Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Bir zamanlar Karşıyaka İstasyonu

Gece yarısı dışarıda buz gibi ayaz vardı. Karşıyaka Tren İstasyonunun ışıkları sönük yolcu bekleme salonu bir mabet gibi ıpıssızdı. Kısa pantolonlu küçük çocuk yarı karanlık bekleme salonunda tahta kanepelerin bir köşesinde güvercin tedirginliği ile uyurken; Fikret Kalmuk’un söylediği gibi nerden bilecekti bir zamanlar o tahta kanepelerin üzerinde, Karşıyakalı Arnavut Selim’in istasyon şefinin kızı Perihan’ı nasıl öptüğünü' 

İri yapılı istasyon bekçisi,  çocuğun kulağını mengene gibi güçlü parmaklarıyla buruyor, büküyordu... Çocuk can havliyle uyanarak ağlamaya başladı: 

“Uf, ne olur yapma ağbi.”

“Ülen hergele! Burada yatmanın yasak olduğunu bilmiyor musun'”
“Vallahi! Bilmiyordum ağbi.” Lâfı ağzında yarım kaldı. Yüzünde şaklayan müthiş bir tokatla kanepeden aşağıya yuvarlandı. Kalkıp doğrulmak istedi; Öfkeli istasyon bekçisi bu kez kürek gibi büyük eliyle sırtına gülle gibi bir yumruk indirince yüzükoyun yere kapaklandı.
Elindeki trenci fenerini yerde acıdan kıvranan çocuğun yüzüne tutan istasyon bekçisi kudurmuş gibiydi. “Seni istasyon şefine götüreyim de gör gününü. Yakasından tutup dışarı çıkardı. Yediği dayaktan kan ter içinde kalan çocuk dışarıya çıkar çıkmaz dışarıdaki ayazdan iliklerine kadar üşüdüğünü hissetti. Zangır zangır titremeye başladı. Sırtında deri gocuk bulunan istasyon bekçisi ayazı hissetmemişti; fakat boncuk boncuk terleyen yüzüne ayaz vurunca sinirlendi… Küfür etmeye başladı. 

Linyit sobasının gürül gürül yandığı istasyon şefinin odasında İki eli yanında hazır ol vaziyette kımıldaman bekleyen küçük çocuğun gözlerindeki korkuya isyan eden duvardaki saatin tık tıkları geceye sanki beddua ediyordu.

Koltuğunda şekerleme yaparken uyandırıldığı için keyfi kaçan istasyon şefi, ayağa kalkar kalkmaz gelişi güzel tokatladığı çocuğun başı döndü, gözü karardı; yere yığılırken ayağının kaval kemiğine müthiş bir tekme yiyince iki büklüm oldu. Yalvarmaya başladı:
“Ölüyorum ağbi.”
“Tövbe mi ula? Söyle tövbe m? Bir orada yatacak mısın'
“Tamam, tövbe! Ağbicim. Vallahi tövbe!”
İstasyon şefi iteleyerek dışarıya çıkardığı çocuğun ense köküne müthiş bir tokat  yapıştırdı… “Haydi defol! Seni bir daha burada görürsem gebertirim!”
Küçük çocuk, vahşi bir hayvanın saldırısına uğramış gibi seke seke oradan uzaklaştı. Karşıyaka İstasyonunun arkasındaki Kilise Sokağına girerek gözden kayboldu.

Not:
“Karşıyaka’nın simgelerinden tarihi Karşıyaka İstasyon Binası’nın yok olmaması için büyük mücadele veren Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Hüseyin Mutlu Akpınar’ı yürekten kutluyorum.”