Onur Emrah Yıldız ve İZSU dosyası: Medyanın manipülasyon savaşı
İzmir medyasında bazı medya kuruluşları, şüphesiz ki bir dönemin parlak yıldızı olmak için öyle şeyler yapıyorlar ki anlatamam… Birde bu kuruşların başında olan isimler eski ve emekli olmuş isimler olunca dikkat çekmek için her türlü ahlaksızlığı yapabiliyorlar…
Nasıl mı?
Hedef gösterme yeteneğiyle…
Evet, bu yeteneğiyle adeta sanat eseri gibi bir başarıya imza atıyorlar. Öyle ki, bir belediye başkanı hakkındaki haberlerle, adeta FETÖ’nün eski günlerinden bir sahne sunuyorlar.
Dün Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ın ismi, Bu basın kuruluş İZSU’da gözaltınların olduğu gün, gazetecilerimiz ne yazık ki “şahane” bir manşet buldular:
“Soruşturma Başkan Yıldız’a mı uzanıyor ” diye Ne de olsa, kimin gözaltında olduğu gün, bu yetenekleriyle başka bir Yıldız’ı hedef göstermekte hiçbir beis görmüyorlar.
İzmir medyası, ne zaman bir skandal çıksa, haksızlıklara ve yolsuzluklara karşı sessiz kalmak yerine, sanki gerçekleri örtbas etmek için eski günlerin fetövari taktiklerini yeniden uyguluyorlar. Bilirkişi raporları, o dönemde görevden ayrılmasına rağmen, gazetecilerimizin hangi “şahane” stratejiyle soruşturmayı yönlendirmeye çalıştığını açıkça gözler önüne seriyor.
İzmir’in bu eşsiz yetenekleri, hedef gösterme sanatında öyle ustalaşmışlar ki, hangi konuyu ele alırlarsa alsınlar, sanki “yıldız tozunu” üzerlerine serpiştirip, olayları daha da büyütmek için birebir
Kısacası, İzmir medyasının bu “yıldızlı” manevraları, her geçen gün daha da parlayan bir yıldız gibi, sadece manşetlerde değil, aynı zamanda toplumsal hafızada da iz bırakmaya devam ediyor.
Her şey gibi, bu da bir sanat eseri!
Olayı hatırlatmak gerekirse 12 Temmuz... İki genç insan, Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay, sırf yanlış zamanda yanlış yerde bulundukları için hayatlarını kaybetti.
Peki ya sonra?
Olayın ardından başlayan soruşturma süreci, yeni bilirkişi raporlarıyla bir anda bambaşka bir boyut kazandı.
Ne diyordu bu raporlar?
Dikkatlice bakınca, adeta bir ihmaller zinciri ortaya çıkıyor.
İlk başta 14 şüpheli tutuklandı, tamam güzel. Ancak son raporla birlikte İZSU'nun başındakiler de dahil, yedi kişi daha gözaltına alındı. İşte burada devreye giriyor bazı medya kuruluşlarının o bilindik "manipülasyon" taktikleri...
Bu seferki hedef kimi bulmuşlar dersiniz?
Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız.
Başkan Yıldız, daha önce İZSU Daire Başkanlığı yapmış. Anlaşılan o ki, bazı çevreler bu bağlantıyı kullanarak Yıldız'ı "potansiyel gözaltı" listesine sokmaya çalışıyor. "Gözaltı kararı verilebileceği konuşuluyor" şeklinde servis edilen haberlerle sanki yargıya yol göstermeye çalışıyorlar.
Adeta bir yargı yönlendirmesi...
Peki, bu ne anlama geliyor?
Burada asıl dikkat çekilmesi gereken şey, İZSU ve GDZ Elektrik Dağıtım'a yönelik gözaltı kararlarının açıklandığı günlerde, birdenbire Çiğli'nin gündeme getirilmesi.
Bu, acaba bir operasyona mı davetiye çıkarıyor?
Neden bu kadar çok odaklanılıyor Çiğli'ye?
Yoksa başka hesaplar mı var dönüp dolaşıp Çiğli'ye çıkan yollarda?
Onur Emrah Yıldız, şu anda Çiğli'de görev yapmakta ve şehrin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmakta. Eski pozisyonundan ötürü hedef haline getirilmesi, bana kalırsa, tam anlamıyla bir "siyasi oyun". Ve bu oyunun içinde medyanın da payı büyük… Gerçekten, bu tür haberlerle yargı üzerinde bir baskı oluşturulmaya çalışılması, hukukun üstünlüğüne gölge düşürüyor.
Özetle, Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız'a atılan bu gölge, aslında daha büyük bir resmin küçük bir parçası. Bu oyunları görmek, anlamak ve gerektiğinde "dur" demek gerek. Yoksa, gerçek suçluları bulmak ve adaleti sağlamak yerine, medyanın yönlendirmesiyle hareket eden bir yargı mekanizmasıyla karşı karşıya kalırız.
Ve bu, hiçbirimize fayda sağlamaz.