Dolar 35,1505
%-0.14
Euro 36,6997
%-0.13
Altın 2.967,310
%-0.04
Bist-100 9.725,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°

Vekil İnan ve 'doğallık' maskesi: Siyaset mi, manipülasyon mu?

Eyyüp Kadir İnan geçen gün bir televizyon kanalında çıkıp öyle bir konuşma yaptı ki, insan şaşırıyor!

Sayın İnan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile birlikte Çevre Bakanı Murat Bakan’la yaptığı görüşmeyi değerlendirirken neredeyse, "Bilal Bey bu işte yanlış yaptı," demediği kaldı. Öyle basite indirdi ki konuyu, şaşmamak elde değil! “Cemil Bey’in Bakan’la görüşmesi kadar doğal ne olabilir ki?” diye soruyor Sayın İnan. Aziz Kocaoğlu da zamanında gitmiş, Aydın Şengül’le birlikte gitmiş. Tunç Soyer de gitmiş!

Ne var bunda?

İzmir’in Çevre Bakanı’yla görüşmesi bir lütuf değil, sıradan bir olaymış meğer!

Ama durun bir dakika...

Bilal Saygılı’nın yaptığı önemli çıkışları AK Parti içinde bir kesim istemezken, vekil İnan’ın bu kadar alenen çıkıp bu gerçeği televizyon ekranlarında açıkça ifade etmesine ne demeli? İzmir'in geleceği için mücadele eden bir il başkanına bu kadar "doğallık" atfetmek, siyasetin en doğal refleksi midir?

Düşünsenize, İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir adına dik durup mücadele ediyor. Evet, kendi partisinde bile İzmir için yapılacak hizmetleri engellemeye çalışan bazı “isimlere” rağmen. Bilal Bey, İzmir’e yapılacak yatırımların takipçisi olmuş, ama bir yandan da İzmir’in bu doğal görüşmelerini basitleştirmeye çalışanlar var. “Olsun canım, her belediye başkanı gider zaten, ne var bunda!” deniyor.

Aslında bakın, mesele Cemil Tugay’ın gitmesi değil.

Mesele, İzmir adına yapılacak her türlü önemli işte Saygılı’nın attığı cesur adımların göz ardı edilmesi.

AK Parti’nin İzmir’deki bu yeni çıkışlarını hafife alanlar mı?

Onlara sadece bir çift sözüm var: İzmir, sıradan bir şehir değil!

 Ve Bilal Saygılı da sıradan bir il başkanı değil!

Şimdi, insan sormadan edemiyor: Acaba bu ziyaretin İzmir için anlamı nedir?

Bilal Saygılı gibi İzmir adına önemli çıkışlar yapan bir il başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, aynı masaya oturup şehrin geleceği için adımlar atarken, bunu “ne var canım bunda” diyerek basitleştiren bir milletvekiline ne demeli?

Peki, bu iş birliğinden İzmir ne kazanacak?

Şehre hizmet etmek için kurulan bu diyaloglar, hükümet ve belediye arasındaki dayanışma İzmir’e nasıl katkı sağlayacak?

İşte asıl mesele bu!

 Ama maalesef Sayın İnan, ekranlarda bu sorulara cevap vermek yerine, CHP'li bir belediye başkanının hükümetle kurmaya çalıştığı ilişkiyi küçümsemekle meşgul. Çünkü onun için önemli olan İzmir’in kazanımları değil, belki de siyasi polemiklere bir iki katkıda bulunmak.

Ama gerçek şu ki Bilal Saygılı, İzmir için büyük bir mücadele veriyor. AK Parti içinde bile İzmir'e yapılacak hizmetleri istemeyenler olabilir, ama Saygılı’nın bu kadar açık ve net bir şekilde İzmir için çalıştığını görmek, İzmir halkı için bir umut kaynağı. O, İzmir’in hakkını savunan bir il başkanı olarak, tüm bu “doğal” söylemlere rağmen dimdik ayakta.

Sonuçta, İzmir halkı yapılan hizmeti görmek istiyor, siyasetin bu kadar basite indirgenmesini değil. Saygılı gibi isimler, İzmir adına konuşup şehre hizmet etmeye çalışırken, bu çabaların basitleştirilmesi ya da baltalanması gerçekten de şaşırtıcı. Ama İzmir’in kaderi, bu tarz söylemlere rağmen şekillenmeye devam edecek. Ve biz İzmir'den, hizmeti baltalamaya çalışanlara sadece tek bir şey diyoruz:

Pes doğrusu!