İYİ Parti'nin İzmir'deki adaylık dramı!

İYİ Parti'nin İzmir'deki adaylık dramı, Türk siyasetinin eşsiz bir kara mizah sahnesine dönüşmüş durumda.

Adeta bir politik telenovela izler gibi; aşk var, ihanet var, entrika var...

Fakat unutulmamalı, burada sahne alanların hepsi siyaset sahnesinin gerçek aktörleri. İYİ Parti'nin,Büyükşehir adayı Ümit Özlale kartını masaya sürmesiyle başlayan oyun, kısa sürede teşkilat içi bir fırtınaya dönüştü. “Bu fırtına, Sinan Bezircilioğlu'nun kaptan köşkünden indirilmesiyle daha da büyüdü.” Ancak görünen o ki, bu hamle gemiyi sakin sulara çıkarmaktan çok, içindeki karışıklığı daha da artırmış.

İYİ Parti'nin İzmir macerası, adeta bir "Aday Bulma Sanatı" ders kitabının eksik sayfaları gibi. Teşkilatlar arası gerilim, İYİ Parti'nin İzmir'deki başarısızlık hikayesinin en somut kanıtı haline geldi. Bir yandan birlik ve beraberlik nutukları atılırken, diğer yandan iç çekişmeler, partiyi aday bulma konusunda adeta bir çıkmaza soktu. Bu durum, İYİ Parti'nin, siyasi bir "Match.com"a ihtiyacı olduğunu gösteriyor: Uyumlu, sorunsuz ve en önemlisi, teşkilatlarla anlaşabilecek bir aday arayışı içindeler.

Peki, bu hikayeden çıkarılacak ders nedir?

Siyasette, birlik ve beraberlikten çok, iç çekişmeler ve güç mücadeleleri mi ön plandadır?

Yoksa İYİ Parti'nin yaşadığı bu durum, daha çok, "Doğru adayı bulmak, doğru iğneyi samanlıkta bulmaktan daha zordur" atasözünün canlı bir kanıtı mıdır?

Bu duruma ironik bir bakış açısıyla yaklaşırsak, İYİ Parti'nin İzmir'deki aday bulma serüveni, siyasi strateji ve iç dinamiklerin, bir parti için ne kadar hayati önem taşıdığının altını çiziyor. İYİ Parti'nin İzmir'deki "Aday Bulamama Dramı", bir yandan siyasi partilerin iç işleyişinin karmaşıklığını, diğer yandan da siyasi başarının, sadece doğru politikalarla değil, aynı zamanda güçlü ve uyumlu bir ekip çalışmasıyla mümkün olabileceğini gösteriyor.

Sonuç olarak, İYİ Parti'nin İzmir'deki bu çalkantılı süreci, Türk siyasetinin ne kadar renkli ve tahmin edilemez olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu durum, aynı zamanda, siyasi arenada başarılı olmanın yalnızca doğru adayı bulmakla kalmayıp, aynı zamanda parti içi uyumu ve istikrarı sağlamakla da ilgili olduğunu gösteriyor.

Ah, İYİ Parti, İzmir'de sen ne çektin be!

İYİ Parti'nin İzmir'deki aday belirleme serüveni, bir siyasi diziye konu olacak kadar karmaşık ve dolambaçlı bir hal aldı. 12 ilçede adayını belirleyebilmiş olan parti, geriye kalan 18 ilçede ise adeta bir çıkmazın içinde. Teşkilatlarda yaşanan gerilimler mi, yoksa aday bulamama problemi mi derken, İYİ Parti'nin bu durumu, "Siyasetin Bermuda Şeytan Üçgeni"nde kaybolmuş gibi.

Ümit Özlale'nin büyükşehir adayı olarak sahneye çıkışı ve ardından yaşananlar, İYİ Parti'nin İzmir'deki yolculuğunu adeta bir "siyasi thriller"a çevirdi. Kulislere göre, Özlale, CHP'nin aday gösterilmeyen isimlerini ilçelerden aday olarak sahaya sürme planları yapıyor. Bu hamle, siyasi bir "talent transferi" olarak görülebilir. Ancak bu iddialar doğruysa, İYİ Parti'nin haline gerçekten "vah" demekten başka ne denir ki?

Bu durum, İYİ Parti'nin "Siyasi Evlilik Danışmanlığı"na ihtiyacı olduğunu gösteriyor. İlçe adaylarını belirleyememek, bir nevi "siyasi bekarlığın" en net göstergesi. Parti içi gerilimler ve aday bulamama sorunu, İYİ Parti'nin İzmir'de bir türlü "evlenemeyen amca" rolüne bürünmesine neden olmuş gibi.

Bu "siyasi kurtarma operasyonu", eğer gerçekleşirse, İYİ Parti'nin siyaset sahnesindeki "matchmaker" yani "çöpçatan" rolünü üstlendiğini gösterir. Ancak unutulmamalı ki, siyasi başarı sadece doğru adayları bulmakla kalmaz, aynı zamanda onları halka sunma ve ikna etme sanatıyla da ilgilidir. İYİ Parti'nin, bu "siyasi flört" sürecinde ne kadar başarılı olacağı, ancak zamanla görülecek.

Sonuç olarak, İYİ Parti'nin İzmir'deki bu aday belirleme macerası, siyasi bir "reality show"a dönüşmüş durumda.

Parti içi uyumun ve stratejik düşünmenin önemi bir kez daha ortaya çıkarken, İYİ Parti'nin bu durumdan nasıl bir ders çıkaracağı merak konusu…

Türk siyasi hayatının ne kadar renkli, karmaşık ve tahmin edilemez olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu durum, siyasi partilerin, aday belirleme süreçlerinin ne kadar önemli olduğunu ve bu süreçlerin, sadece adayın kişisel özellikleriyle değil, aynı zamanda parti içi dinamiklerle de yakından ilintili olduğunu gösteriyor. İzmir'deki bu adaylık meselesi, siyasetin sadece politikalarla değil, aynı zamanda stratejiler ve ittifaklarla şekillendiğinin canlı bir örneği olarak karşımızda duruyor

İzmir'in siyasi kaderi, bu "siyasi dizi"nin sonraki bölümlerinde ne yönde evrilecek, hep birlikte göreceğiz. İYİ Parti'nin "evlenme" serüvenini izlerken, popcornlarımızı hazırlamayı unutmayalım.