Deniz Yücel'den kurultay polemiklerine tokat gibi yanıt!
CHP, yıllardır süregelen mücadelesinin sonunda Türkiye’nin en güçlü siyasi hareketlerinden biri haline geldi. Ancak, bu tarihi başarıya rağmen, bazı çevrelerin parti içi polemiklerle bu kazanımları gölgelemeye çalışması düşündürücü. Ekonomik krizler, adaletsizlikler ve toplumsal huzursuzluklarla boğuşan bir ülkede, parti içi çekişmelerin peşinde koşmak kime yarar sağlar?
Özgür Özel'in kurultay taleplerine net bir şekilde kapıyı kapatmasının ardından, Oğuz Kaan Salıcı'nın sosyal medya üzerinden yaptığı sert çıkış, parti tabanında tepkiyle karşılandı. Daha bir yıl önce kurultay kaybetmiş isimlerin yeniden hesap yapması, CHP'nin yıllardır klikleşmiş yapısının partiye nasıl zarar verdiğini gözler önüne seriyor.
Salıcı'nın "Amacım Sayın Genel Başkanımızla polemik yapmak değildir" diyerek başladığı açıklamasında, aslında tam da polemik yaratmaya çalışması düşündürücü. "Normalleşme" sürecini eleştirirken, partinin iktidar seçmenine yönelik politikalarını hedef alması, CHP'nin geniş kitlelere ulaşma çabasını baltalamaktan başka bir şey değil.
Bugün CHP'nin üyeleri ve yöneticileri, Türkiye'nin gerçek sorunlarına odaklanmalı. Ekonomik kriz, adalet arayışı, toplumsal huzursuzluk... Bunlar dururken, parti içi çıkar hesaplarıyla uğraşmak ne kadar akılcı? Partinin misyonu, ülkeye adalet, demokrasi ve refah getirmektir. Bu misyonu gölgelemeye çalışanların ne parti içinde ne de toplum nezdinde karşılığı yoktur.
Oğuz Kaan Salıcı ve benzerleri, kişisel hırslarını bir kenara bırakıp, partinin ve ülkenin menfaatlerini düşünmelidir. CHP, birlik ve beraberlik içinde hareket ettiği sürece başarısını sürdürecektir. İçeride kavga çıkarmaya çalışanlara prim vermemek lazım.
Sonuç olarak, parti içinde huzursuzluk yaratmak isteyenlere karşı dikkatli olmalıyız. CHP'nin başarısı, Türkiye'nin geleceği için kritik öneme sahiptir. Bu başarıyı gölgelemeye kimsenin hakkı yok.
CHP’de yaşanan kongre tartışmaları, partiyi kendi iç meselelerine hapseden, gündemi suni olarak işgal eden bir kısır döngü gibi. Ancak Deniz Yücel gibi partinin aklıselim sesleri, bu gereksiz polemiğe karşı tokat gibi bir yanıt veriyor.
Ne diyor Yücel?
“Bu durum olsa olsa katıksız bir kibirin, gözü dönmüş bir ihtirasın eseri olabilir.” Bir an düşünelim: CHP 46 yıl sonra ülkenin en güçlü partisi olmuşken, Esenyurt Belediyesi gibi kritik yerlerde siyasi operasyonlar yaşanıyorken, belediyelere kayyum atanmışken… Birileri kalkıp kongre tartışmalarıyla mı meşgul olacak?
Deniz Yücel tam burada partinin gerçek meselelerine parmak basıyor.
Üstelik bunu, lafı dolandırmadan, doğrudan söylüyor.
Deniz Yücel, parti içinde sağduyunun, sorumluluğun sesi olarak “CHP Genel Başkanını korumak, partiyi korumaktır” diyerek, Özgür Özel’in liderliğine olan desteğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Yücel’in bu duruşu, yalnızca CHP içinde değil, partiyi umutla izleyen geniş kitleler için de bir güven unsuru. Çünkü partiyi kendi menfaatleri için kongre hesaplarına sürüklemek isteyenlere karşı bir hat çekiyor: “Parti hepimizden büyüktür ve bu büyüklüğü korumak zorundayız.”
Şunu sormak gerekiyor: CHP’nin gerçek sorumluluk sahibi üyeleri, böyle bir dönemde enerjilerini suni tartışmalara mı harcamalı? Yoksa 2023 seçimlerinden bu yana elde edilen kazanımları pekiştirmeye, partinin büyümesini sağlamaya mı odaklanmalı? Yücel, işte bu noktada gereken netliği sağlıyor. CHP’yi ileri taşımak isteyenler mi tarihte yerini alacak, yoksa “kurultay savaşı” ile partiye zarar verenler mi?
Deniz Yücel bu sorunun yanıtını açıkça veriyor ve diyor ki: “Aksi yönde hareket edenlerin, tarih önünde mahcup ve parti vicdanında mahkum olacağı çok açık değil mi?”
Evet, CHP’nin liderlik sorumluluğunu taşıyan Özgür Özel’e sahip çıkmak, partinin kendi içinde sağlam bir duruş sergilemesini sağlamak, bugün tüm CHP’lilerin en önemli görevi…
CHP'nin birlik ve beraberlik içinde hareket ettiği sürece daha da güçleneceği ve Türkiye’nin geleceğinde önemli bir rol oynayacağı açık… Bu yüzden Yücel'in sözleri, CHP'nin gücünü pekiştirmek isteyenler için bir rehber niteliğinde. Partiyi ileri taşımak isteyenler mi tarihte yerini alacak, yoksa kişisel çıkarları uğruna kongre hesapları peşinde koşanlar mı?
İşte bu sorunun yanıtı, CHP'nin başarısını gölgelemek isteyenlere Deniz Yücel’in verdiği sert yanıtla ortaya konuluyor.
Deniz Yücel, bu açıklamalarıyla yalnızca Özgür Özel üzerindeki tartışmaların yönünü değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda genç yaşta ne denli önemli bir siyasi deneyime sahip olduğunu da gözler önüne sermiştir. Tartışmaları başka bir yöne çekme stratejisi, onun siyasi zekâsını ve partiyi birleştirici tavrını net bir şekilde ortaya koymaktadır.