Bilal Saygılı’nın ezber bozan hamleleri
İzmir’in gerçekten böyle siyasetçilere ihtiyacı var. Kendi siyasi geleceğinden çok, yaşadığı kentin ihtiyaçlarına odaklanan; küçük siyasi hesaplarla kentin geri kalmasına göz yumanlardan değil, şehri ileriye taşıyan isimlerden. Evet, size şimdi “abartıyorsun” diyebilirsiniz. Ama öyle olmadığını anlatmak için size son yaşanan bir örneği sunuyorum:
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZBAN’daki gecikmeler ve aktarma sorunları nedeniyle vatandaştan gelen şikayetlerin ardından çözüm arayışına girdi. Tugay, bu meselede Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’yla görüşeceğini açıkladı. Ancak burada kilit bir detay var: Görüşme, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın aracılığıyla gerçekleşecek!
Bu tabloya dikkat!
İzmir’de hükümet ile yerel yönetimin el ele vermesi...
Alışık olmadığımız bir sahne değil mi?
Hani derler ya “Aynı masada oturan siyasetçiler birbirine laf sokmadan kalkarsa kıyamet kopar” diye, işte Saygılı ve Tugay bu ezberi bozmaya kararlı görünüyor.
Bilal Saygılı’nın böyle adımlar atması, klasik siyaset oyunlarına kafa tutar nitelikte.
Siyasi risk mi?
Elbette!
İzmir gibi bir şehirde hükümetle iş birliği yapmak cesaret ister. Partisinin içinde bazı isimlerin “Hizmet etmek bizim işimiz değil, muhalefet etmek varken!” diyerek homurdanmalarına kulak asmadan, şehrin ihtiyacına öncelik veriyor.
İşte bu yüzden İzmir’de Bilal Saygılı gibi siyasetçilere ihtiyaç var.
Hizmetin karşısına çıkan her türlü engeli aşmak, kolay iş değildir. İzmir’in yıllardır siyasi rant savaşları yüzünden kaybettiği zamanı telafi etmeye çalışan bir siyasetçiyi takdir etmemek mümkün mü? Bilal Saygılı’nın elini taşın altına koyup hükümetle Büyükşehir arasında köprü kurması, İzmir’e kazandırır. Üstelik, sırf bunu yaptığı için parti içinden baltalanmayı göze alması da cabası.
Düşünün, İzmir’de bugüne kadar hükümetle yerel yönetim arasında kaç kez böyle yapıcı bir diyalog gördük? Genelde karşılıklı suçlamalar ve polemikler duyarız. Ama işte Bilal Saygılı, tam da burada fark yaratıyor. Partisinin bazı üyeleri bunu anlamakta zorlanabilir, hatta “Partiden dışlanmayı göze alacak kadar ileri gidiyor” diye düşünenler olabilir.
Ama Saygılı, hizmet için siyaset yapıyor.
İzmir gibi dinamik bir şehirde, bu tip uzlaşmacı ve sonuç odaklı siyasete gerçekten ihtiyaç var.
Sadece konuşan değil, çözen siyasetçiler…
İşte bu yüzden Bilal Saygılı’nın attığı adımlar, siyasetin o alışıldık ezberini bozuyor. Cemil Tugay ile bir araya gelmesi ve sorunları çözmek için hükümetle ortak çalışması, hem İzmir halkına hem de siyasete yeni bir soluk getiriyor.
Özetle: Bilal Saygılı’nın yaptığı muhalefet değil, bambaşka bir siyaset. Sırf parti bayrağı taşıdığı için hizmetten vazgeçen değil, hangi renkten olursa olsun el uzatan bir anlayış. İzmir’de böyle siyasetçiler oldukça, şehrin geleceği parlak demektir.
Baltalar da gelsin, çelmeler de
Bilal Saygılı’nın İzmir’de yaptığı muhalefet, AK Parti’de bir nevi “yeni siyaset tarzı” akımı başlatmış durumda. Kendisi o bildik siyasetçilerin aksine, asık suratlı, Ankara odaklı ajandalarla değil; İzmir’in nabzına uygun, halkın talep ve ihtiyaçlarına yönelik hamlelerle sahada. Öyle ki İzmirli vatandaşlar, bu tarzı “AK Parti'den böyle siyasetçi de çıkıyormuş demek ki” diyerek şaşkınlıkla izliyor.
Peki, ne yapıyor Bilal Saygılı?
Şehrin sorunlarına çözüm arıyor, İzmir’in belediye başkanı Cemil Tugay’ın taleplerine kulak veriyor, Büyükşehir’in ihtiyacı olan hizmetleri sağlamak için elini taşın altına koyuyor.
Bakın, burası önemli!
Çünkü biz, bir AK Parti il başkanının İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle iş birliği yaparak şehir için çalışmasına alışkın değiliz.
Muhalefet mi yapıyor yoksa hizmet için mi uğraşıyor, insanın kafası karışıyor doğrusu!
İzmir gibi kendine has bir şehirde, böyle bir siyasi risk almak...
İşte bu, “büyük cesaret!” Çünkü Saygılı’nın, kendi partisinden “Arkadaş, sen ne yapıyorsun?” eleştirilerini duymaması mümkün değil. “Öyle İzmirli gibi siyaset mi olurmuş?” diyerek ayağına çelme takan partililer, muhalefet ederken bile doğru iş yapmanın cezasını kesmek için fırsat kolluyor.
Ama o ne yapıyor?
Gözünü karartıp devam ediyor!
İzmir için hizmetten geri adım atmıyor. Bir de partili arkadaşları baltalamaya çalışırken “Şunu da yapalım, bunu da çözelim” demekten geri durmuyor. Sanki bir AK Partili değil de CHP’li bir belediye başkanı gibi çalışıyor!
Böyle iş birliği havası, böyle uzlaşmacı bir tavır AK Parti’de fazlasıyla “yeni ve tehlikeli” görünüyor.
Saygılı’nın bu alışılmadık siyaseti İzmirlilerden büyük takdir topluyor, ama kendi partisi içinde işleri biraz karıştırıyor gibi. Çünkü AK Parti’de işlerin böyle yürümeyeceğini bilmeyen yoktur. Ya klasik bir muhalefet yapacaksın ya da seni kendi mahallenden dışlarlar.
Ama Bilal Saygılı, klasik oyunlardan sıkılmış olacak ki, başka bir çizgide yürümekte kararlı.
Şimdi düşünün: Bir il başkanı, muhalefet yaparken hizmet ediyor, kendi seçmenini kızdırırken İzmirlileri memnun ediyor.
İşte korkusuz muhalif olmak böyle bir şey!
Bilal Saygılı, bir taşla iki kuş vurmak yerine taşla kuşu beraber beslemeye karar vermiş gibi görünüyor. İzmir’de muhalefet yapmanın her zaman dikenli yollarla dolu olduğunu bilmesine rağmen, o yola girmiş gidiyor.
Öyle anlaşılıyor ki Bilal Saygılı’nın siyaseti, İzmir’de alışılmış ezberleri bozmaya kararlı. Bu siyaset tarzı, İzmirliler arasında “İşte böyle muhalefet olur” dedirtirken, AK Parti kulislerinde fırtınalar koparıyor. Belli ki onun yolu uzun, ama ayağındaki çelmeler daha uzun... İzmir için hizmet etmeye devam mı edecek, yoksa parti içinde ipler kopacak mı, işte o sorunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama şunu unutmayalım; Bilal Saygılı gibi isimler olduğu sürece, İzmir kazanmaya devam edecek.