Dolar 34,5651
%0.25
Euro 36,0335
%-0.55
Altın 3.001,510
%1.33
Bist-100 9.433,00
%0.69

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

İzmir'de siyasi rüzgarlar: CHP'nin kale surları sarsılıyor mu?

İzmir, CHP'nin kalesi olarak bilinir. Ancak son gelişmeler, bu tarihi kentin siyasi ‘duvarlarında çatlaklar oluştuğuna’ işaret ediyor.

İzmir sokakları şu sıralar bir garip. Bir yanda AK Partili Hamza Dağ, projelerini adeta bir şölen havasında sunarken, diğer yanda CHP'nin adayı Cemil Tugay var. Tugay, sanki seçim yarışı değil de fotoğraf yarışması sanıyor olmalı. Her yerde aynı tip fotoğraf, aynı slogan...

 Peki, Tugay için "deniz kurudu mu" sorusu abartılı mı?

İlk bakışta, Hamza Dağ'ın projelerle dolup taşan enerjik kampanyasının yanında, Tugay'ın tek düze afişleri sönük kalmış gibi görünüyor. Ama asıl mesele şu: İzmirliler projeler mi istiyor, yoksa güzel yüzler mi?

Hamza Dağ'ın projeleri, şehrin sokaklarını adeta bir panayır yerine çevirmiş. Her köşede bir vaat, her adımda bir yenilik…

Peki ya Tugay?

 O ise sanki bir moda çekiminde. Her afişte aynı yüz, aynı bakış... Sanki "Projelerim değil, benim yüzüm oy getirecek" der gibi.

Şimdi diyeceksiniz ki "Mithat Umutoğulları, sen de ne acımasız eleştiriyorsun!" Ama durun, ben de bir İzmirlilik payım var. Hem de epeyce. O yüzden sormak zorundayım: Cemil Tugay, bu seçim yarışında gerçekten yüzüp yüzemediğini biliyor mu?

Belki de Tugay'ın stratejisi bu.

Kim bilir?

Belki de o, İzmirlilerin projelerle değil, samimi bir yüzle oy verdiğine inanıyor. Ama unutmasın ki, İzmirli denizin tuzunu tatmış bir halk. Deniz kuruduğunda değil, dalgalı olduğunda yüzmesini bilir.

Sonuç olarak, Hamza Dağ projelerle İzmir'in sokaklarını renklendirirken, Cemil Tugay'ın afişleri biraz monoton kalmış gibi. Umarım Tugay için deniz kurumaz. Ama eğer kuruduysa, belki de sıra onun denizi yeniden doldurmasında. Yoksa İzmir'in dalgaları başka yelkenleri şişirebilir.

Kısacası, Cemil Tugay için "deniz kurudu mu" sorusu henüz erken. Ama şunu unutmamak lazım: İzmir'in denizi, her zaman sürprizlere açık bir denizdir. Ve her balık, bu denizde farklı yüzer. Tugay'ın yüzme stilleri, seçim gününe kadar belki de bizi şaşırtabilir. Ya da şaşırtamaz. Kim bilir?

CHP’nin kalesinde sorunlar sadece bununla sınırlı değil…

AK Parti'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ ve İl Başkanı Bilal Saygılı'nın, İzmir sokaklarında sergilediği birlik ve beraberlik tablosu, partinin teşkilatlarında bir dayanışma ruhu yaratıyor.

Bu durum, özellikle geçmiş dönem yerel seçimlerde yaşanan gerilimlerin önüne geçmiş gibi görünüyor. AK Parti İl Başkanı ile Büyükşehir adayının uyumu, partide "CHP'nin kalesinde zafer" iddiasını güçlendiriyor.

Diğer tarafta, kaleyi korumakla görevli CHP'nin iç durumu ise pek iç açıcı değil. İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay arasındaki kurultay hesaplaşmasından kalan gerilim, partide sıkıntı yaratıyor. Bu iç çekişmeler, ilçelerde istifalara ve hatta bazı CHP'li isimlerin partilerine karşı aday olmalarına kadar varan bir yelpazede kendini gösteriyor.

Cemil Tugay'ın saha çalışmalarındaki "tek başına" duruşu, partinin il başkanı ve örgütleriyle olan mesafeli çalışma tarzını yansıtıyor. Alan çalışmalarında sıkça tekrarlanan bir yöntem izleniyor ve bu durum, seçmen nezdinde yenilikçi bir izlenim bırakmaktan uzak. Tugay ve ekibinin esnaf ve vatandaşlarla yaptığı bire bir çalışmalar, bu süreçte etkili olabilir; ancak bunun partinin genel performansını ne ölçüde etkileyeceği meçhul.

Bu durum, İzmir'deki siyasi denklemin, geçmişte olduğu gibi tek taraflı bir dominasyona dayanmayacağını gösteriyor. AK Parti'nin yükselen ivmesi ve CHP içindeki çatışmalar, İzmir'in politik haritasını yeniden çiziyor. İzmir, artık sadece CHP'nin kalesi değil, aynı zamanda siyasi bir savaş alanı haline geliyor.

Sonuç olarak, bu seçim dönemi İzmir için sadece yerel bir yarıştan öte, Türkiye'nin siyasi geleceğini şekillendirecek bir dönemeç olabilir. Bu süreçte, her iki partinin de stratejileri, liderlik yaklaşımları ve yerel dinamiklere olan duyarlılıkları, seçim sonuçları üzerinde belirleyici olacak.

AK Parti'nin deneyimli ve tanınmış isimlerle sahaya inmesine karşın, CHP'nin ilçe başkan adayları arasında göze çarpan bir tecrübesizlik var. Karşıyaka, Bayraklı, Bornova, Karabağlar, Konak ve Çiğli gibi önemli ilçelerde, partinin tercihleri, parti içinden gelen itirazlarla karşı karşıya... Bu durum, CHP'nin İzmir'deki geleneksel üstünlüğünü sorgulatıyor.

CHP'nin bu hamlesi, bir yandan yenilenmeye ve taze kana ihtiyaç duyduğu gerçeğini yansıtırken, diğer yandan da parti içi dengeler ve tecrübe eksikliğinin getirdiği riskleri beraberinde getiriyor. Deneyimli isimlere göre daha az tanınan bu adaylar, seçmen nezdinde nasıl bir etki yaratacak?

Parti içi itirazlar, bu adayların kampanyalarını ne ölçüde etkileyecek?

AK Parti'nin, bu durumu avantaja çevirip çeviremeyeceği ise merak konusu. Tecrübeli adayları ve daha önceki seçimlerde edindikleri deneyimler, AK Parti'ye İzmir'de yeni bir ivme kazandırabilir. ‘CHP'nin kalesi’ olarak görülen bu şehirde, AK Parti'nin stratejisi ve seçim kampanyası, partinin başarısı için kritik öneme sahip.

İzmir'deki yerel siyasetin haritası bu seçimlerle birlikte yeniden çiziliyor gibi. CHP'nin yeni adayları ve AK Parti'nin deneyimli kadrosu arasındaki bu mücadele, İzmir'in politik geleceğini belirleyecek. Yeni yüzlerin getirdiği taze enerji mi, yoksa deneyimin sağladığı güven mi?

Sonuç olarak, İzmirlilerin ne yapacağı ise, merakla bekliyorum. Siyasi dalgalarında yüzmesini bilmeyenler, ne yazık ki sadece kıyılarda gezinen martılara dönüşüyor. Cemil Tugay'ın tek tip fotoğraflarla süslediği bu seçim sahnesinde, acaba İzmirliler hangi gemiye binecekler? AK Parti'nin renkli festival gemisine mi, yoksa CHP'nin eski ve yorgun sandalına mı?"

Ve unutmayalım, İzmir'in denizinde her dalgada bir sürpriz gizlidir. Kim bilir, belki de bu seçimler, İzmir'in siyasi tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olacak.