Dolar 34,1418
%0.02
Euro 38,0776
%0.43
Altın 2.885,380
%0
Bist-100 10.014,00
%1.28

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
2014'te belediyelerin yüzde 50'sini alırız

2014'te belediyelerin yüzde 50'sini alırız

AK Parti İzmir Koordinatörü ve İstanbul Milletvekili Erol Kaya, "Yerel seçimlerde İzmir'deki ilçelerin yüzde 50'sinden fazlasını alacağımıza inanıyorum" diye konuştu

  • Ege Postası
  • 29.04.2013 - 10:07
İZMİR-  Yeni Asır Gazetesi'nden Zafer Şahin'e konuşan Erol Kaya, 15 yıl süren Pendik Belediye Başkanlığı'nın ardından 2011 genel seçimlerinde İstanbul Milletvekili olarak parlamentoya girdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel yönetimlerden sorumlu baş danışmanı olarak da görev yapan Kaya, yaklaşık 6 aydır AK Parti'nin İzmir koordinatörlüğünü üstleniyor. Sık sık İzmir'e gelen ve teşkilatlarla buluşan Kaya, Türkiye'nin yerel yönetimler konusunda en deneyimli isimlerinden biri olarak gösteriliyor. Başbakan Erdoğan'ın İzmir'i ona emanet etmesi, hem bu deneyiminin hem de kendisine duyulan güvenin bir işareti. 2014 yerel seçimlerinde İzmir'de iddialı olduklarının vurgulayan Kaya, AK Parti'nin kentteki belediyelerin yüzde 50'sini alacağını düşünüyor. "Benim gençliğimde İzmir, sanayi, turizm, kültür ve tarımda bir numaraydı. Şimdi çok gerilerde kaldı. Bir Ankara, bir İstanbul olamadı" diyen Kaya, kentin yerinde saymasındaki en önemli etkenlerden birinin, tüm sorunlara ideolojik bakış açısıyla yaklaşılması olduğunu söylüyor...

İlerleme ve birikim sağladık

- Yerel seçimin sonucu en çok merak edilen kentlerinden biri İzmir. İl koordinatörü olarak görev yaptığınız İzmir, AK Parti için ne ifade ediyo?
- İzmir, AK Parti siyasetinin en önemli kilometre taşlarından biri. Ege ve Akdeniz coğrafyasında siyaset alanında önemsenmesi gereken bir yer. 2001 yılından bu yana İzmir'de ciddi bir ilerleme ve birikim sağladık. İzmir'e ilişkin siyasi bir değerlendirmede bulunmak istemem çünkü benim işim değil. Bu kentte siyaset yapan çok değerli arkadaşlarımız, bakanlarımız, parti yöneticilerimiz ve milletvekillerimiz var. Siyasi değerlendirmeleri onlar gerek gördükleri durumlarda zaten yapıyorlar. Ben AK Parti, CHP, MHP ve diğer partilerde siyaset yapan kardeşlerimizin İzmir halkının tercihlerine saygılı olmaları gerektiğine inanıyorum. Kimi seçerlerse seçsinler şimdiden hayırlı, uğurlu olsun. Seçilen belediye başkanlarının da İzmirli hemşerilerimize layık olmalarını arzu ederim.

- Sahadaki çalışmalarınız ve gözlemleriniz doğrultusunda 2014'te AK Parti'nin nasıl bir sonuç alacağını düşünüyorsunu?
- Bizim için 2011 genel seçimlerinde ortaya çıkan tablo hem İzmir geneli hem de ilçeler için önemli bir referanstır. Bu tabloyu partimiz adına daha da güzelleştirmek için çabalıyoruz. Ben 2014'te İzmir'deki ilçelerin yüzde 50'sinden fazlasını alacağımıza inanıyorum. Genel seçimde oyumuz yüzde 37 ama ilçe ilçe baktığımızda İzmir'deki durumumuzun daha iyi olduğu söylenebilir. 2009'da ortaya çıkan tabloda o dönemin siyasi konjonktürü ve iki partinin ittifakı çok etkili oldu. Bunların dışında AK Parti olarak bizim de stratejik eksiklerimiz ve hatalarımız vardı. 2014'te bunların tamamını telafi edeceğiz.

'Karınca Modeli'
- İzmir için 'CHP'nin kalesi' tanımlaması yapılıyor. Burada seçim kazanmak size göre de çok mu zo?
- 2014 ve 2015 yıllarında üst üste 3 seçim yaşayacağız. Ben de dahil AK Parti'de bir şekilde görev almış bütün arkadaşlarımız bu seçimlerin yükünü hep birlikte taşımak ve başarıya ulaşmanın keyfini sürmek istiyor. Bunun için birliğimizin ve beraberliğimizin daha güçlü olduğu, diyaloga daha açık ve birbirini yücelten bir teşkilata ihtiyacımız var. Bunu sağladığımız anda hem Türkiye genelinde hem İzmir özelinde 'Allah Allah, bu olabilir miydi'' dediğimiz her şeyin olduğunu göreceğiz.
- AK Partili milletvekilleri 'Karınca modeli' adı verilen proje kapsamında hafta sonlarında İzmir'i karış karış geziyor. İzmir'e özel başka projeleriniz var m?

- Karınca modeli sadece İzmir'de uyguladığımız bir proje. Son derece başarılı oldu ve şimdi başka illerde uygulanacak. Aynı şekilde İstanbul'da veya Bartın'da uygulanan bir projeyi de İzmir'de uygulayabiliriz. İzmir'de çalışkan bir teşkilatımız var. Milletvekillerimizden Ali Aşlık ve Aydın Şengül il başkanlığından, Nesrin Ulema kadın kollarından, Hamza Dağ gençlik kollarından geliyor. Binali Yıldırım gibi kabinenin en başarılı bakanlarından biri, Ertuğrul Günay gibi siyaseti çok iyi bilen bir ağabeyimiz var. İlhan İşbilen hepimizin ağabeyi, Rifat Sait, İzmir'in yerel dinamiklerine hitap eden bir milletvekilimiz. İlknur Denizli İzmir STK'larındaki tecrübesi ve çalışkanlığıyla, Erdal Kalkan siyasi birikimiyle partimize güç katıyor. Kısacası kuvvetli ve uyumlu bir vekil grubuna sahibiz. 2001'den beri sağlam bir teşkilat yapısı oluşmuş. Biz partiye emek vermiş tüm arkadaşlarımızın birbirleriyle ve teşkilatla olan bağını biraz daha güçlendirme noktasında çalışıyoruz.

Daha iyi yerde olmalı

- Eski bir yerel yönetici olarak İzmir'i belediyecilik anlamında nasıl buldunu?
- Bakın ben 53 yaşındayım. Gençlik yıllarımda şehir, şehircilik dendiğinde hepimizin aklına İzmir gelirdi. Türkiye'nin Batı'ya açılan kapısı, ekonominin itici gücü ve lokomotifiydi bu kent. Bir siyasetçi olarak değil, vatandaş Erol Kaya olarak ben o İzmir'i geri istiyorum. Çünkü İzmir çok daha iyi yerlerde olmayı hak eden bir kent. İzmir'in daha iyi bir noktada olması benim ülkemin de daha güçlü olması demek. İzmirli hemşerilerimiz 2014 seçimlerinde yine CHP'li bir başkan seçebilir. Ya da tercihlerini MHP'li veya DP'li başkandan yana kullanabilir. Buna kimse itiraz edemez. Ancak 2013 yılında İzmir'de çöpler hala şehir merkezinde ve katı atık tesisi olmadan vahşi şekilde depolanıyorsa, ortada bir sorun var demektir. İzmirlilerin böyle bir geri kalmışlığı hak etmediğini düşünüyorum. 2014'te İzmir'in kime oy vereceği sorusuna ideolojik ve siyasi açıdan herkes bir cevap verebilir. Ama asıl kararı İzmir halkı verecek. Bu kararı verirken de çevresindeki kentlere bakacak. 1940'larda Ankara, Konya, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Bursa, Antalya, Adana, Mersin gibi kentler neredeydi, nereye geldi diye soraca? Bir de 70 yıl önceki İzmir'le bugünkü İzmir'i mukayese edecek. TUİK verileri gösteriyor ki, İzmir sahip olduğu potansiyel itibariyle bugün bulunduğu yerin çok daha ilerisinde olabilirdi.
- İzmir'in AK Parti döneminde kamu kaynaklarından hak ettiği payı alamadığı, kente yatırım yapılmasının engellendiği iddialarına ne diyorsunu?
- Kimse kusura bakmasın. CHP'li arkadaşlarımız bunu neye dayanarak söylüyor bilmem ama hükümetimize ciddi haksızlık yapıyorlar. Ben şunu bilirim, bir kente yatırımları çekme görevi öncelikle belediyelerindir. Yatırımcının sorunlarını onlar çözer ve kente gelmelerini sağlar. Ben burada hükümetin reklamını yapacak değilim. Ama sadece Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay bakanlarımızın kente aktardıkları kaynakların bile kantarın topuzunu İzmir lehine bozacak nitelikte olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. İnanın AK Parti'de kimsenin buna itiraz ettiği yok. Biz İzmir'in uzun yıllar sonucu ortaya çıkan geri kalmışlığına son vermek için bu yatırımlara bundan sonra da devam edeceğiz.

Belediyeler AK Parti'nin avantajlarını yaşadı
- Muhalefet partilerine mensup belediyelerin soruşturmalarla baskı altında tutulduğu ve bütçeden hak ettikleri payı alamadıkları söyleniyor. Bu iddialar neden ortaya atılıyo?

- Belediyeler AK Parti döneminde Sayın Başbakan'ın yerel yönetimlerden gelmesinin avantajını sonuna kadar yaşamışlardır. Bizden önceki hükümetler kendi belediyelerine kamu kaynaklarından inanılmaz imkanlar sundu. Diğer partilere mensup belediyelerin ise ümüğünü sıktılar. Ben bunu bizzat yaşadım. 1999 depreminden hiç etkilenmeyen Erzurum ve Kastamonu, depremden büyük zarar gören illerle aynı kategoriye alındı. Merkezi yönetim bütçesinden nüfuslarına göre aldıkları pay 1 ise 5'e çıkarıldı. Biz asla bu tip partizanlıklar yapmadık. Bakanlar Kurulu kararıyla belediyelerden Hazine'ye olan borçlarına karşılık yapılan kesintiyi yüzde 40'la sabitledik. Bugün Türkiye'de hiçbir belediye kendisinden diğer belediyelere göre daha fazla kesinti yapıldığını söyleyemez. Bunu iddia eden varsa tırnak içinde ifade ediyorum 'Düpedüz yalan söylüyordur'. Yüzde 40'tan fazla kesinti yapılanlar hükümete olan borcu dışında gidip dışarıdan ya da bankalardan kredi kullananlardır. Baskı meselesine gelince o konuda da doğruları söylemiyorlar. Rakamlar ortada, 2009 yılından bu yana soruşturma izni verilen belediyelerin yüzde 40'ı AK Partili, yüzde 26'sı CHP'li, yüzde 12'si MHP'li.

"En büyük zarar İzmirlilere veriliyor"
İzmir'de çok başarılı bir yerel medya olduğunu ifade eden Kaya, şunları söyledi: "İzmir'e yönelik bir şey söylendiğinde inanılmaz bir hızla organize oluyor ve bunu köpürterek aslında ne demek istediğinizi anlatmanıza engel oluyorlar. Yani kamuoyunun o tespitin ne olduğunu tartışmasına izin vermiyor ve bunun İzmir'e yönelik ideolojik bir suçlama olduğu algısını yaratıyorlar. Gerçekten bu konuda çok yetenekliler. Ama bir gün İzmir halkı üzeri örtülen ve görmezden gelinen bu tespitlerin ne kadar önemli olduğunu fark edecek. Siyasi ve ideolojik sebeplerle nasıl manipüle edildiğini anlayacak. İşte o zaman bu aldatmacayı, göz boyamayı yapanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Medyanın İzmir'in geleceği ve gelişmesi ile ilgili duyarlılıkları ideolojik gerekçelerle örtmemesi lazım. Böyle davranarak en büyük zararı İzmirli vatandaşlarımıza veriyorlar." (Yeni Asır)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.