Seferihisar'da operasyon: Gazetecilik mi, hesaplaşma mı?
Yıllarca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in gölgesinde danışmanlık yapan Kıvanç Ege, son dönemde oldukça tuhaf bir rol üstlenmiş durumda.
Neden tuhaf mı?
Kıvanç Ege, tekrar Seferihisar’a dönmüş ve kendine bir internet sitesi açıp yıllarıdır çelıştığı belediyeyi "eleştiriyor." Normal şartlarda bunda sorun yok gibi görünebilir ama geçmişini biraz kazıyınca durum fazlasıyla ilginçleşiyor.
Uzun yıllar maaş aldığı, nimetlerinden faydalandığı belediyenin işleyişindeki yanlışları şimdi mi gördü acaba? Görev yaptığı dönemde belediyede her şey mükemmel miydi?
Hele ki hakkında bu belediyede çalıştığı dönemde birçok iddia dolaşırken, kendini "bilirkişi" ilan edip ahkam kesmesi insanda biraz utanma duygusu yaratmaz mı?
İşin bir başka çarpıcı boyutu da şu:
Kıvanç Ege, Tunç Soyer’in yanı başında bu kadar uzun süre çalışmış bir isim olarak, kaleme aldığı her satırla aslında Tunç Soyer’i de hedef tahtasına koymuyor mu?
Bu kadar tesadüf fazla değil mi?
Seferihisar’daki herkesin bildiği bir gerçek var ki Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ile Tunç Soyer’in arasına uzun süredir "kara kedi" girmiş durumda. CHP’nin Özgür Özel’in genel başkan seçildiği kurultayında Yetişkin ve Soyer resmen cepheleşti.
İpler orada tamamen koptumuştu.
Ve bakın ki tam bu kurultayın ardından tesadüfen (!) ortaya çıkan bu internet sitesinde hedef hep aynı: CHP'li Belediye Başkanı İsmail Yetişkin.
Sizce bu gazetecilik mi yoksa açıkça siyasi bir operasyon mu?
Seferihisar kulisleri zaten net konuşuyor:
"Bunların gazetecilikle alakası yok, tamamen siyasi bir intikam operasyonu."
Gerçek ortada; Kıvanç Ege’nin kaleme aldığı yazılar, Seferihisar'a taşınmış siyasi bir hesaplaşmadan başka bir şey değil
Bunları neden yazdım şimdi ona gelelim…
Bir düşünün…
Yıllarca belediyede çalışmışsınız. Hem Seferihisar’da, hem İzmir Büyükşehir’de… Masalara oturmuşsunuz, çayları yudumlamışsınız, karar masalarında yer almışsınız, öyle ya da böyle bir sorumluluk yüklenmişsiniz.
Sonra bir gün kalkıp kendi sitenizde, “ben dışardan bir gözüm” diyerek eleştiriler yağdırıyorsunuz. Hem de ne eleştiriler! Yönetim tarzı, maaş krizi, başkan yardımcılarının ego savaşları, bütçe sıkıntısı…
Her şey var.
Eksik olan tek şey ne biliyor musunuz?
O eleştirilen dönemin bir kısmında sizin orada olup olmadığınız.
**
Peki kim bu Kıvanç Ege?
**
Kıvanç Bey’i tanımayanlar için minik bir özet: Yıllarca Tunç Soyer’in hem Seferihisar hem Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemlerinde danışmanlık yaptı. Bugün oturduğu yerden yazdığı her kelime, öyle ya da böyle o yılların politik hafızasına çarpıyor.
Hani şimdi “Seferihisar kaybediyor”, “Maaşlar ödenemiyor”, “Profesyonel ekip yok” diyor ya… O kaybeden dönemin bir kısmında, kulaklarımızın duymadığı danışmanlık cümleleri fısıldayan kişi kendisiydi.
Şimdi kalkmış “dostane uyarılar yaptık” diyor.
Kusura bakmayın ama bir dönem kabinenin içinde olan birinin, şimdi çıkıp “kabine kötü çalışıyor” demesi biraz fazla kibir, biraz fazla kendini temize çıkarma çabası değil mi?
**
Kime çalıştığını, kiminle yürüdüğünü unutmadan yazacaksın!
**
Bakın ben eleştiriye karşı değilim. Belediye kötü yönetiliyorsa yazın. Başkanın çevresi sıkıntılıysa uyarın. Ama yıllarca o çevrenin parçası olup, şimdi dürbünle hedef göstermeye çalışırsanız…
Kusura bakmayın, samimiyet testi bu yazının başında patlar.
Siz o belediyede çalışırken de altyapı sorunluydu, siz danışmanken de sosyal medya operasyonları vardı. O zaman neredeydiniz?
Yoksa “koltuktayken eleştirmezsin, kalkınca yazarsın” kural kitabını mı oynuyorsunuz?
**
Bir de şu var…
**
Yazının sonunda “doğruya örnek” diye Saffet Türksoyuer’i övmüşsünüz.
Güzel.
İnsan doğruları da söyler, örnekleri de verir.
Peki aynı vicdan terazisiyle kendinize baktınız mı?
Sizin gibi yıllarca Tunç Soyer’in en yakınında olup, şimdi Seferihisar’da “şeffaflık, liyakat, vizyon” dersi vermeye çalışan biri için bu halkın ne düşündüğünü merak etmiyor musunuz?
İşin özü şu:
Bir zamanlar mutfağında pişirdiğiniz yemeği şimdi dışarıdan eleştiriyorsanız… Ya o zaman tarifte sorun vardı, ya da siz şimdi yemek seçiyorsunuz.
İki durumda da halk aç.
Ve açıkça söyleyeyim: Bu halk artık danışmanvari analizlerden, entelektüel paragraflardan, samimiyetsiz objektiflik maskelerinden bıktı.
**
O yüzden dostane bir tavsiye:
**
Eleştiriniz varsa yazın, ama önce aynaya bakmayı ihmal etmeyin.
Yoksa bu halk, hangi dönemde kimin kim olduğunu çok iyi hatırlar.
Ve bir not daha…
Seferihisar halkı artık yol ayrımında değil Kıvanç Bey.
Halk artık kim gerçek, kim makyajlı uzman, onu ayırma noktasında.