Helil Kınay’ın skandallarla dolu savunma tiyatrosu!
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, seçim kampanyası döneminde adının karıştığı yolsuzluk iddialarına ve belediyenin “Neşeli Sokaklar Mutlu Çocuklar Şenliği” etkinliğinde hayatını kaybeden 10 yaşındaki Beliz Asrın’la ilgili suçlamalara nereden yanıt vermiş dersiniz?
Tahmin ettiğiniz yerden değil elbette…
Yok, öyle basın toplantısı, resmi açıklama, kamuoyuna duyuru falan…
Başkan Hanım, ne yaptı dersiniz?
FETÖ’den kapatılmış ve açılmış olan haber sitesinin yöneticilerini almış karşısına tespih gibi dizmiş yaptığım eleştirilere yanıt vermiş…
Pardon bir güzel hakaret etmiş.
Hem de ne hakaret!
Anlayacağınız, Başkan Kınay’ın kendini savunma şekli bile ayrı bir skandal!
Hem suçlu hem güçlü diye buna derler herhalde…
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay'ın açıklamalarına bakıyorsunuz, sanırsınız ki hiçbir şey olmamış, biz oturmuşuz klavyenin başına iftira atmışız. "Hayatım boyunca hesabını veremeyeceğim hiçbir şey olmadı" diyor Başkan. Bir de üstüne, “Hesap sorarım, hesap veririm” gibi afilli laflar ekliyor.
"Beni hedef alan o sözlerin, o haberlerin içeriğini okuduğunuz zaman, neyin ne olduğunu herkes bildiği için, ‘ağır haksızlık’ olduğunu görürsünüz."
“Ahlaktan, hukuktan, adaletten” bahseden Kınay, seçim kampanyası döneminde adı eşiyle birlikte yakın çalışma arkadaşlarının adının da karıştığı ‘yolsuzluk’ iddiaları konusunda neden tek kelime etmiyor?
Bu iddialara yanıt vermeyen, kamuoyuna hesap vermekten kaçan, hatta bu sürecin üstünü kapatmaya çalışan bir belediye başkanı hangi “ahlak”tan bahsediyor?
Kınay’a göre ahlaklı olan o, ahlaksız olan ise bu yolsuzluk iddialarını gündeme getiren gazeteciler öyle mi?
Ah keşke şu “ahlak” dersini en son verecek kişi olduğunu hatırlasa…
Başkan Kınay, açıklamalarında öyle bir üslup kullanıyor ki, sanki yıllardır hukuk kitabından çıkmamış, adaletten şaşmamış biri!
Ama nedense, yolsuzluk iddialarına gelince bir suskunluk, bir sessizlik...
“Hesap sorarım” diyor ama kendi seçim kampanyası ve belediyecilik dönemiyle ilgili sorulacak hesaba bir türlü yanaşmıyor. Başkan, yolsuzluk iddialarına yanıt vermekten kaçarken “hukuktan, mevzuattan” bahsetmesi inandırıcı mı?
Madem o kadar hukuktan yanasınız, niye bu iddialara sessizsiniz?
İşin garibi, bu sessizliği “adalet” diye satmaya çalışıyor…
Sayın Kınay, hesap soracağım diyorsunuz ya, önce bir dönüp kendinize bakın. Siyasete neden girdiniz bilmiyoruz ama bu “hesap soracağım” edebiyatı, o sorulmayan yolsuzluk hesaplarının gölgesinde pek bir inandırıcılıktan uzak kalıyor. Hele ki, FETÖ’den kapatılan malum sitede hakaretler savururken, “ahlak”ı en son konuşacak kişinin kim olduğunu hatırlatmak biz gazetecilere kalıyor galiba…
Şimdi gelelim diğer konuya…
Başkan Kınay'ın acılar üzerinden kurulan büyük kelimelere...
Helil Başkan, Beliz Asrın’ın ölümü hakkında ne dedi?
“Bir çocuğun saçının teline bir zarar gelse, belediye başkanı olarak benim sorumluluğumdur.”
İşte burası tam alkışlık!
Sorumluluk almak, tabii ki sözde...
Ne de olsa pratikte bu sorumluluk, yalnızca ‘güzel sözler’ ve ‘acı paylaşmak’ üzerinden gösterilebiliyor. Üstelik, “Narin ile ilgili sosyal medya paylaşımımdaki mesajımın Beliz’in acısıyla yan yana getirilmesi ahlaksızlıktır” diyerek meseleyi nasıl da ustalıkla başka yöne çekiyor.
Ah şu “ahlak timsali” sözler!
Yolsuzluk iddialarında olduğu gibi, Beliz Asrın’ın trajik ölümünde de bolca laf kalabalığı, bolca duygu sömürüsü ama sıfır sorumluluk… “Beliz Asrın’la ilgili bir acım var” diyor, çocukları ve kadınları gündeme getiriyor ama kendi sorumluluğunu asla gündeme getirmiyor. Sanki biz olayları çarpıtıyor, iftira atıyoruz; sayfa sayfa açıklamalar yapıyor, yalanları birbirine ekliyor.
Ama gerçekler öyle mi?
Bakın, ne diyor başkan: “Çocukların üzerinden sözler söylemek ahlaksızlıktır.” Çok doğru!
Peki, başkanın bu kadar “ahlaklı” açıklamalar yaparken, Beliz Asrın’ın ölümüne dair belediyenin sorumluluğunu kabul etmeyen tutumu neyin nesi? Başkan, çocuklar üzerinden konuşmayı eleştiriyor ama Beliz için yapmadığı paylaşımı savunuyor.
Gerçekten bravo!
Bu kadar çelişkiyi bir araya getirip, üzerine ahlak nutukları çekmek herkesin harcı değil. Hele ki Narin’in trajedisiyle Beliz’in acısını yan yana getirenleri ahlaksızlıkla suçlarken, kendi belediyesinin sorumluluğunu sorgulayanlara tek kelime etmemesi tam bir ustalık eseri!
Başkan Kınay diyor ki, “Bir çocuğun saçının teline zarar gelse, sorumluluk benimdir.” Ne güzel laflar!
Ama pratikte ne oluyor?
Beliz Asrın’ı anmak yok, onun için tek bir paylaşım bile yapmamak var; ama iş konuya dair kendini savunmaya gelince sayfalarca laf var.
Gerçekten sorumluluk almak bu mu?
Sözde hesap sorup hesap vereceğini söyleyen başkan, yolsuzluk iddialarından Beliz Asrın’ın ölümüne kadar her konuda bir şekilde ya susuyor ya da gerçeği saptırıyor.
Çünkü bu konuda “yalan söylüyor” demek artık basit kaçıyor.
Başkan’ın “Beliz Asrın’ın etkinlikle ilgisi yoktu, yanında doktor ve hemşire vardı, anında müdahale edildi” dediği açıklamaların gerçeği yansıtmadığı, Karabağlar Belediyesi’ndeki güvenlik görevlisinin tuttuğu tutanakta açıkça görülüyor. Yani, Başkan’ın anlatmaya çalıştığı o “kusursuz müdahale” hikâyesi tamamen fiyasko!
Hani nerede o hemen müdahale eden sağlık görevlileri?
Tutanakta yazanlar, başkanın söylediklerinin tamamen aksini gösteriyor. Olay anında ne bir doktor ne de zamanında müdahale… Ama Başkan Kınay, hala “hesap vereceğim” diyor.
Nasıl verecekse artık…
Başkan Kınay, “Ben boyun eğmem” diyor ya, doğru, eğmez!
Çünkü gerçeklere, sorumluluğa, eleştiriye boyun eğmek yerine lafla, duygusal manipülasyonla ve suçlamayla işin içinden çıkmaya çalışmak daha kolay geliyor. Ama biz buradayız, başkanın bu söylemlerinin gerçekliğini sorgulayan, tutanaklarla yüzüne vuran ve sorumluluğu hatırlatanlar olarak. Çünkü Beliz Asrın’ın acısı, ahlaksızlık çerçevesinde değil, bir belediye başkanının sorumluluk almayan tavrında aranmalı!
NOKTA!