Dolar 34,5216
%0.18
Euro 36,5009
%0.42
Altın 2.962,410
%0.93
Bist-100 9.128,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

'Yeşil Vatan' yok olurken, ne yapıyoruz?

Yangın!

Yüreklerimizi yakan yangın; Yamanlar Dağı yangını…

62 saat sonra kontrol altına alındı ve derin bir ‘oh’ çektik.

Üç ilçeyi etkileyen yangında İzmir büyük bir tehlikeyi can kaybı olmadan ucuz atlattı.  

Prof. Dr. Doğan Yaşar’ın da dediği gibi; “İzmir'deki çarpık kentleşmenin en büyük sonuçlarından biri Karşıyaka'da çıkan yangında görüldü. Karşıyaka, Yamanlar'da tehlikenin ucundan döndü. 17 bina yandı ama kuvvetli rüzgar güneye doğru devam etseydi Karşıyaka'nın tutuşması engellenemezdi, şehir yangına teslim olabilirdi. İzmir'de yerleşim yerleri ormanın içine girmiş durumda. Ormanlık alanlarla yerleşim yerlerinin arasındaki mesafe açılmalı"

Evet bilimin söylediği bu…

Bilinçlenme olmadığı ve sıkı önlemler alınmadığı sürece İzmir’in yangınlarla imtihanı ne ilk ne de son olacak...

Hemen hemen her yıl büyük bir yangın felaketi atlatıyoruz.

Tarih ve mekan değişiyor ama iktidar ve muhalefet arasında süregelen tartışma hep aynı…

“Uçak yetersiz”, "helikopterler zamanında müdahale etmedi”,"itfaiye geç kaldı/geldi” vs.

Yetkili mercilerde bulunanlar ise yangınlara çözüm bulamıyor.

Ve ormanlarımız gün geçtikçe yok oluyor, kül oluyor ve daha kötüsü doğa kendini yenileyemiyor.

“Yeşil Vatan” yok olurken, ne yapıyoruz?

Koca bir hiç... İki gün konuşuluyor, üçüncü gün unutuluyor.

Vallahi ne yalan söyleyeyim kendi adıma artık yazın gelmesini istemiyorum.

Neden mi?

Çanakkale, Bolu, İzmir, Manisa, Aydın, Uşak, Muğla’da yangınlar peş peşe çıktı. Nitelikli ve blok ormanlar yok oldu.

Kimi 6 gün yandı, kimi 3 gün, kimi yerde ise yangın hala devam ediyor.

Koca bir orman içindeki canlılarla yanıp yok olurken, en çok yaptığımız işi yapıyoruz.

Bol bol konuşuyoruz; ama hiçbir şey yapmıyoruz.

Tıpkı 2019 Ağustos ayında 53 saat süren Karabağlar Tırazlı yangınındaki gibi…

Şöyle kısaca hatırlatayım.

“Uçak yok”, “havadan destek yok” denildi. Evet haklılar o gün THK uçakları çalıştırılmamıştı… Hangarlarda çürümeye terk edilmişti.

Yine bilindik tartışmalar ve dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer müthiş bir teklif ortaya atmıştı. Kendi yangın söndürme uçağımızı alacaktık. Bunun için kampanyalar düzenlendi. Sonrası mı, sonrası yok. Uçak alamadık ama orman köylerine tanker dağıtıldı. Buna da dedik ki; ‘Hiç yoktan iyidir.’ 

Orman yangını başladıktan sonra ha 1 uçak fazla, ha 1 uçak eksik müdahale olsa ne olur.

Bizim acilen toplumu bilinçlendirmemiz gerek.

Bakın İzmir Valiliği Orman Yangınlarıyla Mücadele Komisyonu, ormanlık alanlara girilmesini yangın riski nedeniyle 1 Haziran ile 31 Ekim tarihleri arasında yasaklamıştı.

Yamanlar Dağı yangınına ilişkin Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı açıklamasında “yangına piknik ateşi neden olmuş, 3 kişi gözaltına alındı” dedi.

Nerede kontrol?

Adamlar ellerini kollarını sallaya sallaya ormana girmiş ateşi yakmış mangal keyfi yapmaya çalışmış ve sonuç korkunç… Koca bir orman yok oldu, evler yandı, köyler boşaltıldı, hayvanlar telef oldu, sanayi sitesi yandı, geri dönüşüm tesisi yandı. Belediyenin şantiyesi yandı…

Tek tesellimiz ise can kaybı olmaması.

Güya ormana girişi yasak!

Bu nasıl yasak! Biri bana anlatsın.

Bir başka örnek Urla yangını…

Geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda Urla ilçesine bağlı Yağcılar Mahallesi'nde çıkan orman yangını, 18,5 saat sonra kontrol altına alınırken, İzmir Valisi Süleyman Elban, yangının, bir mangal kömürü üretim tesisinden başladığını açıkladı.

“Kimse ormanın içinde kömür tesisinin ne işi var” demiyor.

Yine Bornova’da Temmuz ayı başı gibi çıkan orman yangınına ters çevrilen mangal neden olmuştu.

Orman yangınlarına genellikle arıcılıkla uğraşanlar, tüm uyarılara rağmen anız yakan tarla sahipleri neden oluyor.

Piknikçiler yiyip-içip çöplerini ormanda bırakıp çekip gidiyor. Nefes almaya ormana gidiyoruz, her yer çöpten geçilmiyor. Görüntüler karşısında içimiz parçalanıyor. Piknikçilerin geride bıraktıkları atıklar da yangınlara sebep oluyor.

Ne yapıp edip insanların çöplerini ormanlara atmalarını önlemeliyiz. 

Bir uyarı da sigara içenlere yapılmalı. Sigara izmaritlerinizi 'atmayın sağa sola' diye çünkü orman yangınlarını başlatan nedenlerden biri de izmarit.

Yine ormanların içinden geçen elektrik telleri orman yangınlarına neden olan başka bir ana etken...

Son olarak İzmir Valisi Süleyman Elban, yangınların çoğunun ihmal kaynaklı olduğunu Menderes ve Urla'da çıkan yangınların elektrik tellerinin kopmasıyla çıktığını belirtti.

Kim nasıl denetliyor? Bilinmiyor!

Bir bakıyorsunuz eskiyen, kopan bir tel yangın çıkarıyor ve koca ormanı yok ediyor.

Daha çok örnek verebiliriz.

Ama önce eğitim vermeliyiz.

Hem de öyle lafta değil. Gerçekten nitelikli eğitim vermeliyiz.

Yoksa gerisi laf-ı güzaf.

Son söz:Vatandaş artık iktidar ve muhalefetten ‘sen şunu yapmadın, sen bunu eksik yaptın’ gibi boş tartışmaları yani kayıkçı kavgasını bir kenara bırakıp, sorunlara çözüm bulmalarını bekliyor.