AK Parti İzmir'i karıştıran iddia
AK Parti'de siyaset tüm hızıyla devam ederken en fazla eleştirdiğim İl Başkanı Bülent Delican'ın son günlerde atağa çıktığını görüyorum. Kendisi adına sevindirici bir durum...
İl Başkanı olduğu günden beri ilk defa sırf “eleştiri yapmak için eleştiriden” vazgeçerek… Gerçekten sosyal projelere imza atarak kamuoyunda iyi bir hava yarattığını söylemem gerekiyor...
Bir taraftan işler yoluna oturmaya başlarken, diğer taraftan ise, Arapsaçına dönen bir mesele var... Ve bu mesele AK Parti İl Teşkilatını sıkıntıya sokacak gibi görünüyor.
Peki; mesele neydi...
İzmir AK Parti’de bir süredir yaşanan “Körüklü” krizi had safhaya ulaştı.
Hem Karabağlar İlçe Başkanı Erol Körüklü, hem de İl Başkanı Bülent Delican hakkında bazı iddialarda bulunan Meclis Üyesi Emrullah Kavuz ’un bu iddialarından sonra geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım köşe yazısında AK Parti İzmir Teşkilatı’nın iki ve üç numaralı ismi Abdurrahman Tosun ve Ömer Gültekin’in Meclis Üyesi Kavuz’un ifadesini geri alması için yaptığı görüşme ve ardından yaşanan krizi size aktarmıştım.
Çünkü Karabağalar İlçe Başkanı Erol Körüklü’yle başlayan, ardından İl Başkanı Bülent Delican'la devam eden tartışmanın çapı bunlarla kalmadı içine başka isimleri alarak devam ediyor... İl Başkanı Bülent Delican’ın buna neden müsaade ettiğini ve bu tartışmaya konu olan İlçe Başkanı Erol Körüklü’yü neden koltukta tuttuğunu hala anlamış değilim.
Ve bu tartışmanın nereye kadar gideceğini tahmin edemiyorum.
Ancak; bu tartışma kartopu gibi yuvarlandıkça içine daha yeni isimler almaya devam ediyor. Bu davanın yeni isimleri bir hastane çalışanı, AK Parti İzmir’in iki önemli ismini de içine almış gibi görünüyor. Ve bu tartışma daha çok su kaldıracak gibi görünüyor.
Şimdi geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım “Delican'a soruyorum: O dosyada ne var' “ isimli köşe yazımda AK Parti Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun ile Siyasi ve Hukuk işleri Başkanı ve İl Başkan Vekili Ömer Gültekin'in dosyayı kapatmak için nasıl bir çaba içinde olduklarını ve nasıl mücadele ettiklerini anlatmıştım.
Orada yaşananların bir açıklaması olabilir…
Teşkilat içinde yaşanan huzursuzluğun sona ermesi için teşkilatın iki önemli isminin inisiyatif kullanarak böyle bir çalışma yapmasına bir anlam verilebilir.
Bunda hiçbir sıkıntı yok.
Bu tartışma içinde yaşanan ve ortaya atılan iddialar AK Parti'nin 13 yıllık iktidarında. Evet; iddia ediyorum AK Parti iktidarında bu kadar vahim iddiaların uzun süre dillendirildiği ve de hiçbir şey yapılmadan oturulduğu olmamıştır…
Aynı partiden bir meclis üyesi, İlçe Başkanı ve İl Başkanı için “defalarca akla mantığa sığmayan” iddialar ortaya atıyor, ancak çok uzun süre hiçbir şey yaşanmamış gibi davranılıyor. Sonra olay medyaya yansıyınca disiplin mekanizması işletiliyor. Meclis üyesi tedbirli olarak disiplin kuruluna gönderiliyor. Ancak; disipline verilen meclis üyesi grup toplantısına giriyor, AK Parti sıralarında oturmaya devam ediyor.
Şimdi; insanın aklına şu soru geliyor…
Meclis üyesinin ortaya attığı iddialar doğruysa, İlçe başkanı ve İl başkanının o koltuklarda oturmaması lazım, yok, söyledikleri doğru değilse, meclis üyesi hakkında gerekli disiplin mekanizmasının işletilmesi gerekiyor.
Dedim ya bu işe akıl sır erdiremedim...
Peki; bu konuyla ilgili yaşananlar bunlar m?
Tabi ki; hayır!
Hem Karabağlar İlçe Başkanı Erol Körüklü, hem de İl Başkanı Bülent Delican hakkında bazı iddialarda bulunan Meclis Üyesi Emrullah Kavuz ’un ifadesinin karartılması için geçtiğimiz hafta ellerinden gelen çabayı ortaya koyan AK Parti İl Başkan Vekili Ömer Gültekin ve Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun’un yeni bir vukuatı ortaya çıktı.
Bana anlatılanları dinlediğimde kulaklarıma inanmadım…
İktidarda olan bir siyasi partinin iki önemli isminin bütün işini bir kenara bırakarak bu dosyada ortaya atılan iddiaları temizlemek adına neler yaptığına şahit olmak yıllarca siyasetla iç içe olan biri olarak beni hayrete düşürdü. Bu iki isim hangi cesaretle bunları yapabiliyor. Bu partinin ilgili kurulları yok mu'
AK Parti İzmir bu kadar sahipsiz mi'
Evet; AK Parti İzmir İl Teşkilatı’nın iki önemli isminin disiplin dosyasında adı geçen bir kişiye, baskıyla, odaya kapatılarak ifade yazdırıldığı öne sürüldü. Kamu hastanesinde çalışan kişi önce işten kovuldu, ardından “Başhekime talimat verilerek” yeniden işe alındığını öğrendim…
Tabelasında Adalet vurgusu olan AK Parti’nin kendi içinde yaşadığı sorunları vatandaşına nasıl yansıttığı ve kişisel kurtuluşları için vatandaşa nasıl baskı yaptıkları göz önüne koymak istiyorum. Bu konuyu AK Parti Genel Merkezi’nde ilgili kişilerle paylaştıktan sonra buradan yazmam ve kamuoyuyla paylaşmam gerektiğine inanıyorum…
Olay şöyle olmuş…
Geçtiğimiz hafta Meclis Üyesi Emrullah Kavuz’la görüşerek dosyanın kapatılması garantisiyle ifadesinin geri alınması teklifinden olumsuz yanıt alan İl Başkan Yardımcısı Ömer Gültekin ve Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun bu sefer Kavuz ‘un savunmasında adı geçen ve bir kamu hastanesinde çalışan kişinin yanına gitmişler… Bu kişiyi de yanlarına alarak bir odaya girdikten sonra AK Parti Başkan Vekili Ömer Gültekin’in bu kişinin eline kağıt kelem tutuşturduğu ve bağırarak “benim söylediklerimi yazacaksın” diyerek bu kişiye “zorla yazılı ifade yazdırdığı” söylediklerini yazdırdıktan sonraysa bu kişinin eline bir fotokopisini tutuşturduğu iddia edildi. Ayrıca Gültekin’in bu kişiye “disiplin kurulu seni ifade için çağırabilir, eğer seni çağırırlarsa bunu iyi ezberle bunları söyleyeceksin” diyerek telkinde bulunduğu ve bu olaydan iki saat sonra bu kişinin işten kovulduğu ve olayın büyümesiyle bazı vekillerin tepki göstermesinden sonra, bu kişinin üç gün sonra işe tekrar alındığı iddia edildi.
Bu yaşananlardan sonra bu kişinin Disiplin Kurulu Başkanı Hasan Özcan’ı arayarak “Ömer Gültekin’i kendisinin zorla ifade aldığını ilettiği”de iddialar arasında…
Yaşananlardan sonra gelen tepkiler üzerine Ömer Gültekin’in işten atılan kişi için “hastane başhekimini” arayarak bu kişinin yeniden işe alınmasını söylediği ve ardından bu kişiyi arayarak hastaneyle görüştüğünü ve gidip yeniden işbaşı yapabileceğini söylediği de iddia edildi.
Bu yaşananlar kamu kurumunda siyasetin güçlü gölgesini gözler önüne sererken, partinin iki ve üç numaralı isminin, bir kişiyi odaya kapatıp ifade alması ise “Pes” dedirtiyor.
Teşkilatın iki ismi kendisini “hem hakim hem de savcı” yerine koymuş durumda…
AK Parti’nin İzmir tarihinde yaşadığı en vahim olaylarından biridir. AK Parti İzmir Teşkilatı’nın iki önemli ismi tam anlamıyla bir SKANDAL'a imza attıklarını söyleyebilirim... Bu yaşananlardan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın haberi var m? Bilmiyorum…
Bunu çok merak ediyorum. Eğer bundan haberi yoksa bu iki yöneticisi hakkında yapılan bu hukuksuzlukla ilgili bir işlem yapacak mı'
Eğer bilgisi varsa, o dosyada ismi geçen kişiyle ilgili bu kadar önemli ne yazıyor… Bunları kamuoyuyla paylaşarak bilgilendirilmesi gerekiyor. Kamuoyunu bilgilendirmek Meclis Üyesi Emrullah Kavuz’a düşer… Bu konuda açıklama yapacaksa gazetemizin kapısı ve radyomuzun mikrofonu kendisine sonuna kadar açıktır. Şunu net bir şekilde ifade etmek isterim ki; bu yaşananların peşini bırakmayacağımı ve yaşananların insan onuruna sığmayan bir tutum olduğunu ifade etmek isterim. Çalışan bir kişiyi arkadaşlarının önünden alarak bir odaya kapatıp baskı yapmak ve ardından işten çıkarmak ardında vazgeçtim geri aldırıyorum demek resmen insanlarla oyuncak gibi oynamaktır. Bu durumu tarif edecek bir cümle yok… Ancak bu konuda AK Parti içinde söylenecek bir sözü olan bir kişinin ortaya çıkacağını ve bu zulme dur diyeceğine inanıyorum…
NOT: Bu zulme önce AK Parti’nin İzmir patronu Bülent Delican’ın dur demesini bekliyorum… Eğer sayın başkan bu konuda bilgili değilse kendisine bu konu ile ilgili bilgi ve belge verebilir ve kendisini aydınlatabilirim…
İl Başkanı olduğu günden beri ilk defa sırf “eleştiri yapmak için eleştiriden” vazgeçerek… Gerçekten sosyal projelere imza atarak kamuoyunda iyi bir hava yarattığını söylemem gerekiyor...
Bir taraftan işler yoluna oturmaya başlarken, diğer taraftan ise, Arapsaçına dönen bir mesele var... Ve bu mesele AK Parti İl Teşkilatını sıkıntıya sokacak gibi görünüyor.
Peki; mesele neydi...
İzmir AK Parti’de bir süredir yaşanan “Körüklü” krizi had safhaya ulaştı.
Hem Karabağlar İlçe Başkanı Erol Körüklü, hem de İl Başkanı Bülent Delican hakkında bazı iddialarda bulunan Meclis Üyesi Emrullah Kavuz ’un bu iddialarından sonra geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım köşe yazısında AK Parti İzmir Teşkilatı’nın iki ve üç numaralı ismi Abdurrahman Tosun ve Ömer Gültekin’in Meclis Üyesi Kavuz’un ifadesini geri alması için yaptığı görüşme ve ardından yaşanan krizi size aktarmıştım.
Çünkü Karabağalar İlçe Başkanı Erol Körüklü’yle başlayan, ardından İl Başkanı Bülent Delican'la devam eden tartışmanın çapı bunlarla kalmadı içine başka isimleri alarak devam ediyor... İl Başkanı Bülent Delican’ın buna neden müsaade ettiğini ve bu tartışmaya konu olan İlçe Başkanı Erol Körüklü’yü neden koltukta tuttuğunu hala anlamış değilim.
Ve bu tartışmanın nereye kadar gideceğini tahmin edemiyorum.
Ancak; bu tartışma kartopu gibi yuvarlandıkça içine daha yeni isimler almaya devam ediyor. Bu davanın yeni isimleri bir hastane çalışanı, AK Parti İzmir’in iki önemli ismini de içine almış gibi görünüyor. Ve bu tartışma daha çok su kaldıracak gibi görünüyor.
Şimdi geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım “Delican'a soruyorum: O dosyada ne var' “ isimli köşe yazımda AK Parti Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun ile Siyasi ve Hukuk işleri Başkanı ve İl Başkan Vekili Ömer Gültekin'in dosyayı kapatmak için nasıl bir çaba içinde olduklarını ve nasıl mücadele ettiklerini anlatmıştım.
Orada yaşananların bir açıklaması olabilir…
Teşkilat içinde yaşanan huzursuzluğun sona ermesi için teşkilatın iki önemli isminin inisiyatif kullanarak böyle bir çalışma yapmasına bir anlam verilebilir.
Bunda hiçbir sıkıntı yok.
Bu tartışma içinde yaşanan ve ortaya atılan iddialar AK Parti'nin 13 yıllık iktidarında. Evet; iddia ediyorum AK Parti iktidarında bu kadar vahim iddiaların uzun süre dillendirildiği ve de hiçbir şey yapılmadan oturulduğu olmamıştır…
Aynı partiden bir meclis üyesi, İlçe Başkanı ve İl Başkanı için “defalarca akla mantığa sığmayan” iddialar ortaya atıyor, ancak çok uzun süre hiçbir şey yaşanmamış gibi davranılıyor. Sonra olay medyaya yansıyınca disiplin mekanizması işletiliyor. Meclis üyesi tedbirli olarak disiplin kuruluna gönderiliyor. Ancak; disipline verilen meclis üyesi grup toplantısına giriyor, AK Parti sıralarında oturmaya devam ediyor.
Şimdi; insanın aklına şu soru geliyor…
Meclis üyesinin ortaya attığı iddialar doğruysa, İlçe başkanı ve İl başkanının o koltuklarda oturmaması lazım, yok, söyledikleri doğru değilse, meclis üyesi hakkında gerekli disiplin mekanizmasının işletilmesi gerekiyor.
Dedim ya bu işe akıl sır erdiremedim...
Peki; bu konuyla ilgili yaşananlar bunlar m?
Tabi ki; hayır!
Hem Karabağlar İlçe Başkanı Erol Körüklü, hem de İl Başkanı Bülent Delican hakkında bazı iddialarda bulunan Meclis Üyesi Emrullah Kavuz ’un ifadesinin karartılması için geçtiğimiz hafta ellerinden gelen çabayı ortaya koyan AK Parti İl Başkan Vekili Ömer Gültekin ve Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun’un yeni bir vukuatı ortaya çıktı.
Bana anlatılanları dinlediğimde kulaklarıma inanmadım…
İktidarda olan bir siyasi partinin iki önemli isminin bütün işini bir kenara bırakarak bu dosyada ortaya atılan iddiaları temizlemek adına neler yaptığına şahit olmak yıllarca siyasetla iç içe olan biri olarak beni hayrete düşürdü. Bu iki isim hangi cesaretle bunları yapabiliyor. Bu partinin ilgili kurulları yok mu'
AK Parti İzmir bu kadar sahipsiz mi'
Evet; AK Parti İzmir İl Teşkilatı’nın iki önemli isminin disiplin dosyasında adı geçen bir kişiye, baskıyla, odaya kapatılarak ifade yazdırıldığı öne sürüldü. Kamu hastanesinde çalışan kişi önce işten kovuldu, ardından “Başhekime talimat verilerek” yeniden işe alındığını öğrendim…
Tabelasında Adalet vurgusu olan AK Parti’nin kendi içinde yaşadığı sorunları vatandaşına nasıl yansıttığı ve kişisel kurtuluşları için vatandaşa nasıl baskı yaptıkları göz önüne koymak istiyorum. Bu konuyu AK Parti Genel Merkezi’nde ilgili kişilerle paylaştıktan sonra buradan yazmam ve kamuoyuyla paylaşmam gerektiğine inanıyorum…
Olay şöyle olmuş…
Geçtiğimiz hafta Meclis Üyesi Emrullah Kavuz’la görüşerek dosyanın kapatılması garantisiyle ifadesinin geri alınması teklifinden olumsuz yanıt alan İl Başkan Yardımcısı Ömer Gültekin ve Teşkilat Başkanı Abdurrahman Tosun bu sefer Kavuz ‘un savunmasında adı geçen ve bir kamu hastanesinde çalışan kişinin yanına gitmişler… Bu kişiyi de yanlarına alarak bir odaya girdikten sonra AK Parti Başkan Vekili Ömer Gültekin’in bu kişinin eline kağıt kelem tutuşturduğu ve bağırarak “benim söylediklerimi yazacaksın” diyerek bu kişiye “zorla yazılı ifade yazdırdığı” söylediklerini yazdırdıktan sonraysa bu kişinin eline bir fotokopisini tutuşturduğu iddia edildi. Ayrıca Gültekin’in bu kişiye “disiplin kurulu seni ifade için çağırabilir, eğer seni çağırırlarsa bunu iyi ezberle bunları söyleyeceksin” diyerek telkinde bulunduğu ve bu olaydan iki saat sonra bu kişinin işten kovulduğu ve olayın büyümesiyle bazı vekillerin tepki göstermesinden sonra, bu kişinin üç gün sonra işe tekrar alındığı iddia edildi.
Bu yaşananlardan sonra bu kişinin Disiplin Kurulu Başkanı Hasan Özcan’ı arayarak “Ömer Gültekin’i kendisinin zorla ifade aldığını ilettiği”de iddialar arasında…
Yaşananlardan sonra gelen tepkiler üzerine Ömer Gültekin’in işten atılan kişi için “hastane başhekimini” arayarak bu kişinin yeniden işe alınmasını söylediği ve ardından bu kişiyi arayarak hastaneyle görüştüğünü ve gidip yeniden işbaşı yapabileceğini söylediği de iddia edildi.
Bu yaşananlar kamu kurumunda siyasetin güçlü gölgesini gözler önüne sererken, partinin iki ve üç numaralı isminin, bir kişiyi odaya kapatıp ifade alması ise “Pes” dedirtiyor.
Teşkilatın iki ismi kendisini “hem hakim hem de savcı” yerine koymuş durumda…
AK Parti’nin İzmir tarihinde yaşadığı en vahim olaylarından biridir. AK Parti İzmir Teşkilatı’nın iki önemli ismi tam anlamıyla bir SKANDAL'a imza attıklarını söyleyebilirim... Bu yaşananlardan AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın haberi var m? Bilmiyorum…
Bunu çok merak ediyorum. Eğer bundan haberi yoksa bu iki yöneticisi hakkında yapılan bu hukuksuzlukla ilgili bir işlem yapacak mı'
Eğer bilgisi varsa, o dosyada ismi geçen kişiyle ilgili bu kadar önemli ne yazıyor… Bunları kamuoyuyla paylaşarak bilgilendirilmesi gerekiyor. Kamuoyunu bilgilendirmek Meclis Üyesi Emrullah Kavuz’a düşer… Bu konuda açıklama yapacaksa gazetemizin kapısı ve radyomuzun mikrofonu kendisine sonuna kadar açıktır. Şunu net bir şekilde ifade etmek isterim ki; bu yaşananların peşini bırakmayacağımı ve yaşananların insan onuruna sığmayan bir tutum olduğunu ifade etmek isterim. Çalışan bir kişiyi arkadaşlarının önünden alarak bir odaya kapatıp baskı yapmak ve ardından işten çıkarmak ardında vazgeçtim geri aldırıyorum demek resmen insanlarla oyuncak gibi oynamaktır. Bu durumu tarif edecek bir cümle yok… Ancak bu konuda AK Parti içinde söylenecek bir sözü olan bir kişinin ortaya çıkacağını ve bu zulme dur diyeceğine inanıyorum…
NOT: Bu zulme önce AK Parti’nin İzmir patronu Bülent Delican’ın dur demesini bekliyorum… Eğer sayın başkan bu konuda bilgili değilse kendisine bu konu ile ilgili bilgi ve belge verebilir ve kendisini aydınlatabilirim…