Sevgi ve aşk üstüne
Sevgi, yaşamımız boyunca güneşin çiçekleri gibi güzellikleriyle kalbimizi doldurur bizi mutlu eder. Kalbimizdeki bu sevginin yerini nefretin ve ihanetin almasına asla izin vermemeliyiz. Kalbimizde sevgi yoksa başkalarının bize karşı duyduğu sevgiyi göremeyiz, anlayamayız
Sevginin olmadığı yerde; kuşku vardır, yalan vardır, güvensizlik vardır, acı vardır, gözyaşı vardır. Sevgi bize güç verir geleceğe umutla bakmamızı sağlar. İçimizdeki sevginin büyüsünden yoksun olursak yaşama küseriz; kendimizi karanlığa mahkûm ederiz.
Bir kişiyi ne kadar seversek sevelim; ne kadar saygı gösterirsek gösterelim, onunla aramıza mutlaka bir çizgi koymalıyız; bu çizgi, başkalarıyla farklılıklarımızı, benzerliklerimizi karşılıklı sevgiye dönüştürür.
Gerçek sevgi asla rastlantı değildir. Temelinde emek ve fedakârlık vardır. Emeksiz ve fedakârlıksız sevgi köksüz bir ağaç gibidir; kuruyup çürümeye mahkûmdur
Birine karşı hissettiğimiz sevgiyi, onun fiziksel görünümüne, mesleğine, ekonomik konumuna, toplumdaki kariyerine değil, dürüstlüğüne, içtenliğine, dostluğuna, sözlerindeki samimiyetine göstermeliyiz.
Aşka gelince; aşk baş ağrısı gibidir; gelir geçer. Bir bakarsınız; ömür boyu kurtulamayacağınızı sandığınız o kutsal tutkunuzun yerinde yeller eser. Büyük umutlarla aşkın aldatıcı büyüsüne kapılanlar, önce hiç ayrılmamasına yemin ederek birbirlerini göklere çıkarırlar; sonrada sövüşe sövüşe birbirini yerin dibine sokarak ayrılırlar.
Sözün özü: Tanrı, aşkın sadakatsizliğini hoş görür affeder; fakat sevgiye yapılan sadakatsizliği asla affetmez.