'Vefa semt adı değildir'
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel’in istifasıyla sarsılırken, aralarında bulunan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ardı ardına yaptığı açıklamalarla siyasi hayatını tehlikeye sokuyor kanaatimce..
Neden mi'
Üç vekil ilk olarak geçtiğimiz yılın Ağustos ayında ‘29 Ekim Gücü’ hareketini başlatmıştı...
Bir süre sessiz kalan hareket daha sonra parti içindeki 10 Aralık Hareketi’ne atıfta bulunarak, 10 Aralık 2020’de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yazdıkları mektupla gündeme gelmişti.
Kılıçdaroğlu ise “Cumhuriyet Halk Partisi’nde genel başkana mektup yazılmaz. Genel başkandan randevu alınır, gelinir, konuşulur” diyerek milletvekillerine uzlaşı kapısını aralamıştı.
1 hafta sonra CHP liderinin TBMM’deki makamında bir araya gelindi. Üç vekil ellerinde dosyalarla masaya oturdu.
Yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, 'istifa edecek misiniz' sorusuna 'hayır' diyerek, görüşmeye ilişkin şunları söylemişti: "Daha önce partimizin iktidara gelebilmesi için söylediğimiz şeyler vardı mektupta, görüş ve önerilerimizi burada kendisiyle bizzat görüştük, ifade ettik o kadar."
Parti politikalarından duydukları rahatsızlıkları dile getiren, genel başkana aktaran vekiller iki gün sonra istifa kararı aldı.
Süreç böyle gelişirken, iki günde ne değişt? İnsan merak etmiyor değil.
Evet vekiller istifa seçeneğini kullandılar. Parti içinde farklı sesler yükselirken, kimi kızıp öfkelenirken, kimileri de olgunlukla karşıladı. Olması gereken gibi...
Ancak istifasının ardından Çelebi sosyal medyadan açıkçası gizli kalması gereken konuları da “hodri meydan” diyerek bir bir paylaştı.
Şimdi geldik meselenin özüne;
Çelebi ne yaptı'
İkili görüşmelerde özellikle genel başkan düzeyinde yapılan görüşmelerde birkez daha vurguluyorum. Masada yatırılan fikirler, talepler, parti içi meseleler yani kısacası gizli kalması gereken konuları bir bir sosyal medyadan paylaştı.
Şimdi bundan sonra kim onunla ikili görüşme yapar'
Özel, gizli kalması gereken, konuları kim konuşur'
Kim onunla yol yürür, siyaset yapar'
Ben de bundan sonrasını sizler gibi merak ediyorum!
Çelebi’nin Muharrem İnce’nin partisine katılacağı iddiaları kulislerde dillendirilirken, aynı hatayı zamanında Muharrem İnce de yapmıştı.
Hatırlarsanız...
24 Haziran 2018 seçimleri sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve eşi yemekte buluşmuştu.
İnce yemekte konuşulanlardan bahsederken, CHP liderine yaptığı teklifi açıklamış, "Olağanüstü kurultayı toplamasını ve onursal genel başkan olmasını teklif ettim. Teklifime 'hayır' derse örgüt kendisi çözer." demişti.
Kılıçdaroğlu’nun, İnce'nin açıklamalarına ilk yanıtı "Özel yemeğin bağlamından koparılması siyasi nezaketsizlik" olmuştu.
Kılıçdaroğlu daha sonra, “Bu iki aile arasında özel bir yemek. O özel yemekte konuşulanların dışarda seslendirilmesini doğru bulmuyorum. Nokta.” diyerek tepkisini sürdürmüştü.
Bu küçük hatırlatmadan sonra ikilinin yemekte konuştuklarını kamuoyuyla paylaşması Muharrem İnce’ye eksi olarak yazılmıştı.
Şimdi buradan hareketle İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin de aynı hataya düştüğünü söylesem yanlış olmaz.
Kaldı ki FETÖ kumpaslarıyla 41 ay tutuklu kalan ve zor dönemlerden geçen Mehmet Ali Çelebi’yi yalnız bırakmayanlardan biri de CHP lideri Kılıçdaroğlu idi.
Yiğidi öldür ama hakkını yeme!
Ergenekon’dan Hasdal Cezaevi’nde tutukluyken evlenen Mehmet Ali Çelebi'nin nikah şahitliğini bizzat CHP lideri Kılıçdaroğlu yapmıştı. Yıl 2013.
Sonra kumpaslar çözülüp Çelebi tahliye olduktan sonra Kılıçdaroğlu yine sahiplenmişti. Onu iki dönem 35 ve 36. kurultaylarda Parti Meclisi üyeliğine seçtirmişti. Ve milletveklili olmasını sağlamıştı.
Size bir hatırlatma daha!
AKPINAR İLE KARŞI KARŞIYA GELMİŞTİ
Vekil Çelebi, yine 24 Haziran 2018 seçimlerinden bir süre sonra yapılan CHP Karşıyaka İlçe Danışma Kurulu’nda dönemin Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ile karşı karşıya gelmişti.
Çelebi danışma kurulunda “Partinin kapıları örgüte kapalı, partide değişim gerekli” açıklamasıyla tartışma başlatmıştı.
Çelebi’den sonra kürsüye gelen Akpınar, “PM üyeliğinize, vekilliğinize saygım var. Liyakata önem veririm. Burada eleştirmesi gerekenler partiye emek veren insanlardır. Burada 30-40 yıllık partililer var. Partiye dün gelenlerin bugün değişim demeleri, partiyi bu kadar hedef almaları doğru değil. Ben çocukluğumdan beri partinin içindeyim. Bu sözler canımı acıtıyor” demiş Çelebi’ye yaşını sormuştu.
Çelebi’den “1984 doğumluyum” yanıtı alan Akpınar bunun üzerine, “Senin yaşın kadar partide geçmişim var, bayrak asmışlığım var, mücadele etmişliğim var. Burada bunu benden fazla yapanlar da var” demişti.
Akpınar eleştirilerini şöyle sürdürmüştü;
“Sizi tanımam. Vekil listesine yazıldığınızda kim olduğunuzu sordum partililere. Genel Başkan sever kendisini dediler. Genel Başkan nikah şahitliğinizi yapmış. Vefa semt adı değildir" dedi, Milletvekili Adayı Ali Engin'i kast ederek, "Partide saçlarını ağartan insanlar 9. sıraya yazılırken siz şanslı olanlardansınız. O yüzden burada konuşma hakkı en son olan sizsiniz. Tepeden inme bir yere gelenlerin bugün değişim demesi bizde rahatsızlık yaratıyor”
Aslında Akpınar’ın 2 buçuk yıl önce söyledği bu sözler, durumu aydınlatıyor.
Evet geldik sonuca; İstifa bir seçenektir.
Fikir ayrılıkları çözülemez hale geldiği zaman yaşanabilir.
Ancak bu demek olmuyor ki giderken yakar, yıkar, giderim.
Tamam mücadeleden yorulduysan, CHP içindeki farklı yapılarla mücadele edemiyorsan gitmekte bir tercihtir. Ancak giderken en azından vefa gösterseydin...
Akpınar o gün ne güzel söylemiş: “Vefa semt adı değildir”
Çelebi’ye naçizane bir de tavsiye soyadın gibi ‘Çelebi’ ol...
***Çelebi: Okumuş yazmış, ilmi ve irfânıyle tanınmış kimselere verilen unvan. Efendilik, incelik, kibarlık, zarâfet vs.