Bu çocuk kime bakıyor'
'Kardeşimle yetim kaldık baba'
Boğaza nazır, ultra lüks otel lobilerinde buzlu viskisini yudumlayanlar… Bu sesi duyuyor musunu? Bu ses, yüreğinizi hiç dağlıyor mu'
İnsan hakkını hiçe sayanların, hukuksuzlukları görmezlikten gelen bürokratlar, siyaset adamları… Gözyaşlarıyla bu çocuk kime bakıyo? Bunu hissedebiliyor musunuz'
İçinizde, o sesin çığlığını duyabiliyor musunu? Bu çocuğun vebali… Hangi ihaleyi nasıl kapatabilirim.' Hangi devlet bankasını nasıl hortumlayabiliri? Servetime nasıl servet katabiliri? Diyen siz de m? Yoksa bu soygununuza, kişisel çıkar karşılığında göz yuman, görmezlikten gelenlerde mi'
Peki, güya emekçilerin sözcüsü, temsilcisi… İşverenle iyi anlaşan ortaklar gibi gününü gün eden, kişiliksiz, sapsarı kimi sendikacılar size ne demeli… Biraz onurunuz, biraz kişiliğiniz varsa… Bu çocuğun gözyaşları karşısında, en azından kendi kendinize vicdan muhasebesi yapmalısınız. O ruhsuz, taştan yüreğinizle, utancınızdan yerin dibine girmelisiniz. Toprağın yüzlerce metre altında, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetmeliğine, aykırı olarak, köle düzeniyle çalıştırılırken yaşamını yitiren emekçilerin, en önde gelen sorumlusu sizsiniz.
Bol harcırahlı, dolgun maaşlı, görevli gittikleri kentlerin lüks otellerinde krallar gibi ağırlanan, İş yeri güvenliği, işçi sağlığı uzmanları ve akademik kariyerli koca koca bilim adamı bilirkişiler, ya size ne demel? Yetim kalan bu çocukların, yürek burkan dramlardan, gözyaşlarından sonra geceleri rahat uyuyabiliyor musunuz'
Bu yaşında, acımasız adaletsiz ekonomik düzenin sillesini yemiş, günahsız ve dünya tatlısı bu madenci çocuğunun sesine iyi kulak verin,
“Kardeşimle yetim kaldık baba.”
Yüreğinde bir nebze olsun insan sevgisi bulunan, ey işverenler, ey politikacılar, ey sendikacılar, ey bürokratlar ve her kimseniz… Sizce, gözyaşlarıyla, bu çocuk kime bakıyor'