Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Anayasa kimin umrunda…

Uzun zamandan beri savunduğum ve defalarca yazılarımda vurguladığım temiz siyaset anlayışını dile getiren bir gazeteci olarak AK Parti İl Başkan Yardımcısı Hüsnü Boztepe’nin bugün kendisine ait facebook hesabından yazdıklarını okuduğumda çok şaşırdığımı belirtmek isterim…

AK Parti’de İl Başkan Yardımcılığı yapan bir kişinin kalkıp kahve ağzıyla Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutu Akpınar’a yönelik soruları tam anlamıyla “Şova” yönelik açıklamalardan başka bir şey değil.

İl Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturan bir ismin bu kadar basit ve  üçüncü sınıf muhalefet etmesini anlamış değilim… Bu kişi ya oturduğu koltuğun ağırlığını bilmiyor ya da iktidar partisinin yöneticisi olmanın getirdiği sorumluluğu bilmiyor…

Boztepe’yi yakından takip eden bir gazeteci olarak daha önce defalarca eleştirmiş ve hatta mahkemelik olmuş bir kişi olarak kendisinden beklediğim bir davranış olduğunu söyleyebilirim…

Ancak şunu net bir şekilde ifade edebilirim ki, “AK Parti’de işler böyle gitmiyor.” Ve hiçbir AK Partili bu muhalefet anlayışını kabul etmiyor.

Ülkede bütün siyasi partiler Anayasa maddelerine kilitlenmiş durumdayken bu yapılan açıklama şimdi iş mi yani…

Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Karşıyaka İlçe Başkanı Uğur Yıldırım ve Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’a yönelik yaptığım eleştiriyi Boztepe’ye de yapmam gerektiğini düşünüyorum…

Ülkenin içinde bulunduğu durum ve AK Parti’nin içinden geçtiği kritik Anayasa oylamasının tartışıldığı bugünlerde kalkıpta bir belediye başkanı için “Üçüncü sınıf siyasetçilerin yaptığı tarzda bir muhalefet yapmak” İl Başkan Yardımcılığı düzeyine gelmiş bir siyasetçiye yakışmadı.

Zaten Boztepe’nin İl Başkan Yardımcısı olduğu dönemde en fazla benim itirazım olmuş ve bunu defalarca dile getirmiştim.

Bugün yaptıklarına baktığımız zaman “haklı olduğumu” görüyorum…

İl Başkanı Bülent Delican’ın siyasetin bu kadar sertleşmesine ve bu kadar “bel altına” inmesine nasıl bir tepki vereceğini bilemem ama “bugün ona yarın sana”

Yarın kalkıp CHP İlçe Başkanı da “kardeşim tamamda bunları konuşuyorsun da İl Başkanı Bülent Delican nasıl oldu da İzmir’de vergi rekortmeni oldu”  derse ne olacak…

O zaman herkes herkesin kirli çamaşırlarını ortaya döker…

Bu nedenle İzmir’de bu işlerin bir kenara bırakarak sadece siyasi eleştirilerin yapılması ve siyaset çıtasının düşmemesi lazım…

Eğer belediye başkanının yaptığı bir hukuksuzluk varsa o zaman Sayın Boztepe gider “Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda” bulunur ve yasalar gerekeni yapar…

Yani insanların yıllar önce yaşadıkları ve yaptıklarını alıp önlerine koymak siyasi ahlak açısından doğru bir davranış değildir.   Eğer geçmişe dönülürse bence bu işten AK Parti İl Başkan Yardımcısı Hüsnü Boztepe daha fazla zararlı çıkacaktır…

Belediye başkanının yıllarca ne iş yaptığını sormuş, bende defalarca Sayın Boztepe’nin ne iş yaptığını sordum ama bana bir yanıt gelmedi…

Şimdi sadece ben değil AK Partililer de merak ediyor…

Yani anlayacağınız “tencere dibin kara, seninki benden kara” meselesi…

Oysa eski CHP’li olan Boztepe’nin hala CHP siyaset yaptığı dönemden kalan  hastalığını devam ettirdiğini ve bundan  kurtulamadığını görüyoruz…

Oysa CHP’nin yıllardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesine yönelik mal varlıklarıyla ilgili yaptığı eleştirinin kamuoyunda nasıl bir karşılık bulduğunu yapılan bütün seçimlerde gördük.

Böyle “belden aşağı” yapılan siyasetin kimseye bir şey kazandırmadığını ve yıllarca böyle bir duruma tenezzül eden isimlerin siyasi arenadan yok olup gittiğini gördük. Zaten Boztepe’nin Bayraklı’da yaptığı muhalefetin nasıl karşılık bulduğunu yerel seçimlerde listelere alınmayarak kendi partisi tarafından istenmediğini gördük…

İşin gerçeği bu…

Siyaset kesinlikle ciddi bir iştir… Seviye işidir, itibar işidir…

Öyle “Ali Cengiz” oyunlarıyla yapılacak bir şey değildir. Hele İktidar partisinde siyaset yapan ve İzmir gibi büyük bir kentte İl Başkan Yardımcısı olmuş bir kişinin bu kadar sorumsuzca “belden aşağı” siyaset yapmak gibi bir lüksü yoktur…

Ülkemizde Anayasa tartışmalarının olduğu bir dönemde sadece gündemi meşgul etmek adına yapılan bu hamlelerin bir siyasetçiye ve siyasi partiye kazandıracağı bir şey yoktur.  Tam tersine ona ve dolayısıyla siyasi harekete zarar verecektir… Bu nedenle İzmir siyasetinin bütün Türkiye’ye örnek olacağı bir anlayışla yapılması gerekmektedir. Ve bunun için herkesin bu sorumluluk içinde hareket etmesi gerekiyor…