Mehmet Mustafa Gürban spekülasyonun şahı, vekilliğin sultanı
İYİ Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Mustafa Gürban, bir yazımızdan sonra mahkemeye başvuracağını söyledi…
Eh, bu durum “Ne var ki bunda?” diye düşündüm.
Çünkü sayın vekilin özgürlüğü, demokrasi ve ifade özgürlüğü gibi kavramlarla tanıştığını gizledik. Meğerse bu kavramlar yalnızca “kendisine” yönelik eleştirilerde geçerliymiş!
Geçtiğimiz günlerde, iş dünyası ile ilgili olan ve bazı manipülatif paylaşım seviyelerini kaleme aldık. Aslında de, sadece birkaç cümleyle, sayın vekilin işadamlarıyla olan arkadaşlığını dilini dile getirdik. Ama anlaşılan o ki, demokrasi yalnızca kendisi için geçerliydi.
Ne zaman biri kendi sistemine karışsa, hemen “mahkeme sopası”nı ortaya çıkıyor.
Hadi biraz derinleşelim.
Sayın vekil, sosyal medya üzerinden sık sık iş insanlarının isimlerini paylaşarak bir “imaj” oluşturuyor. “Manipülasyon” da buna denebilir. Ama ilginç bir şekilde, bu paylaşımlarından bir gram tık almadığını gözlemliyoruz.
Yani, bu manipülasyonlar, kimseyi pek etkilemiyor.
Bunu bir de biz yazınca hemen mahkemeye başvuracak kadar nazik ve hoşgörülü bir tavır sergiliyor. Demek ki, hoş olmayan her şey mahkemeye taşınmalı!
Şimdi asıl komediye gelelim.
Şimdi karşımızda bir tablo var: Borsada spekülasyon yap, cezayı ye, kripto para dünyasında ava çık, avlan, sonra da milletin meclisine “halkın vekili” olarak yerleş. Bir de üstüne üslük kalk, işini hakkıyla yapan gazetecilere dava açacağını söyle!
Vallahi bravo, hayat böyle yaşanır işte!
Mehmet Mustafa Gürban. Tanımayanlar için kısa bir özet geçelim: Bu beyefendi, yıllarca borsada spekülatörlük yapmış, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) defalarca ceza almış. Sosyal medyada yatırımcıları yanıltıcı bilgiler paylaşarak menfaat sağlamış. 2021 yılında “piyasa dolandırıcılığı” gerekçesiyle SPK’dan altı ay işlem yasağı bile yemiş. Yetmedi, kripto dünyasında da şansını denemiş ve orada da mağdur(!) olmuş. Ava giderken avlanmış, parası gitmiş, üstüne suç duyurusunda bulunmuş.
Şimdi soruyorum: Bu tabloyu çerçeveletip nereye assak? Hangi salona yakışır?
Hangi ülkenin adalet duvarında yer bulur?
İYİ Parti ne yapıyor?
Gaziantep’ten milletvekili adayı olarak gösterildiğinde sosyal medyada kopan fırtınayı hatırlayın. Halkın tepkisini düşünün. “Birinci sıradan böyle bir isim aday gösterilir mi?” diyenlerin sayısı az değildi.
Ama nedense, parti bunu umursamadı.
Gürban’ın borsa geçmişi ve SPK cezaları ortadayken, bu şahsiyet milletin vekili olarak seçildi.
Sonra ne oldu?
Şimdi sayın vekil kalkmış İzmir’de, işini düzgün yapan gazetecilere dava açacağını söylüyor. Gazeteciler ne yapmış? Gürban’ın geçmişini hatırlatmış. SPK kararlarını gündeme getirmiş. Peki, bu durumdan rahatsız olan kim? Tabii ki Gürban. Çünkü geçmişini unutmak istiyor. Ama hafıza dediğiniz şey öyle kolay silinmiyor.
Ne güzel düzen!
Bir insan hem spekülatör, hem kripto mağduru, hem de milletvekili olabiliyor. Üstüne, işini yapan gazetecilere meydan okuyabiliyor. İşte tam da burada durup bir kez daha düşünmek gerekiyor: Biz bu düzeni neresinden tutup düzeltelim?
Sevgili sayın vekil!
Siz önce kendinize bir ayna bulun.
O aynaya bakıp şu soruları sorun: “Ben gerçekten bu koltuğu hak ediyor muyum? Borsa geçmişim ve SPK cezalarım halka hizmet etmeme engel değil mi?” Eğer bu sorulara dürüst bir cevap verebilirseniz, belki gazetecilere dava açmaktan vazgeçersiniz.
Unutmayın, gazeteciler gerçekleri yazdığında rahatsız olanların, genelde sakladıkları bir şeyler olur. Ama saklamaya çalıştıkça gerçekler daha çok gün yüzüne çıkar.
Son olarak, size bir tavsiye: İzmir’de gazetecilere sataşacağınıza, geçmişte yaptıklarınızın hesabını halkınıza verin.
Çünkü bu halk, günü geldiğinde sandıkta her şeyin hesabını sormayı bilir.