'Öyle bir zaman gelir ki'
15 Temmuz’ların hiç yaşanmadığı, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere saygı gösterildiği, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün egemen olduğu, herkesin, hür ve eşit doğduğu, herkesin özel hayatına, herkesin yaşam biçimine saygı gösterildiği bir ülkeydi düşlerimdeki ülkem.
Şiddetin, terörün olmadığı, silahların, bombaların patlamadığı, kan ve gözyaşının dökülmediği, insanların birbirini katledilmediği, acıların, hüzünlerin yaşanmadığı, annelerin, babaların genç kadınların ve çocukların gözyaşı dökmediği, ağıtlar yakmadığı bir ülkeydi düşlerimdeki ülkem.
Herkesin birbirine, dostluğun, barışın, kardeşliğin, özgürlüğün, barışın ve karşılıklı sevginin simgesi kırmızı karanfiller verdiği, hiç kimsenin gelecek kaygısı duymadan yaşadığı, açlığın, yoksulluğun, düşkünlüğün, umutsuzluğun bulunmadığı bir ülkeydi düşlerimdeki ülkem.
Kimsenin kimseyi aldatmadığı, ikiyüzlülüğün olmadığı, kimsenin kimseye kem gözle bakmadığı, kötülüklerin, çirkinliklerin yaşanmadığı, insanların arasında kin, nefret ve düşmanlık tohumlarının ekilmediği, herkesin birbirine dostça ve kardeşçe davrandığı bir ülkeydi düşlerimdeki ülkem.
Kimliği, kültürü, dili, dini mezhebi uyruğu ve etnik kökeni ne olursa olsun herkesin eşitlik içinde yaşadığı, bu farklılıkları nedeniyle aşağılanmadığı, ötekileştirilmediği, insanların düşman kamplarına bölünmediği, herkesin bir arada mutluluk içinde yaşadığı bir ülkeydi düşlerimdeki ülkem.
Kirlenmemiş masmavi gökyüzünde, denizkızları gibi saçlarını salmış beyaz bulutların dolaştığı, turnaların, martıların ve yaban ördeklerinin bile çığlık çığlık sesleriyle özgürce kanat çırptığı, geleceği güvence altına alınmış küçük çocukların yemyeşil kırlarda mavi kelebekleri, siyah benekli uğur böceklerini yakalamak için sevinçle peşlerinden koşturduğu cennet gibi bir ülkeydi düşlerimdeki ülkem.
Öyle bir zaman gelir ki, kum saatinin kum taneleri gibi hiç durmadan akıp giden zamanın sinesine yaslanarak sonsuza kadar huzur içinde uyuyabileceğim düşlerimde ki o ülke belki bir gün gerçek olur.