Bornova’da grev mi, siyasi senaryo mu?
Bir yanda Bornova Belediyesi, işçilerine en düşük 44.535 TL’lik maaş teklif etmiş, 2025’te bu rakamı 55.299 TL’ye çıkaracağını taahhüt etmiş. Diğer yanda ise DİSK’e bağlı Genel-İş 7 No’lu Şube, “Bu yeterli değil” diyerek grev kararını almış.
Peki, burada gerçekten işçinin hakkı için mi bir mücadele veriliyor, yoksa CHP’li belediyelere karşı sahnelenen bir siyasi tiyatro mu izliyoruz?
DİSK’in son yıllarda özellikle CHP’li belediyelerde örgütlenip ardından işçiyi “koz” olarak kullanması, bu soruları akıllara getiriyor. Özellikle Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki’nin CHP içinde yükselen bir siyasi figür olması, bu grev kararını daha dikkat çekici hale getiriyor. Bu kararla hedef alınan gerçekten işçinin hakkı mı, yoksa siyaseten yükselen bir belediye başkanı mı?
Evet, Bornova Belediyesi çalışanları için masaya konulan teklif tüm çıplaklığıyla ortada: En düşük 44.535 TL! Yetmedi, 2025’te bu rakamın 55.299 TL’ye çıkarılması garanti ediliyor. Ama ne hikmetse, DİSK’e bağlı Genel-İş 7 No’lu Şube’ye bu rakamlar az geliyor.
Şimdi soruyorum: Bu “vicdan” nerede?
Bu “emekten yana olmak” böyle mi?
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, açıkça söylüyor: “Emekten yana bir tavır sergiledik, kadrolaşmayı sağladık, iş güvencesi sunduk.” Yani “emek” diyorsanız, buyurun emek burada!
Ama yok, sendika yöneticileri bu gerçeği bir türlü görmek istemiyor.
Ömer Eşki’nin açıklaması ortada: “Ben sendikacı bir ailenin çocuğu olarak geldim, mesai arkadaşlarımın yanındayım, onları mağdur etmek istemem.” Evet, Belediye Başkanı Eşki, Bornovalıları ve işçilerini koruma refleksiyle hareket ediyor. Hani şu popüler sendikacılık refleksi var ya, “emek en yüce değerdir” sloganı, işte Bornova Belediyesi bunu gerçek anlamda uygulamaya koymuş durumda.
Ama maalesef sendika, işi greve sürükleyerek Bornovalılara hizmeti aksatacak ve işçilerin ekmeğiyle oynayacak. Hem işçinin temsilcisi olmak iddiasında olup hem de onların sesini dinlemeden hareket etmek nerede görülmüş? Başkan Eşki’nin dediği gibi, bu iş “dar bir grubun kararı” olarak alınmışsa, bu nasıl bir emek mücadelesidir?
"Sendikacılığın Gözü Karartması, Emeğin Aleyhine Döner"
Elbette grev anayasal bir haktır, kimse itiraz etmez. Ama mesele gerçekten emekse, önce masaya konulan teklifi adil bir şekilde değerlendirmek gerekmez mi? Başkan Eşki, belediyenin sınırlarını zorlayarak, hatta SODEMSEN’in teklifinin üstüne çıkarak yeni bir rakam sunmuş. Belediyenin bütçesi var; Bornova’nın altyapısı, hizmetleri ve geleceği var. Grev kararı, bu adil teklif karşısında vicdanlarda yankı bulmaz. Çünkü talep edilen rakam belediyeyi 3-4 ay içinde maaş ödeyemez hale getirecek bir noktaya taşıyacak.
Sonuç?
Belediye, hem işçiye hem Bornovalıya hizmet etmekten feragat edecek. İşte bu, Başkan Eşki’nin altını çizdiği “kırmızı çizgi.” Ve ne diyor başkan? “Bornova halkına hizmetten asla taviz vermem.” Bu tavır, gerçek bir liderlik örneği değilse nedir?
Bir de şu soruyu sormak gerek: Neden sendika, çalışanların sesini işitmeden, kapalı kapılar ardında bu kararı aldı?
“Grev” diyerek işçinin hakkını savunduğunu iddia ederken, asıl hakları görmezden gelmek nerede vicdana sığar?
Özetle, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, işçisine de Bornovalısına da en iyisini sunmak için mücadelesini sürdürüyor. Belediye bütçesini zorlayarak, adil ve sürdürülebilir bir teklif yapmış. Bu “grev” resti, işçinin refahı için mi yoksa yönetimin “şov”u için mi?
Eşki’nin dediği gibi: “Bu adil teklifi kabul etmemek vicdanlara sığmaz.”
Görüşme masasında adil bir öneri varken, sendika yöneticilerinin bunu göz ardı etmesi tam anlamıyla bir hayal kırıklığıdır.
Ancak burada sorulması gereken bir başka soru var: Acaba DİSK’in aldığı bu grev kararı gerçekten emek ve hak mücadelesi mi, yoksa CHP’li belediyeler üzerinde kurulan bir siyasi baskı aracı mı? Özellikle DİSK’in sürekli CHP’li belediyelerde örgütlenip, ardından kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla işçiyi kullanarak kendi konumunu sağlamlaştırmaya çalışması, artık gizlenemeyen bir gerçek haline geldi.
Geçtiğimiz dönemde CHP içindeki siyasi çekişmelerde bir enstrüman haline gelen DİSK, bu kez Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki'yi hedef almış gibi görünüyor. Başkan Eşki, CHP içinde siyaseten giderek dikkat çeken bir isim haline gelmişken, alınan bu eylem kararının bir “siyasi operasyon” olup olmadığını sorgulamadan edemiyorum.
Ömer Eşki’nin basın açıklamasını okurken, aklıma dönemin Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün eylem sürecinde yaşadıkları ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in işçilerle konuşup kısa bir süreliğine olsa da sahaya indiği anlar geldi. Ne gariptir ki o dönemdeki bu ziyaretler işçilerin arasında coşku yaratırken, işin aslı, grevler hep aynı yere çıkıyor: İşçi talepleri değil, siyasi hesaplaşmalar!
Sonuç?
Bornova Belediyesi, Bornovalılar ve işçiler adil bir teklif sunan, bütçe doğrultusunda maksimum fedakarlıkla hareket eden bir yönetimle karşı karşıya. Başkan Eşki’ye yönelik bu grev tehdidi, gerçek bir emek mücadelesinden çok, sendikanın “kendi oyun alanı” haline gelen CHP’li belediyelerde, iktidar savaşlarının sahnelendiği bir tiyatroya dönüşmüş durumda.
Bu grev kararı, işçinin çıkarı için değil; belli ki birilerinin siyasi çıkarları için atılmış bir adım.