Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Çiğli'de 'BARIŞ' ne anlama geliyor!

Çiğli CHP açsından rekabetin en yoğun yaşandığı ilçelerin başında geliyor. Her dönem rekabet dibine kadar yaşanır.

İddialar havada uçuşur…

Ve bu yaşanan kavga aslında kimseye yaramaz.

Kavga, sürekli içinde olandan bir şeyler alıp götürüyor..

Çiğli’de yaşananları takip eden biri olarak bu güne kadar kavganın içinde olanların boyunun uzadığını hiç görmedim.

Ya da onlara bir avantaj sağladığını…

Kavga sadece muhalefet edenlerin kendi taraftarlarını yaratmak için bir araç oldu.

Ve yıllardır bunu görüyoruz.

Bu dönemde yaşananların ardından baktığınızda siyasi rekabet dışında her şey var.

Ve iki grup arasından yaşanan kavgadan beslenen ve bundan kendisine siyasi menfaat sağlayan isimler…

Bu kavganın bitmemesi için sürekli kavgaya “benzin döken” birileri var…

Ve an son yaşanan tartışmalar mahmeke salonuna kadar taşınan gavgalar...

Dün Belediye Başkanı Hasan Arslan, İlçe Başkanı Zeynel Mertoğlu ve CHP’li meclis üyesi Süleyman Karadağ arasında imzalanan “BARIŞ” Çiğli siyaseti için önemli bir adım…

Nasıl oldu ya da olması için bir pazarlık yapıldı mı'

Bu çok önemli değil…

Bunun gerekçesini sorgulamaya gerek yok…

 Ama en azından bir süre Çiğli’de suların durulacağını düşünüyorum.

Kalan delege seçimlerinin daha sakin olması için önemli bir adım.

Ve bu “BARIŞ’ın”sağlanmasının iki kahramanı var…

Biri İl Başkan Yardımcısı Şirin Akgül diğeri ise Aziz Buğa

Aziz Buğa 2014 yerel seçimlerinde CHP MYK’sı tarafından belediye başkan adayı gösterilen, daha sonra PM tarafından adaylığı iptal edilen isim…

Ve o günden beri sessiz sedasız siyasi yaşamını devam ettiriyor. Ancak; birlikte siyaset yaptığı kişilerin son dönemlerde yaptıkları Buğa’ya ciddi zarar verdi.

Ve bu süreçte Buğa’nın bunu fark ettiğini düşünüyorum. Bu yapılan “BARIŞ” anlaşmasında bunun etkili olduğunu düşünüyorum…

Ve bu verdiği kararın en azından onun hedefleri için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum..

Çünkü 2014 yerel seçimleri öncesi hiçbir polemiğin içinde olmayan Buğa sadece işin Ankara ayağını sağlam tutmuştu. Ve sessiz sedasız MYK’dan çıkmıştı..

Ve Hasan Arslan’a gelince…

Belediye Başkanı seçildiği gündem beri farklı dönemlerde “yaşadığı polemikler”, başkanın belediye hizmetlerinden daha fazla akılda kaldı.

Yaptığı açıklamalar ve zaman zaman belediye meclis üyeleri ile yaşadığı tartışmalar ile gündeme geldi. Ve bunlar bir belediye başkanı için bir “handikap” olarak görünse de aslında belediye icraatları açsından çok önemli bir durum değil…

İşte Çiğli’de muhalefet yapanların yanıldığı konu tam bu noktada…

Sanki CHP Genel Merkezi belediye başkanlığının kriterini bir meclis üyesi ile yaşadığı tartışma, iki delege seçiminde yaşanan tartışmalar ile değiştireceklerini sanıyor…

Oysa bu tez doğru olsaydı belediye başkanları belediye hizmetlilerini çok ciddiye almadan meclis üyeleri ile iyi geçinip delege seçimlerinde hiçbir şeye karışmadan siyaset yapardı..

Ve o zaman en iyi belediye başkanı olarak yeniden belediye başkanı olarak aday olurdu…

Oysa bu güne kadar 3-4 dönem belediye başkanı olarak görev yapan en başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur ve Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ gibi kendi bölgelerinde güçlü olan bu başkanları hakkında, zaman zaman muhalif olan kişilerin, CHP Genel Merkezi’ne aktardıkları bilgilerin, çok ciddiye alınmadıklarını gördük. 

Hatta en güzel örneği Çiğli’den verebilirim…

 2009 yerel seçimlerinden 15 belediye başkan adayının birleşerek “hayalet başkan istemiyoruz” diyerek başlattıkları kampanya sonunda “bizden birini atayın biz onun arkasında duracağız” demesine rağmen Genel Merkez o dönem Çiğli’nin en fazla tartışılan ismi olan Belediye Başkanı Ensari Bulut’u yeniden atamıştı.

Ve Bulut seçimi kazanmıştı…

Yani anlayacağınız işler Ankara’da, burada gittiği gibi gitmiyor…

Bu nedenle Çiğli’de Belediye Başkanını yıpratmak üzerine yapılan siyaset Ankara’da etkili olmuyor… Burada şunu gördük, Başkanlar yerinde kalıyor ama onların karşında muhalif olanlar yaptıkları ile birlikte gidiyorlar…

Başkanın Çiğli’de yaşadığı polemiklerin kendi partisi açısından çok önemli olmadığını düşünüyorum… Sokakta hizmet bekleyen vatandaş bu tartışmalarla çok ilgilenmiyor. Eğer ilgilenmiş olsaydı, genel seçim ve referandumda Çiğli’nin oyları artamazdı…

Eğer bu polemikler bir siyasetçiye zarar vermiş olsaydı, dört dönemdir Ankara büyükşehir Belediye Başkanı olan Melih Gökçek’in yeniden aday olmaması gerekiyordu…

Hatta aday oldu diyelim, seçim kazanamazdı.

Ankara örgütün ne dediğine bakmıyor, belediye başkanın ne yaptığına bakıyor… Öyle olsaydı seçin sonunda CHP’de İl Başkanlığı yapan ya da ilçe başkanlığı yapan herkesi istedikleri zaman belediye başkanı ya da milletvekili yapardı…