Murat Bakan'a açık çağrı: Şeffaflık rengarenk bir şemsiye olsun!
Göklerden inen bir emir gibi, sadece siyasi arenanın değil, her bir vatandaşın gündelik sohbetlerine malzeme olan bir konu bu: Şeffaflık.
Ve işte karşımızda, cesur yürekli bir çağrı: CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan'dan Hamza Dağ'a, mal varlığını açıklama daveti. Oh ne ala, sanki demokrasimizin kristal sularında yüzen bir nilüfer bu…
Ama durun, hikaye burada bitmiyor. Zira, çağrıda bir detay var ki, sadece büyükleri değil, aile boyu şeffaflığı hedef alıyor. Eşi, annesi, babası, kardeşleri derken, bir aile albümünden fırlamışçasına, herkesin mal varlığı masaya yatırılacak. Adeta bir sofraya davet bu, menüde ne var derseniz; dürüstlük, şeffaflık ve bir tutam da cesaret.
Şimdi, bu çağrının müsebbibi olan Sayın Bakan'ın önerisi, sanki politik arenanın göbeğine düşen bir çakıl taşı. Dalgalar, halkalar halinde yayılıyor. "Ben yaptım, sen de yap!" diyen bir nezaket, bir davet... Ve elbette, bu davetin altında yatan asıl amaç: Örnek olmak, rehberlik etmek.
Peki, Hamza Dağ bu çağrıya kulak verecek mi?
Yoksa siyasi sahnenin gürültüsünde bu ses soluk mu kalacak?
İşte, bu soruların cevabını merakla beklerken, bir yandan da sayın Bakan'ın cesur adımını takdir ediyoruz. Adeta bir meşale gibi, şeffaflığın karanlıkta kalmış köşeleri aydınlatma çabası bu.
Ancak, unutmayalım ki, bu çağrı sadece bir başlangıç. Gerçek şeffaflık, sadece mal varlıklarını açıklamakla sınırlı değil. Siyasetin her alanında, her kararında, her adımında bir şeffaflık, bir açıklık gerekiyor. Ve bu, sadece tek bir partinin, tek bir kişinin sorumluluğunda değil; hepimizin, evet, hepimizin görevi.
Sonuç olarak, bu çağrı, belki de siyasi sahnemizde yeni bir sayfanın açılmasına vesile olacak. Kim bilir, belki de bir gün, tüm siyasetçilerimiz, aileleriyle birlikte, şeffaflıkta yarışır hale gelecek. Ve o gün geldiğinde, işte o zaman, demokrasimiz için gerçek bir zafer olacak.
Şimdi, kulağa biraz garip gelebilir; ancak moda dünyasıyla siyasetin bu nadide buluşmasının altında yatan mesaj oldukça açık: "Benden ne saklıyorsun, canım milletvekilim?" Ve işte bu moda çığlığının öncüsü olarak Murat Bakan'ı podyuma davet ediyoruz.
Sayın Bakan, şimdi sizden bir ricamız var. Bir nevi meydan okuma, diyebiliriz. Haydi, kendi malvarlığınızı, eşinizin, annenizin, babanızın, kardeşlerinizin - hatta mümkünse, evcil hayvanınızın bile - malvarlıklarını açıklayın.
Ne dersiniz, siz bu şeffaflık podyumunda yürümeye hazır mısınız?
Biliyorum, biliyorum, "Bu ne saçma istek böyle!" diyebilirsiniz.
Ama unutmayın, siyasetin rengarenk dünyasında, şeffaflık, o şık ve zarif bir şemsiye gibi, yağmurlu günlerde bize eşlik eder.
Ve siz, sayın Bakan, bu şemsiyenin sapını ilk tutan olabilirsiniz.
Düşünsenize, bir anda siyaset arenasının Coco Chanel'i oluverirsiniz. "Şeffaflık mı? Oh, Murat Bakan'ın eseri!" denir, tarih boyunca anılırsınız. Ve bu hareketinizle, belki de, AK Partililere, hatta tüm siyasetçilere ders vermiş olursunuz. "Bak, Murat yaptı, biz de yapabiliriz," derler.
Ve elbette, bu şeffaflık defilesi, sadece size ve partinize özgü kalmamalı. Herkes bu modaya ayak uydurmalı. Belki de bir gün gelir, tüm siyasetçilerimiz, bu şeffaflık podyumunda, el ele, gururla yürürler.
Ah, ne güzel olurdu, değil mi?
Ancak unutmayalım ki, sevgili okurlarım, şeffaflık sadece bir gösterişten ibaret değildir. Bu, halkın hakkıdır, demokrasinin temelidir. Ve Murat Bakan, bu çağrıyla, belki de yeni bir moda akımının kapılarını aralar.
Peki, sayın Bakan bu çağrıya kulak verecek mi, yoksa modanın bu cesur ve yenilikçi trendini es geçecek mi?
Merakla bekliyoruz. Şunu unutmayın: Şeffaflık, her zaman moda olacak bir değerdir. Ve siz, sayın Bakan, bu değeri en iyi temsil edebilecek kişilersiniz.