Dolar 34,6560
%0.03
Euro 36,3701
%-0.03
Altın 2.933,230
%0.06
Bist-100 9.636,00
%-0.25

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Genel kurula İzmirli vekiller damga vurdu

Genel kurula İzmirli vekiller damga vurdu

TBMM Genel Kurulu’nda AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya CHP PM bildirisine ateş püskürdü. Kaya, CHP İzmir milletvekillerine çağrıda bulundu. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname üzerine konuştu. Genel kurula

  • Ege Postası
  • 11.11.2016 - 09:27

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bazı milletvekillerinin tutuklanmasının ardından İzmir'deki programını yarıda keserek Ankara'ya giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sert çıktı. TBMM kürsüsünde konuşan Kaya, CHP Parti Meclisi bildirisinin HDP'yi aklamayı amaçladığını söyledi. CHP İzmir Milletvekillerine çağrıda bulunan Kaya, "Hep İzmir üzerinden siyaset yapıyorsunuz, İzmir'i kendi tekelinizde görüyorsunuz. Gelin, şu okuduğunuz Parti Meclisi bildirisini İzmir'de okuyun, bakalım İzmirli hemşehrilerimiz bunu nasıl karşılayacak" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU KEŞKE İZMİRLİLERE DANIŞSAYDI

TBMM gündeminde gerçekleştirilen 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname görüşmelerinde AK Parti Grubu adına söz alan Mahmut Atilla Kaya, HDP'li milletvekilleri hakkında yürütülen soruşturmanın anayasa ve kanunlara uygun olduğunu ifade etti. Tutuklamaların ardından Avrupa Birliği üye ülkelerinin gösterdiği tepkileri eleştiren Kaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Seçimle gelen seçimle gitmelidir' sözlerine karşılık, "15 Temmuz'da da gördük, Türkiye ancak bu büyük milletin çizdiği istikamet noktasında yoluna devam eder. Fakat maalesef, bizi şaşırtan, bu süreçte özellikle ana muhalefet partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutumu olmuştur. CHP'nin Türkiye'yi suçlayanlar kervanına katılması bizler için üzücü ve şaşırtıcı olmuştur. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'de aynen şu ifadeleri kullandı, 'Seçimle gelen seçimle gitmeli. HDP'lilere karşı mafya yöntemleri uygulanıyor. Türkiye freni patlamış kamyon gibi' Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım zaten bu noktada gerekli cevabı verdi. Terörle iç içe girenlerin bunun hesabını vermesi gerektiğini de açık şekilde ifade etti. Ama ben de bir İzmir Milletvekili olarak, kendisi de bir İzmir Milletvekili olan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamayı yapmadan, en azından bir İzmirlilere danışmasını isterdim. Bu sözler ağzından çıkmadan önce, o toplantı salonu içerisinde kendi partisinin mensuplarının ne düşündüğünü sormasını isterdim. Hatta, hemen o toplantı salonunun yakınında, Konak Toros'ta evi bulunan, daha kısa zaman önce şehit olan Halit Zilani Çelik kardeşimizin babası Mehmet ağabeye ne düşündüğünü bir sormasını dilerdim. Yine, çok kısa süre önce İzmir'de şehit verdiğimiz, İzmir'e ayak bastığında indiği o havalimanı güzergâhının üzerindeki Torbalı ilçemizdeki Mustafa Eser kardeşimizin annesi Türkan hanıma ve onun o küçük, gözleri yaşlı kardeşlerine ne düşündüklerini sormasını isterdim. Şu an terörle mücadelede kahramanca mücadele eden askerimize, polisimize ve bunların ailelerine bu görüşü ortaya koymadan önce ne düşündüklerini sormasını isterdim" diye konuştu.

O BİLDİRİYİ İZMİR'DE OKUYUN DA GÖRELİM

CHP Genel Merkezi tarafından, yaşananların ardından açıklanan Parti Meclisi bildirgesi hakkında konuşan Kaya, "Maalesef gördük ki, HDP'lilerin tutuklanmasının ardından hemen İzmir'deki programlar apar topar topar kesilip bir de bir Parti Meclisi kararı alındı. CHP'nin Parti Meclisi kararını hepimiz gördük. Zaten partimiz de, CHP Parti Meclisi'nin açıkladığı bildirgeye ilişkin olarak hukuki süreci, şikâyet sürecini başlattı. Bu kararda direnme hakkından bahsediyorsunuz ve özellikle HDP'lilere ilişkin olarak ortaya koyduğunuz tutum da, sanki bunlar sütten çıkmış ak kaşık, teröre, terörizme hiç bulaşmamışlar. Bunun akabinde tek suçlu Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, tek suçlu Başbakanımız Binali Yıldırım, tek suçlu AK Parti ve her birimize yönelik hakaret ve iftiralar içeren beyanlarla dolu bir Parti Meclisi bildirisi görüyoruz. Ben şunu açık, net söylüyorum. Hep İzmir üzerinden siyaset yapıyorsunuz, İzmir'i kendi tekelinizde görüyorsunuz. Gelin, şu okuduğunuz Parti Meclisi bildirisini İzmir'de okuyun, İzmir'in herhangi bir noktasında okuyun ve İzmirli hemşehrilerimize sorun. 'Teröre destek veren şu an tutuklu milletvekilleri için direneceğiz, gelin bakalım İzmirliler' deyin. Ne yapacak o İzmirliler, hepiniz çok net şekilde görürsünüz" dedi.

VATANA İHANET CEZASI KALMAZ

Milletvekillerinin TBMM'de ettikleri yemini hatırlatan Kaya, ettikleri yemine sadık kalamayıp teröre kalkan olanların bunun bedelini ödeyeceklerini söyledi. HDP'lilerin milletin değil Kandil'in vekili olduğunu belirten Kaya, "Daha bir yıl önce, bu meclisin açıldığı ilk anda, Anayasa'mızın 81'inci maddesi gereğince hep beraber burada yemin ettik. Yeminimiz nasıl başlıyor, 'Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma…' diyerek başlayıp akabinde, 'Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum...' diye bitiriyoruz. Bunlar yeminlerini tutmadılar. Bunlar hukuk yerine terörü, demokrasi yerine şiddeti tercih ettiler. Milletin değil, Kandil'in vekili oldular. Terörle, teröristlerle aralarına mesafe koymadılar. Terörle iç içe bir duruş sergilediler. Güneydoğu'da kurtarılmış bölgeler ihdas etmeye çalıştılar. Belediyeler eliyle devletin, milletin parasını bölücü terör örgütü PKK'ya peşkeş çekmeye çalıştılar. 6-8 Ekim olayları gibi kanlı olaylar çıkararak türlü provokasyonlarla tüm ülkenin huzurunu bozmaya çalıştılar. Milletvekili olarak yasama dokunulmazlığının arkasına sığınıp teröre kalkan olmaya çalıştılar. Milletvekilliği kimseye suç işleme imtiyazı vermez. Arabasında terör örgütüne silah taşıyan milletvekili olmaz, terörist taşıyan, bomba taşıyan vekil olmaz. PKK paçavrası taşıyıp terörist cenazesine katılan milletvekili olmaz. Devletimize karşı 'PKK'nın öyle bir gücü var ki, sizi tükürüğüyle boğar' tehdidinde bulunan bir milletvekili olmaz, olamaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin yasalarını, devletin mahkemelerini, kararlarını tanımayacaksınız, meydanlarda terörün, teröristlerin propagandasını yapacaksınız, sonra yargının karşısına çıkıp 'Biz milletvekiliyiz, bize dokunmayacaksınız' diyeceksiniz, yok öyle yağma. Evet, boşuna uğraşmayın, sızlanmayın, vatana ihanet cezasız kalmaz. Terör örgütünün siyasi şubesi gibi çalışmayı hiçbir demokrasi kabul etmez. Dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir şey, hiçbir demokraside de böyle bir durum yoktur" şeklinde konuştu.

PKK'NIN, PYD'NİN, YPG'NİN KURTARAMADIKLARINI CHP Mİ KURTARACAK'

CHP'lilere seslenen Kaya, sözlerini şöyle tamamladı, "Sadece muhalefet yapmak adına Türkiye Cumhuriyeti devleti düşmanlarının, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanlarının değirmenlerine lütfen su taşımayınız. Bakın, şunu da açık, net söyleyelim. Bunları arkasını, sırtını dayadıkları PKK da, PYD de, YPG de kurtaramadı, boşuna uğraşmayın siz de kurtaramazsınız. Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine hesap verecekler. Bugün 10 Kasım. Ülkemizin ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 78. ölüm yıl dönümü. Ne demişti Atatür? 'Ulusal varlığımıza düşman olanlarla dost olmayalım' Bakın, çok önemli bir söz. Evet, gerçekten, bugün Türkiye bir beka mücadelesi veriyor. Tüm bu KHK'larla, alınan tedbirlerle ortaya konulan şey budur. İşimiz bitmedi. Son hain bertaraf edilinceye kadar, milletimiz ve memleketimiz için tüm tehditler ortadan kalkıncaya kadar canımızı dişimize takarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Ben buradan diyorum ki, Türk milleti eğilmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti devleti de yenilmeyecektir"

TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan Türkiye’nin içinde bulunduğu durumla ilgili sorumluluğun 2002 yılından beri AKP’ye ait olduğunu vurgulayarak, hükümetin OHAL ile yüz binlerce insanı sokağa, açlığa, ölüme ve yüz çaresizliğe terk ettiğini belirtti. Bakan  “Pensilvanya’yı tavaf eden, el pençe divan duran, başı açıkken Pensilvanya’ya çiftliğe gittiğinde türbana bürünen vekillerinizi, yakınlarınızı görmüyorsunuz, görmeye cesaret edemiyorsunuz. Yiğitliğiniz garibana, fakire fukaraya. Hele kalksın şu dağın tozu dumanı, bindiğin at mı, eşek mi belli olur. Bu sis, pus kalktığında en çok bağıranların en suçlu olduklarını hep birlikte göreceğiz” diye konuştu.

CUMHURBAŞKANININ ‘ALLAH AFFETSİN’ DEME HAKKI VAR DA TİRE’DEKİ ÖĞRETMENİN NEDEN YOK'

Bakan, “İnsanlar, iktidara yakınlığına ve sizin övgülerinize aldanarak kuruluş onayı verdiğiniz, üye olmaları için teşvik ettiğiniz sendikaya üye oldu, bankacılık iznini sizin verdiğiniz bankaya para yatırdı diye kendilerini de çocuklarını da açlığa, sefalete terk ettiniz. Elinde her tür istihbarat olanağı bulunan, MİT’i, Emniyet istihbaratı, Jandarma istihbaratı, eniştesi olan Cumhurbaşkanı ‘kandırıldım, Allah affetsin’ dedi. Fakat Tire'de 2 bin 500 TL maaşla çalışan, Cumhurbaşkanını dinleyerek 3 çocuk sahibi olan, hayatında hiç disiplin cezası almamış, karakolun önünden geçmemiş, evi kira, eşi ev hanımı, ilkokul öğretmenine ‘biz de kandırıldık, bizler kendi halkına kurşun sıkanlardan değiliz, bunu yapanlar haindir’ deme hakkını vermediniz” dedi.

BİLİM İNSANLARI KORDONDA BALON SATIYOR!

Kapatılan üniversiteler nedeniyle işsiz kalan akademik ve idari personellerin durumuna değinen Bakan sözlerini şu şekilde sürdürdü: “On binlerce öğrenciyi, velilerini mağdur ettiniz. Öğrencileri etiketlediniz. EĞİTİM-SEN'li binlerce öğretmeni barış eylemine katıldılar diye ihraç ettiniz. FETÖ’nün hep karşısında olmuş bu insanların suçu neyd? Bu ülkelerin solcuları 12 Mart’ta, 12 Eylül’de darbecilerin gadrine uğramışlardı. 14 yıldır iktidarı paylaştığınız FETÖ’nün, şimdi de sizin gadrinize uğruyorlar. Her ne hikmetse, olan hep solculara oluyor! Bilimsel araştırma yapması gereken bilim insanları evine ekmek götürmek için kordonda balon satıyor. Sayenizde taksicilik yapan doktora öğrencilerimiz, tarlada çalışan profesörlerimiz var.

MAĞDUR EDEBİYATI YAPA YAPA...

Üniversitesi kapatıldığı için işsiz kalan akademisyenin kemoterapi alan eşi, evine ekmek götürmek, evlerinin kirasını ödemek için çalışıyor ve siz hala ‘mağdur yok’ diyorsunuz. Her zamanki gibi tek mağdur ve mağrur sizsiniz. Biz her ‘mağdur’ dediğimizde, ‘mağdur edebiyatı yapmayın’ diyorsunuz. Mağdur edebiyatı yapmakta sizin elinize su dökecek babayiğit daha çıkmadı bu ülkede. Mağdur edebiyatı yapa yapa iktidara geldiniz, mağdur edebiyatı yapa yapa Cumhurbaşkanı oldunuz. Şimdi de darbeyi fırsata çevirerek, yine mağdur edebiyatı yaparak parlamenter demokrasiye son vermek istiyorsunuz.”

NEDEN 17-25 ARALIK MİLA?

FETÖ ile mücadelede hükümetin ve AKP’nin 17-25 Aralık tarihini milat olarak kabul etmesini eleştiren Bakan, “17-25 Aralık tarihini milat alıyorsunuz, nede? Sizi hedef aldığı için m? Neden milat Türkiye’de Nurculuk faaliyetleri ve Fetullah Gülen konusunun Millî Güvenlik Konseyi gündemine alındığı, Genelkurmay ve MİT tarafından kapsamlı bir sunum yapıldığı 24 Haziran 2004 deği? Neden milat FETÖ'cülerin üniversite, KPSS ve diğer kamu sınavlarında soruları çaldıkları, memur, polis, asker olabilecekken olamadığı, görevinde terfi edebilecekken edemediği, on binlerce gencimizin hakkının gasbedildiği dönem deği? Neden milat Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davaları değil de para kasalarının, ayakkabı kutularının ortaya saçıldığı 17-25 Aralı? Kamudaki tüm sınav soruları çalınırken, kumpas davaları sürerken, ülkenin Genelkurmay Başkanı tutuklanırken, Türk ordusunun vatansever subayları, gazetecileri Silivri zindanlarında çürürken neredeydini? Neden milat Cumhuriyet tarihinin en büyük kumpas davaları deği? Yolsuzluk iddiaları gerçek değil miyd? Ses kayıtları başkasına mı aitti'” ifadelerini kullandı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.