Dolar 34,2712
%0.04
Euro 37,2449
%0.39
Altın 3.071,830
%0.49
Bist-100 9.007,00
%0.68

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Sarayın müteahhitinin avukatı konuştu: Geç kalan gölge, İzmir'i aydınlatır mı?

Evet, sevgili okuyucular...

Nihayet beklenen açıklama geldi!

Ama öyle sanıldığı gibi heyecan verici, İzmir’in kalbini ferahlatacak bir açıklama değil. CHP’nin gölge bakanı, Sarayın müteahhiti Rönesans’ın avukatı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, aylar süren sessizliğini bozmuş, İzmir Körfezi’yle ilgili konuşmuş. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’a yanıt vermiş...

Ah, ne büyük olay!

Ama sormazlar mı insana, günaydın Sayın Bakan!

Aylardır İzmir Körfezi’yle ilgili tartışmalar sürerken, Sarayın müteahhitinin avukatı olarak neden bu kadar sessiz kaldınız?

İzmir’in Körfezi kirlenirken, Cemil Tugay eleştirilerin odağı haline gelmişken, AK Parti milletvekilleri İzmir’in üzerine çullanmaya başlamışken Sayın Murat Bakan’dan tık yok!

Peki neden?

Sarayın müteahhiti Rönesans’ın avukatı olmak böylesine zor bir görev mi ki İzmir’in sorunlarına vakit bulamıyorsunuz? Yoksa yalnızca gözlerden uzak bir köşede bekleyip, "ne zaman konuşsam daha fazla dikkat çekerim" diye mi düşündünüz?

İzmir’de aylardır belediye başkanı Cemil Tugay yerden yere vurulurken, muhalefetin ağzı açılmamışken, siz neredeydiniz Sayın Bakan?

Belediye başkanınızı yalnız bırakmak, İzmir halkını kendi kaderiyle baş başa bırakmak bu kadar kolay mıydı? Yoksa Sarayın müteahhiti Rönesans’ın çıkarlarını savunmak, gölge bakanlık yapmaktan daha mı önemliydi?

Şimdi, Hamza Dağ’ın birkaç cümlesine karşı yanıt verip sahneye çıkıyorsunuz.

Ama geç kaldınız!

Evet, geç kaldınız Sayın Bakan, çünkü İzmir halkı zaten bu tartışmayı çoktan yaptı. Bakanlar gelip gitti, İzmir masada konuşuldu, halk meseleyi değerlendirdi.

Siz o sırada neredeydiniz?

Belki de bir sonraki "önemli" konuyu bekliyordunuz, belki de “dostlar alışverişte görsün” zamanlamayı iyi ayarladığınızı sandınız.

Ama bu İzmir halkı bunu yemez!

İzmir’in meseleleri bir gölge gibi takip edilmesi gereken, hassas konular. Hele ki bu kadar önemli bir şehirde, İzmir’in kaderiyle ilgili kritik kararlar alınırken, muhalefetin milletvekili olarak işiniz bu tartışmaların tam göbeğinde olmak. Ama siz Sarayın müteahhitinin avukatı olarak gölge gibi değil, adeta sis gibi kayboldunuz.

İzmir Körfezi’nin kirliliğiyle ilgili aylarca konuşulurken, sizden tek kelime duymadık.

Şimdi ne değişti de Hamza Dağ’ın sözlerine karşı harekete geçtiniz?

Bu kadar gecikmiş bir açıklamayla İzmir halkını mı etkileyeceğinizi sanıyorsunuz?

Cemil Tugay yalnız bırakılırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi eleştirilerin odağı olurken, İzmir’in geleceği siyasi kavgaların gölgesinde kalırken, siz Sarayın müteahhiti Rönesans’ın avukatlığını mı yapıyordunuz?

Eğer öyleyse, bunu açıkça söyleyin. Belki İzmir halkı sizi bu rolde daha iyi anlayacaktır.

Şimdi, siz de sahneye çıktınız ve bir açıklama yaptınız.

Ama ne fayda?

Zamanında harekete geçmeyen, İzmir’in çıkarlarını zamanında savunmayan bir gölge bakanın bugün söylediklerinin ne değeri var? İzmir halkı sizden gecikmiş laflar değil, zamanında verilen mücadeleler görmek istiyor.

Ama şunu söyleyelim, Sarayın müteahhiti Rönesans’ın avukatı olarak belki de "gölge" kelimesi tam da size uygun. Çünkü İzmir’in kirliliği, sorunları, tartışmaları yaşanırken gölgeleriniz ortada bile değildi. Şimdi çıkıp "ben de varım" demek, İzmir halkının hafızasında hiçbir şey değiştirmez.

Şimdi sorsanız, muhtemelen "Bana bilgi gelmiyor, konudan haberdar edilmedim" diyecek. Ama İzmir Milletvekili olarak burada yaşanan siyasi polemiklerin tam ortasında olması, her detayı takip etmesi gerekir.

Görev bilinci bunu gerektirir.

Fakat anlaşılan, asıl mesele İzmir’in çıkarları değil. Asıl niyet, belli ki aralarının bozuk olduğu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın yıpranmasını izlemek. Ortada bir sorun varken müdahale etmeyip geri planda durmak, sonra da işler yatışınca bir açıklama yaparak rol almak... İşte, Sayın Murat Bakan’ın bu tutumu pek de İzmir’e yakışmıyor.

Ama tabii, gerçek niyet bu olunca, İzmir’in sorunlarını savunmak yerine sessizce izlemeyi tercih etmek daha kolay.