Kan Çiçekleri Toprağa Düştü Birer Birer
Ekim ayı’yla kışın habercisi sonbahar rüzgarlarının uğultuları gelip kapıya dayandı. Gökyüzünün renkleri değişiyor, tonları uçuklaşıyor, küçük bulut kümelerinin gezindiği mavilikler, hüzünlü bir ayrılığa hazırlanıyor yine.
Akşamüstü, Konak iskelesinden kalkan bir vapurla Karşıyaka’ya doğru süzülürken, Karşıyaka’nın güler yüzlü güzel insanlarına; sanki onlardan aylarca ayrı kalmış gibi bir an önce kavuşmanın hasreti vardı içimde.
Karşıyakalılık, Karşıyaka’da yaşamak, onun havasını teneffüs etmek, Karşıyakalı gönül dostlarıyla bir masanın etrafında sohbet etmek; keyifle çay yudumlamak, sıcak, çok sıcak bir duygudur nedense'
Karşıyaka iskelesinde, vapurdan iner inmez, sahildeki banklardan birine oturarak, gün batımında ufuk çizgisinde vedaya hazırlanan portakal renkli güneşin ışınlarından körfeze damlayan su damlalarını seyretmenin özlemiyle yanıp tutuşurken, Konak iskelesindeki bayiden aldığım gazeteyi okuyup okuyacağıma bin pişman oldum.
Hüzünlü bir Ekim sabahı, özgürlük ve barış uğruna birer birer toprağa düşen kan çiçeklerinin, gazete manşetlerindeki yaşam öykülerini okurken; İngilizlerin ünlü futbolcusu, David Beckham'ın, birkaç yıl önce ziyaret ettiği Yeni Zelanda'da öğle yemeği yediği bir restoranda, tabağında yarım bıraktığı mısır koçanı ile yere düşürdüğü bir patates kızartması’nın, dünyaca ünlü bir internet sitesinde açık artırma ile satıldığını anımsayınca, bir insan olarak utanç duydum.
Ankara’nın orta yerinde bedenleri kan çiçeğine dönenler miyd? Dünyada sürüp giden yolsuzlukların, namussuzlukların, alçaklıkların sorumlusu, suçlusu.
Gerçek suçlular, kardeşin kardeşi acımasızca öldürdüğü iç savaşlarda, daha çok kan, daha çok gözyaşı döküldükçe servetine servet katan; ölüm makinelerinin üreticisi silah tüccarları ve onların maşaları değil mi'
Akşamüstü, Konak iskelesinden kalkan bir vapurla Karşıyaka’ya doğru süzülürken, Karşıyaka’nın güler yüzlü güzel insanlarına; sanki onlardan aylarca ayrı kalmış gibi bir an önce kavuşmanın hasreti vardı içimde.
Karşıyakalılık, Karşıyaka’da yaşamak, onun havasını teneffüs etmek, Karşıyakalı gönül dostlarıyla bir masanın etrafında sohbet etmek; keyifle çay yudumlamak, sıcak, çok sıcak bir duygudur nedense'
Karşıyaka iskelesinde, vapurdan iner inmez, sahildeki banklardan birine oturarak, gün batımında ufuk çizgisinde vedaya hazırlanan portakal renkli güneşin ışınlarından körfeze damlayan su damlalarını seyretmenin özlemiyle yanıp tutuşurken, Konak iskelesindeki bayiden aldığım gazeteyi okuyup okuyacağıma bin pişman oldum.
Hüzünlü bir Ekim sabahı, özgürlük ve barış uğruna birer birer toprağa düşen kan çiçeklerinin, gazete manşetlerindeki yaşam öykülerini okurken; İngilizlerin ünlü futbolcusu, David Beckham'ın, birkaç yıl önce ziyaret ettiği Yeni Zelanda'da öğle yemeği yediği bir restoranda, tabağında yarım bıraktığı mısır koçanı ile yere düşürdüğü bir patates kızartması’nın, dünyaca ünlü bir internet sitesinde açık artırma ile satıldığını anımsayınca, bir insan olarak utanç duydum.
Ankara’nın orta yerinde bedenleri kan çiçeğine dönenler miyd? Dünyada sürüp giden yolsuzlukların, namussuzlukların, alçaklıkların sorumlusu, suçlusu.
Gerçek suçlular, kardeşin kardeşi acımasızca öldürdüğü iç savaşlarda, daha çok kan, daha çok gözyaşı döküldükçe servetine servet katan; ölüm makinelerinin üreticisi silah tüccarları ve onların maşaları değil mi'