçim tablosunu masaya yatıran CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, içini Ege Postası’na döktü. A’dan Z’ye bir değerlendirme yapan CHP’li Yüksel, 2014 yerel seçimlerinin sadece İzmir’de değil, tüm Türkiye’de bir dönüm noktası olacağını belirterek, AKP’yi İzmir’de büyük bir hezimet beklediğini dile getirerek, büyükşehir için gönlünden geçen ismin ise yeniden Aziz Kocaoğlu olduğunu söyledi

  • Ege Postası
  • 23.08.2013 - 18:01
ERMAN ŞENTÜRK/HABER SERVİSİ- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yakın olduğu isimlerden birisi olan ve TBMM’de yürüttüğü çalışmalar ile İzmir’in, Ankara’daki en önemli temsilcilerinden arasında yer alan CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Alaattin Yüksel, 2014 yerel seçimleri öncesi kritik değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz dönemlerde partisinin çeşitli kademelerinde görev alan ve il başkanlığı da yapan Yüksel, sayısı gün geçtikçe artan aday adaylarına da önemli tavsiyeler vererek, herkesin merakla beklediği konuların başında gelen “Aziz Kocaoğlu yeniden aday olacak mı'” sorusuna yorum getirmeyi de ihmal etmedi.

2 EYLÜL TARİHİ İZMİR’DE BİRAZ DAHA FARKLI

CHP İzmir Milletvekili Yüksel, Parti Genel Merkezi tarafından aday adaylıklarında son başvuru tarihi olarak belirlenen 2 Eylül 2013 tarihinin İzmir için, diğer illerde olduğu kadar belirleyici olmadığını vurgulayarak, “İzmir’de yerel yönetimde zaten CHP iktidarda ve seçilmiş belediye başkanlarımız var. Hazırlık aşamasında diğer illerdeki kadar geniş ve kapsamlı bir çalışma gerekmiyor ve bu süre İzmir için daha da uzayacaktır. Sonrasında da genel merkez tarafından adaylar belirlenecek ve saha çalışmaları başlayacak. Tam anlamıyla adayların açıklanacağı tarih ne olur bilemem ama, adayların açıklanması ile birlikte tablo daha da netleşecek ve hangi ilçede neler olacağı belli olacak” dedi.



ADAY ADAYLARINDAKİ BOLLUK PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN BİR GÖSTERGESİ

2014 yerel seçimler öncesinde aday adaylarının fazlalığına ve partiye gelen yoğun talebe de değinen Alaattin Yüksel, “Partiye gelen yüzlerce, binlerce başvuru var. Ve bu rakam giderek yükseliyor. Bu durum gerçekten sevindirici, çünkü katılımcı demokrasinin de bir örneği ve partimizin başarısını ortaya koyuyor. Aday adayları fazla olabilir, olmalıdır da. Bu partimizdeki demokrasi anlayışının bir göstergesidir. Böylece başarı şansımız da yükseliyor. Elbette kariyer planları için aday adayı olan isimler de çıkıyor, onlara da saygımız var. Ama yeter ki, partinin başarısı için mücadele etsinler” dedi.

ADAY ADAYLARINA ÖNEMLİ ÇAĞRI: YETER Kİ PARTİ İÇİN ÇALIŞSINLAR

İlçelerde belediye başkanlıkları için çalışmalara başlayan aday adaylarına da çağrıda bulunan Milletvekili Yüksel, önemli hatırlatmalarda bulundu ve, “Aday adayları ile sıkça görüşme fırsatı buluyoruz. Aday adaylarının fazla olması partimize de fayda sağlıyor. Çünkü tüm aday adayları ilçelerde mahallelere inip, sokaklarda, evlerde ziyaretler gerçekleştiriyor. Bu noktada, ülkenin düştüğü hali, AK Parti’nin halka uyguladığı adaletsiz ve zulüm edici tavrı halk ile paylaşma fırsatını buluyor. Dolayısı ile kurtuluşun CHP’de olduğunu, ve ülkedeki çözüm için çareyi de CHP’de bulacaklarını vatandaşlarımıza anlatıyorlar. Seçim bir yana, bu partimizin başarısı ve halk ile kucaklaşmamız için bile önemli bir fırsat. Benim aday adaylarına söylemem gereken şudur ki, partinin projelerini, siyaset anlayışımızı halka iyi anlatsınlar. Birbirleri ile mücadele etmek yerine, partileri için çalışsınlar. Gerisi zaten kendiliğinden gelir. Bu açıdan İzmir’de zaten sıkıntı yok ve herkesin elinden gelen çabayı göstererek başarılı bir mücadele verdiğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

YÜKSEL “4 ÇEYREK FORMÜLÜ”NÜ YİNELEDİ

Aday adaylarının belirlenmesinde dört aşamalı bir formül uygulanması gerektiği yönündeki açıklamasını da yineleyen CHP’li Yüksel, ön seçim konusunda son sözü de genel merkezin söyleyeceğini belirterek, “Aday adaylarına yüz puan üzerinden değerlendirme yapılmalı. 25 puan halktan, 25 puanı sandıktan, 25 puan sivil toplum kuruluşları ve 25 puan da parti genel merkezinden olacak şekilde alınacak puanlar üzerinden toplamda bir değerlendirme yapılmalı ve ona göre karar verilmeli. Ben bu önerimi geçtiğimiz aylarda genel merkez ile de paylaşmıştım” dedi.



“AK PARTİ’Yİ İZMİR’DEN SİLECEĞİZ”

İzmir’de olası yerel seçim tablosunu ve partinin hedeflerini de değerlendiren Yüksel, son dönemde Türkiye’de yaşanan birçok gelişmenin seçim sonuçlarına da etki edeceğini belirterek, “Ergenekon, Balyoz, ücretsiz eğitim isteyen öğrencilerin davaları, Büyükşehir Davası, muhalif belediyelere düzenlenen operasyonlar, Gezi eylemleri, halkın yaşam şekline müdahale edilmesi, yargı, sağlık, eğitim sistemine getirilen değişiklikler derken, halk artık uyandı ve kendilerine karşı yapılan tüm bu haksızlıkların farkına vardı. İzmirli vatandaşlar da bunları düşünerek oy verecek ve AK Parti’yi İzmir’den tamamen sileceğiz. Hatta AK Parti’yi sadece İzmir’de değil, Ege Bölgesi’nden tamamen sileceğiz. Sandıktan çıkacak tarihi farkla büyük bir hüsran yaşayacaklar. Şimdiden sonra İzmir’le ilgili bir hedeflerinin de kalacağını düşünmüyorum. İzmir’de toplam 30 ilçe ve de Büyükşehir Belediyesi olmak üzere 30+1 olarak başarıya ulaşacağız. Geçtiğimiz seçimlerde ilçeleri değiştirdiler, 2 yeni ilçe belirlediler, oynadıkları oyuna rağmen başarılı olamadılar. Ve bu sefer de olamayacaklar. AK Parti hükümeti döneminde işsizlik tavan yaptı, iş kazaları inanılmaz boyutlara ulaştı ve toplumsal refah da dibe vurdu. Üretim durdu, çitçi bitme noktasına geldi ve üretimin yerini ithalat aldı. Ekonomik olarak olduğu kadar, iç politika ve dış politika olarak da dibe vurduk. Dış politikada yalnız kaldık. Bir de bunun ismini “Değerli yalnızlık” koydular. Gerçekten komik bir durum… Bunlar seçimin sonuçlarını etkileyecek faktörler. Seçmenimiz de bunları görmezden gelmeyecektir” diyerek AK Parti hükümetine yüklendi.

“YEREL SEÇİM SONUCUNU ÜLKENİN GENEL DURUMU BELİRLEYECEK”

Sözlerinin devamında hükümeti ilginç bir örnekle eleştirmeye devam eden Yüksel, “Bir deney vardır, kurbağayı alır tencereye koyarsınız. Sıcak suya koyarsanız sıçrayıp kaçar. Ama soğuk suya koyarsanız ve suyu yavaş yavaş ısıtırsanız kurbağanın kasları gevşer ve hareket edemez hale gelir, kaçamaz da. Ondan sonra da pişirirsiniz. AK Parti işte bunu denedi ve bu halk da kaçtı. Biz Gezi Parkı olaylarında bunu gördük. Vatandaş artık bıkmış durumda ve AK Parti’nin kendi yanında olan gruplar dahi artık onları istemiyor. Bu ülkenin başbakanı, bir ay boyunca iftar sofralarına bizzat çıkıp kendi halkına kin kustu. İnsanları dini mezhep, etnik köken demeden ayrıştırdılar, bölmeye devam ettiler. Hatta “Tencere çalanı dava edin” diyerek komşuyu komşuya düşman ettiler. Kendi halkına gaz sıkıp, polisiyle vatandaşlara zulüm ettiler. Ülkenin aydın, demokrat, özgürlüğüne düşkün, siyasetçi, bürokrat, sanatçı, asker, her kim varsa yargıladı. Hem de özel yetkili mahkemelerce. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi muhalif ilan ettiler ve onları yok etmek için bir kıyıma başladılar. Bu süreçte Türkiye açık cezaevine döndü. Bu tamamen siyasi bir intikamdır. İleri demokrasi değildir. Geçmişte bunun tersini gördük ve şimdi bir nevi intikam alıyorlar. Ama halk uyandı ve artık AK Parti’den kurtulmak istiyor. Halk değişim istiyor. Tüm bu olaylar aslında bir başlangıçtı ve devamı da gelecek. Gezi eylemlerini başlatan genç ve dinamik bir nüfus var. Bu gençlerin büyük kısmı seçimlerde ilk kez oy kullanacak ve bu ülkenin kaderini değiştirecekler. Geçmişte AK Parti’ye oy veren birçok insan da pişman. Erdoğan ve AK Parti artık son dönemini yaşıyor ve bunlar da son çırpınışları. Kendisinin de dediği gibi, demokrasiyi bir tramvay olarak düşünüyor. İşi bitince indi ve artık kendi diktasını dayatmanın peşinde. İşine gelince demokrasi var, gelmeyince de yine kendi bildiğini okuyor. Sadece bu seçimlerde değil, devamında gelen seçimlerde de AK Parti git gide zayıflayacak ve ülkenin çehresi değişerek, CHP iktidarında daha mutlu ve huzurlu bir geleceğe kavuşacağız” yorumunda bulundu.

BİR DÖNEM DAHA KOCAOĞLU

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun henüz adaylığını açıklamaması ve son dönemlerde artan polemikler ilgili de yorum yapan Yüksel, “Bence Kocaoğlu aday olmalıdır. Kendisi kente büyük hizmetler etmiş ve İzmir’in çehresini değiştirmiş bir isimdir. İzmir’in altyapısını tamamen değiştirmiş ve artık daha yaşanılası bir kent yaratmıştır. Bence İzmirli bunları göz ardı etmeden bir dönem daha kendisine oy vermeli ve Kocaoğlu da hizmetlerine devam etmelidir. Artık ustalık dönemine geldi ve işin zor kısmını tamamladı. Önümüzdeki süreçte daha rahat çalışacak. Elinde tamamlayacağı projelerin yanı sıra, yeni ve çok güzel projeleri de var. Bence İzmirli ona bir dönem daha şans vermeli” dedi.



YILDIRIM’A SESLENDİ: BAKAN DA OLSA, YİNE KAZANAMAZ

Kocaoğlu’nun aday adaylığı konusunda henüz adım atmadığını da yineleyen Yüksel, genel merkezin kendisine bu konuda tolerans gösterebileceğine de ifade ederek, “2 Eylül tarihinin Kocaoğlu için kesin hatları ile geçerli bir tarih olduğunu düşünmüyorum. Şu anda zaten görevine devam ediyor ve genel merkez de kente hizmetlerini göz önünde bulundurmalı” dedi. Yüksel ayrıca, AK Parti’nin olası adayları arasında yer alan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ı da seslenerek, “Bence bakan olması sonucu değiştirmeyecek. AK Parti gibi İzmir’de seçimi kaybedecek bir partide aday olmak da gerçekten zor. Yüzde yüz seçimi kaybedeceksiniz ve aday oluyorsunuz… Ülkede yaşanan onca şeyden sonra zaten maça 1-0 geride başlıyorsunuz ve işiniz güç. Ben bakanın bile İzmir’de şansı olmadığını düşünüyorum ve AK Parti’nin İzmir’de hezimete uğrayacağını iddia ediyorum” dedi.

İZMİRLİ NE RANTA, NE DE TALANA İZİN VERMEZ

AK Parti’nin “İzmir AK Belediyecilik ile tanışacak, hizmet görecek” söylemine de cevap veren Alaattin Yüksel, “Bir yanda İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin metro, İZBAN, alınacak yeni deniz araçları ve yapınma başlanacak olan yeni iskeleler, Sasalı Doğal Yaşam Parkı, kuş cenneti, artıma tesisleri, altyapı yatırımları, Kıyı Tasarımı Projesi, Yüzülebilir Körfez Projesi, yat limanları gibi birçok projesi varken ve bu yatırımlar son hızı ile devam ederken; diğer yanda da AK Parti’nin İzmir için neler hedeflediği ortada. AK Parti İzmir’i alırsa tüm kenti talan edip ranta açacak. Büyük bir talan peşindeler. AK Parti, İzmir’i İzmir yapan bütün değerlere göz dikmiş durumda. İzmirli de bunun farkında ve bu oyuna gelmeyecektir. Oy verirken bunu unutacaklarını zannetmiyorum. İzmirli kentine sahip çıkar. Proje olarak lanse ettikleri şeylere bakıyorsunuz, hepsi yap-işlet-devret. Stat projesi aslında Büyükşehir Belediyesi’nin projesi. Başkan Kocaoğlu, “Para pul istemiyoruz bırakın biz yapalım diyor” ona da karşı geliyorlar. Ne yapıyorla? Yoğunluğu arttıracak, rantı arttıracak noktalara proje hazırlıyorlar. Tıpkı, Alsancak’ta AVM projesi gibi. Kalkıyorlar, trafiğin en yoğun olduğu noktaya AVM projesini hazırlıyorlar. Orada AVM yapılırsa, ne trafik kalır, ne esnaf kalır, Alsancak tamamen kilitlenir. AK Parti, önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi öz kaynakları ile hayata geçireceği tramvay projesi gibi projelere onay versin. Ama seçim geliyor, bundan sonra kolay kolay hiçbir projeye de onay vereceklerini zannetmiyorum. Buradaki amaçları ise sadece sıkıntı yaratmak ve “Belediye iş yapmıyor” olgusunu insanların kafasına yerleştirmek. Ama bunu daha önce de gördük ve yine başaramayacaklardır” şeklinde konuştu.

MİLLETVEKİLİ İKEN BÜYÜKŞEHİR’E ADAY OLMAK YANLIŞ

Kendisinin Büyükşehir Belediyesi için aday adayı olacağı yönünde çıkan söylentilere de tepki gösteren Yüksel, böyle bir hedefi olmadığını gerekçeleri ile şu şekilde sıraladı, “Bir kere Büyükşehir Belediyesi’nde görevini başarı ile yürüten bir belediye başkanı var ve Aziz Bey’e saygı duyuyorum. Artı böyle bir hedefim şimdilik yok. Bunun yanında, ben milletvekilliği gibi başka bir görevi yürütürken, kalkıp “Ben belediye başkanı olacağım” diyerek, aday adaylığını açıklamayı doğru bulmuyorum. Son olarak şunu söyleyeceğim, bu konuda son söz hakkı bende değil, partimde ve genel merkezdedir. Şu anda milletvekilliği yapıyorum, daha kritik bir yerde “Evet sana ihtiyaç var, aday sen olacaksın” derlerse, elbette görevi üstlenirim ancak benim şahsi olarak böyle bir planım yok. Bunun kararını verecek olan partimdir.”

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.