Siyaset mi yapıyoruz, kan davası mı güdüyoruz'

Siyasi mücadelede kişilerin hayalleri büyüdükçe iyinin de kötünün de kölesi olur insan. Oysa idealist ve hayalleri olan siyasetçi, hırslarıyla değil aklının, mantığının ve yüreğinin sesini dinleyerek politika yapmalıdır. 

İster milletvekili, ister belediye başkanı, ister İl ve ilçe yöneticisi olsun Kendisi gibi düşünmeyen, aklını ve özgür iradesini kiraya verir gibi kendisine teslim etmeyen parti üyelerini her fırsat bulduğu yerde haksızca eleştiren si-yaset adamları halk önderi olamazlar.  
İşte bu nedenle önümüzdeki CHP il ve ilçe kongrelerinde partinin çilekeş üyelerine önemi görevler düşmektedir. Demokrasi soluğunu yitirmemiş, sosyal demokratlığı kalben özümsemiş, politikanın gizemli kuytularında siyaset baronlarına sadakat gösterisi yapmayan, kişisel ikbali için örgütünde ayrıştırmayı değil birlik beraberlik duygusunu geliştiren, yönetsel etkinliğini korumak için ilkeli, ilkesiz herkesi aynı kefeye koymayan kişileri yönetimlere taşımalıdır.

Önemli bir konu da parti içinde politik mücadele veren kişilerin düşüncelerini söylemlerini beğenip beğenmemek demokrasiye inancın en güzel halidir. Bu mücadeleyi herkes içine sindirmelidir. Aslı olan sizin birini beğenip beğenmemeniz değil, o kişinin sizi beğenip beğenmemesidir. 

Parti içinde kan davası gibi güdüyormuş gibi karşıtlarının, saygınlığına gölge düşürücü algı yaratmak kimsenin haddi değildir ve siyasetin hoşgörü sınırlarını aşan ve etik olmayan bir davranıştır. Kişiler sizi sevse de sevmese de herkes partili olmanın edebiyle birbirine saygılı olmak zorundadır. 

Sözün özü: 

Düşünülmeden söylenen söz ok’un yaydan çıkması gibidir. Geri alınması mümkün değildir. Doğru muyd? Yanlış mıyd? Diye vesveseye düşmenin de faydası yoktur. Ölçülüp biçilmeden söylenen sözlerden pişman olabiliriz; fakat kalplerde açtığı yarayı asla kapatamayız.