Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Menemen'de bir 'ihanet' hikayesi: Seçim sonrası perde arkası

Sevgili okurlarım, bugün size İzmir'in Menemen ilçesinden bahsedeceğim.

Evet, evet, yanlış duymadınız; İzmir...

Ege'nin incisi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) kalesi...

 Burada, yerel seçimlerin ardından yaşananlar, Shakespeare'in trajedilerini aratmayacak nitelikte. Kahramanımız ise Deniz Karakurt; Menemen'in "seçimlerde başarısız" olmuş belediye başkan adayı.

Seçim gecesi, beklenen zafer gelmeyince, Karakurt'un ilk tepkisi "İhanet var!" oldu. Hani o eski Türk filmlerindeki gibi...

 Ama bu kez sahne Menemen...

 Ve perde arkasında, CHP'nin kendi içindeki "ihanet" senaryoları...

Deniz Karakurt, kaybetmenin acısını, bir dizi şok edici iddiayla dile getirdi. Sandıkların boş bırakıldığından, müşahit toplayamamaktan, hatta örgüt içindeki bazı isimlerin adeta bir "baltalama" hareketine giriştiğinden bahsetti. En çarpıcı iddia ise, eski ilçe başkanı Ömer Güney ve ekibinin bu durumu adeta bir "komplo" olarak ördüğü yönünde.

Sevgili Karakurt, "Ben atandıktan sonra örgütte ikilik olsun istemedim" demiş. Ancak, "Nasıl olsa birleşiriz, birlikte yol yürürüz" düşüncesi, maalesef bir hayal kırıklığına dönüşmüş. Ve sonrasında gelen "Çok büyük ihanete uğradık" cümlesi, bu trajikomik hikayenin final repliği olmuş.

İlginç olan, Karakurt'un bu açıklamaları yapmasının ardından, kısa bir süre sonra, sanki bir sihirli değnek değmişcesine, bu açıklamaların ortadan kalkması... Evet, sevgili okurlar, haberi kaldırmış. Belki de, "Biraz fazla mı ileri gittim?" diye düşünmüş olabilir.

Kim bilir?

Bu hikaye, bize, politik arenada yaşanan iç çatışmaların, bazen nasıl da bir "telenovela"ya dönüşebileceğini gösteriyor. Menemen'deki bu "ihanet" senaryosu, belki de, bize, siyasetin sadece dışa dönük bir mücadele olmadığını, aynı zamanda içsel dinamiklerle de yoğrulduğunu hatırlatıyor.

Deniz Karakurt ve Menemen'in hikayesi, bize, siyasi arenanın, zaman zaman kırılgan ittifaklar, beklenmedik ihanetler ve dramatik dönüşlerle dolu bir sahne olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ve unutmayın, siyasette, her yenilgi, sadece bir sonraki zaferin başlangıcı olabilir.

Ya da en azından, bir sonraki "ihanet" senaryosunun...

Deniz Karakurt'un seçim sonrası yaptığı, parti içindeki "ihanet"e odaklanan açıklamalarının ardından, hedef aldığı Ömer Güney'in cevabı ise, bu iç çatışmanın sadece bir yüzeyi çiziyor.

Güney, Karakurt'un eleştirilerine karşı, alınan yenilgiyi kabullenmenin erdemi üzerine bir ders veriyor. "Sandık sonucunun hemen ardından; alınan yenilgiye bir kılıf aramak" şeklindeki ifadeleriyle, siyasi yenilginin sorumluluğunu bireysel olarak üstlenmenin önemini vurguluyor. AK Partiye karşı Menemen'de elde edilen oy farkına işaret ederek, asıl meselelerin bu küçük başarılar olmadığını, genel bir başarı ve ilerleme perspektifinde olması gerektiğini belirtiyor.

"Sayın Karakurt'u partimizin Menemen'deki siyasi tarihine havale ediyorum" demesi, bir yandan eleştirel bir yaklaşım sergilerken, diğer yandan da partinin ve bireylerin geçmişteki hatalarından ders çıkarıp, geleceğe odaklanması gerektiğini ima ediyor. Güney, bu açıklamasıyla, CHP'nin ve ülkenin geleceği için önemli olanın, iç çekişmeler değil, genel başarı ve ilerleme olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu çatışma ve karşılıklı suçlamalar, siyasi partilerin iç dinamiklerinde sıkça rastlanan bir durum. Ancak Ömer Güney'in açıklamasındaki gibi, bu tür durumlar, parti üyeleri ve liderlerinin, kişisel hırslarını ve anlaşmazlıklarını bir kenara bırakıp, genel bir hedef doğrultusunda birleşmenin önemini hatırlamaları için bir fırsat olabilir.

Menemen'de yaşananlar, siyasi stratejilerin, liderlik anlayışının ve parti içi birlik ve beraberliğin, seçim başarıları üzerinde ne kadar belirleyici olduğunu gösteriyor. Bu olaylar, aynı zamanda, siyasi partilerin ve adayların, seçim yenilgilerini analiz ederken, dış faktörlerin yanı sıra, kendi iç dinamiklerini ve stratejilerini de gözden geçirmeleri gerektiğinin altını çiziyor.

Ve sevgili Karakurt, bu yenilgiyi kendin dışında herkese bağlayarak, siyasetin en önemli kuralını hatırlattın bize: Sorumluluk almak yerine, suçu başkalarına atmak. Bu, her politikacının bilmesi gereken altın kuraldır, öyle değil mi?

Ve son olarak, "Cumhuriyet Halk Partisi, bugün tüm ülkenin en büyük umudu olmuş; İzmir de çok büyük bir mesaj vererek tarih yazmıştır." Bu cümleler, tarih yazan İzmir'in ve CHP'nin, Menemen'deki "tarihi mağlubiyet" karşısında bile, nasıl dimdik ayakta durduğunu gösteriyor. Ve tabii ki, Menemen, bu tarihi yolculukta, öğretici bir "yan not" olarak kalmayı başarıyor.