Cumhuriyet rahatsız ediyor, ama dimdik ayakta!
Bir bilim insanı düşünün: Ömrünü Sümer ve Asur uygarlıklarını anlamaya, bu toprakların tarihine ışık tutmaya adamış. Bir kadın düşünün: Cumhuriyet’in değerleriyle yoğrulmuş, laikliğin ve kadın haklarının yılmaz bir savunucusu olmuş. İşte o kişi, Muazzez İlmiye Çığ…
Ama sonra birileri çıkıyor, bu ülkenin bilimsel ve kültürel mirasına katkıda bulunmuş bu büyük değere “Her ne üdüğü belirsiz” deme cüretini gösteriyor.
Kim?
Türk Sivil Havacılık Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek, yaşamını yitiren Türkiye'nin ilk Sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ hakkında çirkin bir paylaşıma imza attı.
Türk Sivil Havacılık Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek…
İronik, değil mi?
Unvanı “profesör,” ama anlaşılan bilimin ve insanlığın en temel değerlerinden birini, saygıyı öğrenememiş.
Muazzez İlmiye Çığ kimdir, bir hatırlayalım: Sümer ve Asur uygarlıkları üzerine çalışmış, dünya çapında tanınmış bir Türk arkeolog, dilbilimci ve yazardır. Akademik bir unvanı yok, çünkü bu işi "kendi çabasıyla" başarmış.
Ama 2000 yılında İstanbul Üniversitesi ona Fahri Doktora unvanı vererek, bu çabasını ve katkılarını onurlandırdı. Onu “Son Sümer Kraliçesi” olarak ananlar da haksız değil. Çünkü 31 yıl boyunca müzelerde çivi yazılı tabletleri temizledi, sınıflandırdı, okudu ve arşivledi. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın bu alandaki en önemli isimlerinden biri haline geldi.
Üstelik sadece bir bilim insanı olarak değil, bir Cumhuriyet kadını olarak da mücadele etti. Kadın haklarından laikliğe kadar Cumhuriyet’in temel değerlerini savundu. Ve bunu yaparken, hiçbir zaman sessiz kalmadı, korkmadı. İşte Muazzez İlmiye Çığ’ın "ne üdüğü" bu: Bilim, aydınlanma ve Cumhuriyet’in yılmaz savunuculuğu…
Şimdi dönelim Kemal Yüksek’in şu sözlere dikkat: “Her ne üdüğü belirsiz din düşmanı illa neden Cumhuriyet Çocuğu Oluyor. Cumhuriyette sıkıntı mı var...” İşte tam da bu ifadeler, aslında Kemal Yüksek gibi zihniyetlerin Cumhuriyet sevdalılarıyla olan derdini açıkça ortaya koyuyor.
Evet, Cumhuriyet bunları rahatsız ediyor.
Çünkü Cumhuriyet, bilimin, laikliğin ve özgürlüğün teminatıdır. Ve bu zihniyetler, Cumhuriyet’in temsil ettiği değerleri anlamaktan çok uzakta. Ancak bir şeyi iyice bilmeliler: Muazzez İlmiye Çığ gibi isimler oldukça, Cumhuriyet dimdik ayakta kalmaya devam edecek.
Çünkü Cumhuriyet’in temeli sağlamdır.
Çünkü Cumhuriyet, Muazzez İlmiye Çığ gibi bilim insanlarının, aydınların ve kadınların omuzlarında yükselmiştir. Ve Cumhuriyet sevdalıları, bu ülkenin ışığını sonsuza dek yaşatacaktır. Kemal Yüksek ve benzerlerini rahatsız eden şey de tam olarak budur: Cumhuriyet’in sarsılmaz gücü ve bu gücü savunan insanların bitmek bilmeyen kararlılığı.
“Her ne üdüğü belirsiz din düşmanı…”
Bu nasıl bir söylem?
Hangi akılla, hangi vicdanla bu sözleri sarf edebiliyorsunuz?
Ölmüş bir insana rahmet dilemek yerine, onun yaşamını anlamadan, yaptığı katkılardan bihaber şekilde hakaret etmek ne tür bir "erdem"? Yoksa sizin "dindarlık" anlayışınız bu mu?
Bir kamu görevlisi olarak Kemal Yüksek’e buradan sesleniyorum: Önce ne söylediğinize bir bakın. Önce o kişinin yaptıklarını anlamaya çalışın. Ve sonra, en azından biraz utanın. Çünkü Muazzez İlmiye Çığ gibi isimler bu topraklara saygınlık katarken, sizin sözleriniz sadece kocaman bir utanç bırakıyor.
Muazzez İlmiye Çığ’ın adı, Sümer tabletleriyle, kadın haklarıyla, laikliğe olan bağlılığıyla yaşayacak.
Peki ya sizin adınız, Kemal Yüksek?
Bir sosyal medya yorumunda harcadığınız saygıyı ve itibarınızı hatırlayan olacak mı?
Çok şüpheli…
Cumhuriyet çocukları bu ülkenin en büyük değeridir.
Ve Muazzez İlmiye Çığ gibi Cumhuriyet kadınlarını, bilim insanlarını, aydınlarını savunmaya devam edeceğiz.
Size rağmen…