CHP’nin Sessizlik Stratejisi: Kubilay’ın hatırasına dilsiz muhalefet
Hani şu “Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı” CHP yöneticilerimiz var ya…
Hani 23 Aralık 1930’daki Menemen olayında Cumhuriyet’in taze nefesini savunurken şehit edilen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı her yıl törenlerle ananlar…
İşte onlar!
Hani şu törenlerde sitemli, ateşli, öfkeli nutuklar atıp rejim düşmanlarına set olduklarını her defasında kanıtlayan kahramanlar…
Öncelikle tarihin tozlu sayfalarına bir yolculuk yapalım. 23 Aralık 1930 günü, üzerinden kaç yıl geçerse geçsin Cumhuriyetimizin kara sayfalarından biridir. Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Menemen'de bir grup şeriat yanlısı tarafından katledildi.
Genç Cumhuriyet, kendisine bayrak açan bu zihniyete boyun eğmedi, gereğini yaptı. Ve o günden bu yana özellikle CHP, bu şanlı direnişi, şehidimizi anmak için törenler düzenledi.
Çok iyi, görev bu, helal olsun!
Ama şimdi bir de bugünkü tabloya bakalım...
İzmir’de CHP’nin önde gelen isimleri gürleye gürleye çıkıp öğreten Kubilay’ı savunur, Cumhuriyet dersi verirken...
Hop, bir bakıyoruz: Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın bir fotoğrafı ortaya çıkıyor.
Neredeymiş bu fotoğraf?
Şeyh Esad Erbili’nin türbesinde, ellerini açmış, dua ediyor.
E hadi bakalım CHP yöneticileri, Cumhuriyet savunucuları, siz nerdesiniz?
Hatırlatıyorum: CHP Genel Başkanı Özgür Özel, daha geçen aylarda Menemen'e geldiğinde ne demişti?
“Kubilay’ın şehit edilmesi Cumhuriyete, devrimlerine ve Atatürk’e isyandı. Ama Kubilay geri adım atmadan direndi. Cumhuriyet için sessiz kalmadı.”
Peki bu sözlerden sonra bugün olanlara tepki vermemek nedir?
CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu…
Menemen İlçe Başkanı Hüseyin Özbey...
Bu fotoğrafı görmüyor musunuz?
Yöneticilik sadece koltukta oturup dostlarınızla kahve içmek midir?
Cumhuriyet’in değerleri bu kadar ucuz mu?
Menemen’de şeriatçı zihniyetin şehit ettiği Kubilay’ı anmak bir görevse, o zihniyetin mirasçılarının bu hareketine sessiz kalmak da bir o kadar sorumluluk ihlalidir.
Bu mesele üzerinde iki kelime etmeyecek misiniz?
Ya da mesele köşe başlarda çıkar dönüşü olmayınca önemsiz mi geliyor?
Yoksa koltuğunuzdan rahatsız olmamak için mi görmezden geliyorsunuz? Cumhuriyetin temellerine vurulan bu darbelere, sizin tabirinizle, “Cumhuriyet sevdalıları” olarak sustuğunuzda o koltuklarda oturma hakkınızı kaybedersiniz.
Kubilay, üç-beş lafla geçiştirilecek bir kahraman değildir. Onun anısına saygı duymak, ona yapılan ihaneti sessizce izlememek, CHP yöneticilerinin görevidir. Kimse kusura bakmasın, CHP yöneticilerinin suskunluğunu anlamak mümkün değil.
İzmir’de Menemen’de Cumhuriyet sevdalıları sizden yanıt bekliyor.
Hadi, kımıldayın biraz.
O koltuklar şov yapma yeri değil, Cumhuriyeti savunma yeridir.
Küçük bir hatırlatma: Kubilay, sessiz kalmadı.
Cumhuriyeti savundu.
Siz de sessiz kalmayın!
Ve son söz: Cumhuriyeti savunmak, üzerine vazife olanların görevidir. Bugün bu görevi yerine getirmeyenlerin yapması gereken tek bir şey vardır:
Derhal istifa etmek!
Sessizlik, koltukta oturmayı hak etmediklerinin kanıtıdır. Cumhuriyet sevgisi, suskunlukla değil, eylemle gösterilir.