Meğersem trollenmişim: Eleştirilerim yersizdi
Yılların gazetecisiyim, bilirsiniz. Meslek hayatım boyunca pek çok olayın iç yüzünü açığa çıkardım, pek çok gizli bilgiyi ifşa ettim. Ama ne yazık ki, her deneyim sahibi gibi, ben de zaman zaman yanılabilirim. İşte o anlardan biri de geçtiğimiz günlerde yaşandı. Meğer ne kadar deneyimli olursam olayım, bu defa sağlam bir şekilde “trollenmişim.” İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mustafa Özuslu hakkında kaleme aldığım 'sert eleştirilerin yersiz ve haksız olduğunu kabul etmem gerek.' O nedenle, bu köşede hem o yazıya yönelik bir düzeltme yapacak hem de olayın perde arkasını daha yakından ele alacağım.
İzmir’in yıllardır gündeminden düşmeyen, her defasında bir muamma ve gizem haline dönüşen Basmane Çukuru, bu kez yalnızca inşaat meseleleriyle değil, politik entrikalarla da yeniden sahnede. İzmir’in en büyük sır küpü olan bu çukur, yine iddialar ve dedikodularla dolup taşıyor. Kim kiminle buluşmuş, hangi sermaye grubuyla ne konuşmuş, hangi büyük iş adamı masaya oturmuş?
En önemlisi, bu bilgileri kim sızdırıyor?
Gazeteci Fatih Yapar, geçtiğimiz günlerde yaptığı haberiyle İzmir’in siyasi atmosferine bir bomba bıraktı. Cemil Tugay’ın iş insanı Cavit Çağlar’la ofisinde buluştuğunu, TMSF’nin rolünün tartışıldığını ve çukurda büyük sermaye gruplarının sahneye çıktığını iddia etti. Dahası, Tugay’ın Cumhurbaşkanı’yla bir görüşme talebinde bulunduğunu öne sürdü. İşte tam da bu noktada kafalar karışmaya başladı.
Kim bu görüşmeyi sızdırdı?
Sızdıranın kim olduğu tartışması, adeta Basmane Çukuru’nun derinliği kadar büyük bir soruya dönüştü.
İlk dedikodular CHP İzmir Büyükşehir Meclis Üyesi Mustafa Özuslu üzerine yoğunlaştı. Ne de olsa İzmir belediyesindeki bazı kritik gelişmelerin medyaya sızmasında adı geçen bir isim. Ne yalan söyleyeyim bende öyle düşündüm. Geçmişte de Tunç Soyer döneminde benzer sızıntıların kaynağı olarak anılmıştı. Bu yüzden pek çok kişi, bu kez de Basmane Çukuru konusundaki sızıntının arkasında Özuslu’nun olduğu düşüncesine kapıldı.
Ancak...
İşler bu kadar basit değil.
Ben bu yaptığım yanlışın arkasından boş durumuyum...
Bütün günümü bu olaya ayırdım...
Şimdi kulislerde bomba gibi bir başka isim dolaşıyor: Aytun Çıray!
Evet, yanlış okumadınız, eski İzmir milletvekili Aytun Çıray. Kulislerde dönen iddialara göre, bu gizli bilgileri sızdıran kişi Çıray’mış.
Neden mi?
Aytun Çıray diyorum…
Çünkü Cavit Çağlar’a yakın isimler ile yapığım görüşmede o görüşme sırasında Aytun Çıray’ın orada olduğunu söylediler…
Bu yaptığım görüşme ortaya atılan iddiaları destekliyor…
Peki bu iddialar nereden çıktı?
Kaynağım sağlam: Fatih Yapar’a yakın bir isimden aldığım bilgiye göre, Çıray bu bilgileri basına taşıyan kişi. İşte işin ilginç yanı da burada başlıyor.
Sızdıran Aytun Çıray sa, Fatih Yapar’ı ustalıkla trollemiş mi?
Hemen bir dipnot düşelim: Aynı kaynaklara göre, Cemil Tugay ile Cavit Çağlar arasındaki görüşmede ‘Basmane Çukuru ile ilgili tek bir kelime bile edilmemiş!’
Evet, yanlış duymadınız, tek bir kelime bile.
Meğer olay sadece basit bir tanışma ve dostane bir sohbetmiş. Yani Yapar’ın duyurduğu o büyük gizem, aslında balonmuş. Ancak ne olursa olsun, işin bu noktaya gelmesi bile İzmir’in çukur meselesinde ne denli karmaşık ve katmanlı bir yapı olduğunu gösteriyor.
Gelelim asıl soruya: Bu sızıntı gerçekten Aytun Çıray’ın eseri mi?
Yoksa bu, İzmir siyasetinin derin çukurunda dönen bir başka oyun mu?
Çıray, siyasette yılların tecrübesine sahip bir isim.
Eğer bu bilgiyi sızdırdıysa, onun amacı ne olabilir?
Peki, ya tüm bu olaylar bir manipülasyonun parçasıysa?
Yapar, elde ettiği bilgileri kendi iradesiyle mi yazdı, yoksa kulislerde dolaşan yanlış yönlendirmelere mi maruz kaldı?
Sadece bu kadar da değil...
Aldığım telefonlar da işin ciddiyetini artırıyor. Yazdığım köşe yazısından sonra çalan telefonlar peş peşe sıralandı, rahatsız edici bir yoğunlukta sorgulamalar başladı. Anlaşılan o ki, bu çukur yalnızca İzmir’in inşaat dünyasının değil, siyasi arenasının da derin bir çıkmazı olmuş durumda. Telefonların arkasında kimlerin olduğunu kestirmek zor ama bir şey kesin: Bu işin içinden çıkmak kolay olmayacak.
Bu görüşmenin sızdırılma meselesi, İzmir siyasetinin yeni bir çıkmazı haline gelmiş gibi görünüyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın böylesi hassas ve stratejik bir görüşmenin içeriğini gizli tutmak istemesi elbette anlaşılır bir durum.
Ancak bu kadar çok dedikodunun ortalıkta dolaşması, İzmir’de siyasetin ne denli kırılgan ve manipülasyona açık olduğunu da gösteriyor. TMSF’nin rolünden tutun da sermaye gruplarının gelecekteki olası yatırımlarına kadar, herkes bir şeyler söylüyor ama kimse gerçeği tam olarak bilmiyor.
Sonuç olarak, bu çukur İzmir’in siyasi arenasında bir tür Pandora’nın kutusuna dönüşmüş durumda.
Kim hangi bilgiyi sızdırıyor, kimin ne amacı var, kim kimi trollüyor?
Bu soruların cevabını bulmak kolay değil. Ama bildiğimiz bir şey var: İzmir’in Basmane Çukuru sadece betonla dolmayacak, bu entrikalarla dolmaya da devam edecek.