Sinek küçük ama mide bulandırır!
Karaburun Belediye Başkanı CHP’li İlkay Girgin Erdoğan son günlerde yaptıklarıyla kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
31 Mart’ta seçildi, koltuğa oturur oturmaz ilk meclis toplantısında kendisini meclis kararıyla belediye şirketine müdür olarak atattı.
8 bin liralık başkanlık maaşının yanı sıra 7 bin 500 lira da müdür maaşı aldığı ortaya çıkınca yer yerinden oynadı.
Önce birkaç gün sessiz kalmayı denedi.
Baktı ortalık durulmuyor, yazılı açıklama yaptı.
Özrü kabahtinden beter oldu.
Huzur hakkı “Tamamen yasal” dedi.
“Yasal olması etik olması anlamına gelmez” diyenler daha büyük tepki gösterdi.
Tartışma sürerken, ikinci bir yazılı açıklama yaptı.
7 bin 500 liralık huzur hakkını eğitime bağışlayacağını söyledi.
Ama kendisini atadığı koltuğu bırakmadı.
O kadar çok tepki aldı ki ne yapsa artık boştu.
İş şirazesinden çıktı bir kere...
“Huzur hakkını neden tepki gördükten sonra bağışlıyorsun” diye bir daha yüklendiler.
CHP üst yönetimi partinin kamuoyunda imajının iyiden iyiye zedelenmesi üzerine harekete geçti.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu durumdan duyduğu rahatsızlığı İl Başkanı Deniz Yücel aracılığıyla Erdoğan’a iletti.
Genel Merkezden de eleştiri okları yönelince Başkan Erdoğan’ın bu sefer de ilk meclis toplantısında “Huzur hakkını” kaldıracağını söylediği ifade edildi.
Başkan Erdoğan 7 bin 500 liralık maaşı Ağustos ayı meclis toplantısında gündeme alıp kaldıracakmış...
Tam bu kriz çözüme kavuşturuluyor derken, Erdoğan hakkında bu sefer de yerelde muhalefet olan AK Parti cephesinden flaş iddialar geldi.
AK Parti Karaburun İlçe Başkanı Adem Avcı, Başkan Erdoğan'ın belediye bünyesinde hizmet veren 3 plajdaki tesisin müdürlüğüne, erkek kardeşinin, daha üniversitede öğrenci olan oğlunu, yani yeğeni, 23 yaşındaki Derya Girgin'i getirdiğini, ayrıca halasının kızı Yıldız Sedef'i ise belediyenin Halkla İlişkiler Müdürü yaptığını iddia etti.
AK Partili Avcı, Erdoğan'ın huzur hakkını bağışladığını söylediği okulla iletişime geçtiklerini ve böyle bir paranın okul hesabına yatmadığını öğrendiklerini de ileri sürdü.
İddialar... İddialar... İddialar...
31 Mart ve 23 Haziran’dan güçlenerek çıkan CHP’nin böyle ufak bir problem karşısında krizi yönetememesini ilk etapta seçim zaferi sarhoşluğu ve bayıltıcı sıcaklardan kaynaklanan rehavete bağladım. Ancak daha sonra Başkan Erdoğan’dan üst üste gelen kamuoyunu tatmin etmekten uzak pek de içe sinmeyen o açıklamalarının ardından partinin krizi yönetemediğini anladım.
Gözler genel iktidara yürüdüğünü söyleyen CHP’deyken, seçim kazanmış CHP’li belediye başkanlarının her adımları hem AK Parti hem de seçmen nezdinde mercek altındayken, sinek küçük ama mide bulandırır misali İzmir’in en küçük ilçesindeki bu tatsız olay hem CHP’nin üstüne yapıştı hem de Türkiye’de duymayan kalmadı.
Olaya sıcağı sıcağına müdahale etmeyen Genel Merkez eminim çok pişmandır.
Umarım bu ibretlik olaydan gerekli dersler alınır ve Kararburun vakası CHP’nin ‘Kara’ yazısı olmaz.