Vali Bey’in büyük planı: Trafik akacak, İzmir duracak!

İzmir Valisi Süleyman Elban, basının karşısına geçti ve İzmir’in uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapma potansiyelini değerlendiren bir konuşma yaptı.

Ama nasıl değerlendirme!

 Trafik bahanesiyle organizasyonlara ket vurma kararını açıklarken İzmir’in tanıtımına dair adeta “Şehirde olmaz, kırsalda tanıtın” diyerek yeni bir vizyon sundu.

Vali Bey’in açıklamasına göre, Çeşme otobanında koşulan bir maraton veya sahil bulvarında düzenlenen bir bisiklet yarışı, İzmir’in trafiğini kilitleyerek halkı eziyete sürüklüyormuş.

Çözüm mü?

Organizasyonları şehrin dışına alalım, kimse rahatsız olmasın. “Trafik kilitlenmesin” bahanesiyle uluslararası sporcuları ve etkinlikleri kırsal yollara yönlendirelim.

Ne kadar naif, ne kadar halkını düşünen, ne kadar incelikli bir açıklama!

Vallahi alkışlamamak elde değil.

 Tam da “Ne güzel, halkını düşünen bir yönetici!” diyordum ki bir an durdum ve düşündüm:

İstanbul’da maraton düzenleniyor, dünyanın dört bir yanından atletler geliyor.

Trafik mi?

Elbette kilitleniyor. Ama kimse “Hadi kaldıralım” demiyor.

Ankara’da bisiklet yarışları yapılıyor, yollar mı kapanıyor?

Tabii ki. Ama kimse “Vatandaş eziyet çekiyor” diye ortalığı velveleye vermiyor.

Peki, neden İzmir?

İzmir’de trafik zaten sabah 8’de ve akşam 6’da her gün tıkanıyor.

 Ama bunu çözmek yerine uluslararası etkinlikleri yasaklıyoruz.

Çünkü mantık basit: “Trafik sıkışmasın diye etkinlik de olmasın.”

Sayın Vali’nin mantığıyla ilerlersek şunu da diyebiliriz:

Konser düzenlemeyelim, çünkü kalabalık olur.

Fuar yapmayalım, çünkü otopark dolup taşar.

Hatta düğün dernek bile yasaklansın, çünkü davetliler trafiği etkileyebilir.

Sayın Vali’nin önerisi ise şu: “Organizasyonlarınızı kırsalda yapın.”

Yani?

 Dünyanın dört bir yanından gelen sporcuları, turistleri, uluslararası basını İzmir’in kalbinden çıkarıp, şehrin çeperlerine gönderelim.

Gelsinler, “Organizasyonun ortasında köy kahvesinde çay içtik” desinler.

Olur mu?

Tabii ki olur!

İzmir’in tanıtımına da bu yakışır (!)

Ama mesele şu ki bu karar, İzmir’in ruhuna ihanet ediyor.

İzmir sadece bir şehir değil, bir yaşam biçimi.

Enerjik, özgür, yaratıcı…

Ve bu şehir, uluslararası organizasyonlarla parlıyor. O organizasyonları kırsala taşımak demek, İzmir’in ışığını gölgelemek demek.

Son bir not: Eğer trafik sorununa gerçekten çözüm arıyorsanız, haftanın her günü kilitlenen yollar için bir plan yapın. Ama lütfen İzmir’in enerjisini boğmayın.

Şu güzelim şehri kısıtlamayın.